KABA İNSAN, FESAT İNSANDAN İYİDİR...

Sami Kesmen

Toplumda her insanın huyu ve mizacı farklıdır. Kimi; ince, nazik ve zarif, kimi; sert, patavatsız ve kabadır. Ancak insan ilişkilerinde, sadece dışa yansıyan bu kabalık ya da kibarlık ölçü değildir. Nice kibar görünümlü insanlar vardır ki; içlerinde fesatlık, haset ve hile barındırırlar. Kimi zaman güler yüzleriyle, kimi zaman tatlı dilleriyle kalplere girer fakat niyetleri bozuktur. Asıl tehlike de buradadır. Çünkü fesat insan, kendisinin dışında herkesin zarar görmesini ister. Hesabı hep başkasının yokluğu üzerinedir. Onun için; dostluk, sadakat ve güven yoktur. Dost gibi yaklaşır ama içinde düşmanlık besler.

Kaba insan ise; niyetini gizlemez. Ne düşünüyorsa onu söyler. Kırar, döker, zaman zaman incitir ama art niyet taşımaz. Başkasının malına, namusuna, hakkına göz dikmez. Onun sert sözleri incitebilir ama bu geçicidir. Kaba insanın zararları yüzeyseldir, fesat insanın zararı ise derindir ve sessizdir. Biri; taş atar ses çıkarır, diğeri; zehir döker, habersiz içirir. Bu nedenle, faydası olmasa bile zararı da dokunmayan kaba insan, fesat insandan çok daha güvenilirdir.

Tarih boyunca toplumları çürüten, nice devletleri içten yıkan da çoğu zaman fesatlık olmuştur. Kur’an’da münafıklar sıkça zikredilir, çünkü onlar dıştan iman etmiş gibi görünüp içten fesat çıkarırlar. Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde İslam’ın en büyük imtihanı da bu fitne ehliyle olmuştur. İhanet; dost yüzüne bürünmüş fesadın eseridir. Fesat insanın varlığı; toplumsal güveni yok eder, kardeşliği sarsar, adalet duygusunu zedeler.

Kaba insanla anlaşmak, onunla yaşamak kolaydır. Çünkü sözü ve özü birdir. Yanında ne görüyorsan odur. Oysa fesat insan sürekli hesap peşindedir. İyilikte görünür, kötülük düşünür. Sevgi gösterir, kin besler. Bu nedenle, bir insanı değerlendirirken sadece üslubuna değil, kalbindeki niyetine de bakmak gerekir. Sert sözlerin ardındaki temizlik, tatlı sözlerin ardındaki kirden çok daha hayırlıdır.

Toplumun huzuru için tehlike oluşturan kaba sözler değil, fesat planlardır. Bir topluluğun yıkılması çoğu zaman kaba insanların öfkesinden değil, fesat insanların sinsi planlarından gelir. Bu yüzden ölçü; incelik değil, sadakat ve temiz niyettir.

Kaba insanın kırdığı gönül onarılır fakat fesat insanın açtığı yara kolay kapanmaz. Kaba insandan dost olur, fesat insandan dost olmaz. Çünkü kaba insanın sertliği göze çarpar ama fesat insanın zehri gizlidir. İnsanı ve toplumu koruyacak gerçek ölçü; nezaketten önce niyet temizliği ve kalp dürüstlüğüdür.

İnsanın hayat yolculuğu inişli çıkışlıdır. İnsan, başarı basamaklarını tırmandıkça; alkışlayan, öven, yanında duran çok olur. O anlarda etrafını saran kalabalık, çoğu zaman samimiyetten değil, menfaatten beslenir. Ne var ki; imtihan çarkı tersine döndüğünde, yani insan tökezleyip düştüğünde aynı kalabalık birer birer uzaklaşır hatta dün sevenler, bugün satanların başına geçer. Bu hakikat, dostluğun gerçek değerini gösterir. Yanında kalanlar, çıkar için değil vefa için duranlardır.

Asıl servet; yükselişte değil, düşüşte belli olan bu az sayıdaki sahici dosttur. Kaba insanlar genellikle dostlarını zor günlerinde yalnız bırakmazlar ama fesat insan çıkarı olmadığı yerde asla durmaz manfaat gelmeyen eli asla tutmaz. Elbette, insanları tanıyıp, anlamak hayat tecrübesi ister. Tecrübesizlerden fesatlar istifade eder onlar için tecrübesiz insan nefes borusudur.

Menfaati olduğunda yılanla bile çuvala giren fesat insan; çıkarı bittiğinde içinde bulunduğu çuvaldan çıkarak ortamı ateşe vermekten asla çekinmez. Korkaktırlar ama en çok konktukları da çıkarlarının sona ermesidir. Uykusuz geceler tam da onlar için söylenmiş bir sözdür.

Sözün özü; kaba insanı tercih edip koluna girin ama fesat ve sinsi insanın geçtiği yoldan bile geçmeyin.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.