Kahvecioğlu ve Hemşericilik…!

Nihat Kahvecioğlu

 
Evet,'KAHVECİOĞLU' ailesinden bir çınar daha devrildi.Rahmetli Adnan KAHVECİ'nin babası Dursun amcayı, geçen Cuma günü toprağa verdik.Dursun amcada babamla hala dayı çocuklarıydı ve yaşdaş sayılırlardı.Babam, otuzyedi yaşında trafik kazasında hayatını kaybetti.Dursun amca seksen beş yaşında.İşte yaşam bu; Kimi hayata doyamaz, kimide hayattan bıkmıştır.Herşeyin ama her şeyin hayırlısı...!
 Zaman zaman tartışır, hatta belkide birbirimizi kırarız.Sen şuralısın, ben buralıyım diye.Şöyle bir düşündüm, aileyi göz önüne getirdim.Rahmetli halam Samsun'da, Adnan ağabey İstanbul'da ve Dursun amca da Trabzon'da toprağa verildi.
 O zaman nereli olursan ol; 'Doğduğun yer değil, doyduğun yer senindir'. Şimdi bir kısım insan kalkmış,küçük-mikro-milliyetçilik yapıyor.İşte böyle oluncada bir türlü bir yere gidemiyor, ülke olarak yerimizde sayıyoruz.
 Şöyle kısa bir geri dönüp, hatırlamaya çalışalım. Genel seçimlerde öyle bir propaganda yapıldı ki, çoğu aday adayı milletvekili, doğum yerini yazmaya çekindi. Hemşericilik öyle bir havaya sokuldu ki sanki arada kan davası var.Kime ne faydası var? Veya kim faydalandı?
          Hemşericiliğin temelinde yatan asıl neden; Gurbette olmanın verdiği 'YALNIZLIK' duygusudur. Nedeni ne olursa olsun köyünden, kasabasından ve şehrinden ayrılan insanın; Sevdiklerini, anılarını ve toprağını bırakıp gitmenin   verdiği özlem, duygularına hakim olur.Bunun yanı sıra, yeni yerleştiği yerde; Kültürünü, geldiği yerdeki alışkanlıklarını,adetlerini tanıdıklarıyla yaşama ve yaşatmak istediğinden,bölgesinden birini gördüğünde de hemen ona sarılır.Böyle oluncada, kaldığı yere adaptasyonu gecikir.
 Bugün ki ulaşım koşullarında bu duygular varmıdır? Tartışılır. Artık gurbet,helede keskin gurbet koşulları yok ki.Telefonlar, bilgisayarla görüntülü görüşmeler ve her an her yere rahat ulaşım olanakları, gurbet duygusumu yaşatır  insana.Yani hemşericilik, bir yerde eski duygu dolu işlevini kaybetmiştir. Sürmene-Trabzon'lu olduğumu her zaman gururla söyledim. Hiçte çekinmedim. Hatta ne olursa olsun, mikro milliyetçiliği kınadım, karşısında durdum. Benim anladığım milliyetçilik, sonuna kadar bu ülkeyi savunmak ve korumaktır.Yoksa sen şu ildensin, ben bu ildenim söylemiyle milliyetçilik olmaz ve milliyetçi olunmaz.
 Ben her fırsatta doğduğum yerleri görmeye giderim, görmekte isterim. Çünkü orda benim çocukluk hayallerim, çocukluğum var.
 Çalışıp, az veya çok ne kazandımsa hepsi Samsun'da. Sadece ziyaretlerimde, yediklerimin ve içtiklerimin  parası  Sürmene-Trabzon'da kaldı. Cüzdanımı açarsam, Samsunsporun  kombinesi gözünüze batar. Eeee! ben oldum Trabzon'lu da siz oldunuz Samsun'lu.
 Geç onu sen, geç..! En kolaycılığı yapma,yani konuşma.Konuşacağına, doyduğun yere ne verebiliyorsun ona bak.Yoksa bu ülkede, ağzı olan konuşacak mı veya konuşmaya devam mı ettirilecek…!
 Her şey gönlünüzce olsun
 SEVGİLERİMLE   

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.