İYİLİK

Bayram Ocak

Önce ki gün  sabah, iş yerinin önündeki çöp bidonunun başına el arabası ile bir kişi geldi . Elindeki demir çubuk ile çöpü karıştırırken bir araba geldi ve biraz ilerisinde durdu. Araçtan inen  8 ile 15 yaş arasında üç çocuk  çöp toplayan kişiye koşarak özlem ile sarıldılar. Belli ki uzun zamandır görmedikleri insandı bu.
En küçük çocuğu kucağına alan adam, onları getiren kişi ile bir kaç dakika konuştuktan sonra araç  şoförü  arabasına  yöneldi. Çöp toplayan çocuklara son kez sarılıp veda ederken eli cebine gitti. Çocukların eline para sıkıştırıp vedalaştı. Durumu gören şoför, çocuklardaki paraları alarak çöp toplayan şahsın yanına gitti.  Bir iki dakikalık konuşma sonrasında çocuklardan aldığı parayı geri verdi. Cüzdanından para çıkartıp onu da çöp toplayana verdikten sonra aracına binerek oradan ayrıldılar.
Araç giderken çocuklar her ne kadar geriye dönüp bakmasalar, çöp toplayan kişi araç gözden kaybolana kadar ardından baktı. Sonra ters istikamete doğru yürümeye başladı.
20 metre önümde gelişen olayı çözemedim.  Eğer şoför para vermeseydi  adama, o  çocukların kim olduğunu neden böylesi bir özlemle koşup sarıldıklarını soracaktım çöp toplayan kişiye. Utanır diye hiç yaklaşmadım, zaten onunda beni görecek bir durumu yoktu.
Mutlaka  onların özeli idi olay , içlerinde sakladıkları bir şeyler veya çocuklar ile çöp toplayan adamın arasında yürek yakarak fırtınalar koparan bir olay  vardı.  Benim takıldığım olay, o toplanan paraların tekrar aynı kişiye İade edilmesiydi.
 Her yönüyle sıkıntı olan bu olayda benim üzerinde durmak istediğim konu o para trafiği idi.
Kendisine sevinçle koşan çocuklara içinden gelerek para veren adamın parası toplanarak geri veriliyor ve üzerine  hariçten para yardımı da yapılıyor. Nedense verilen paraları almamak için bir itirazda bulunmuyor çöp toplayan kişi, belki o paralar günlük kazancıydı, belki evine ekmek getirecekti o nedenle cebine konurken ,ses çıkarmadı veya ona hariçten verilen paraya itiraz etmedi. Olayın aslı bize karanlık.
İyilik yapmanında bir adabı vardır mutlaka, kim ney, nasıl  yaparsa yapsın  iki  öncelik ön plana çıkmaktadır.  Birincisi iyilik yapanın o güzel duygularının köreltilmemesi.  İkincisi iyilik yapmak istediği kişinin onurunun da kırılmaması lazımdır. İyiliğin adabı da gizli yapılmasındadır. Formülü ise ver, unut.
Önce ki gün yaşanan olayda , çöp toplayan kişinin içinden gelen bir istek vardı.  Çocukların ceplerine harçlık koyuyor. Şoför o inceliği boz mamalıydı, çocuklar arabaya gittikten sonra kendisine göre doğru olan durumu açıklamalı ve ondan sonra o yardımı yapmalıydı.
Bir özel eğitim alt sınıfının ihtiyaçları bir iş adamı tarafından karşılanılıyor, o güzelliğin açıklanması için hazırlık yapılıyor, iş adamı buna müsaade etmiyor . Her yıl bu yardımları yapan kişi yaptığı iyilik ile anılmasını istemiyor. Bakış açısıdır, birde çok küçük bir yardımı bile gündemde tutarak reklam yapmaya çalışanları düşünün .
Ramazan geldiğinde televizyon programlarında yardım kampanyaları başlar, yapılan yardım bir senaryo dahilinde gerçekleşir, yardım edilecek kişi zora ki figürandır, yardım edecek olanlarda reklamlarını en iyi yapmanın peşindedirler. Olayı dramatize ettikçe ederler, belkide yardım alanların göz yaşları düştükleri durumadır, ama ekranlarda defalarca bu göz yaşları ön plana çıkartılır.
Bir Cuma hutbesinde Suriye için yardım yapılmasından dem vuruldu,  Herkes elinde ki malzemelerden bir katkı sağlamaya çalışıyor. Elimizde toplanmış bir miktar malzeme var. Bunun yardım toplayanlara ulaştırılması gerekiyor, camide ki sorumlu kişiye durumu açıklıyorsun , aldığın cevap ‘’SIFIR MALZEME’’ toplanıyor. E insanlar evlerinde kullanmadıkları, yada kullanıp ihtiyaç olmasına karşın içinden gelmiş bir battaniye veriyor. Kış günü bu ihtiyacı alacak olan, sıfır mı, ikinci el mi diye düşünecek yada yardımı organize edenler, sıfır malzeme topladıkları için madalya mı kazanacaklar.
Oraya veremediysek diyerek ekranlarda sık sık gördüğünüz ,bol reklamlı bir yardım kuruluşunun telefonunu bulup onları arıyoruz. Adam senin konuşman bitmeden,
‘’Biz Nakit Çalışıyoruz’’ diyor. Durumu anlatıyorsunuz,  ‘’Sizi bir başka yere aktarayım’’ deniyor ve hat kesilene kadar telefonun başında bekliyorsunuz.
Yardım etmekte,buna yardımcı olmakta çok güzel bir olay fakat yardım kuruluşları da kurumsallaştığı için seçiçilikleri arttı.
Yardım alan, bir çadır bekleyen ülke konumundan, yardım eden ülke konumuna geçtik mutlaka ama , zihniyetlerimiz bozuk. Bu ülkede Kurbanlarınızı yurt dışında keseceğiz vaadinde bulunup ta kesmeyen vakıflara şahit olduk ki, yardımdan çok reklamı için mücadele edenleri gördüğümüzde yadırgamıyoruz artık.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.