İŞİMİZE GELDİĞİ GİBİ

Yusuf Demircioğlu

Taraf olmak ile haklının yanında olmak arasında ince bir çizgi vardır. İnsanların bir çoğu dilleri ile haklının yanında olduklarını söyleseler de eylemleri ile taraftarı olduklarının yanında yer almışlardır. Demokrasi  ve özgürlük naraları atanlar , iğnenin ucu kendilerine batmadığı sürece sessiz kalmayı tercih etmişlerdir.

Çarşı Grubu ' nun hükümet aleyhine tavır alması sonucunda futbol sahalarına siyaset girmesi yasaklanmıştır.Ama Sayın Bakanımız Suat Kılıç ' ın posterinin Samsun 19 Mayıs Stadyumu ' na asılarak kendisine teşekkür edilmesi  görmezden gelinmiştir.

Gezi Parkında ağaçların kesilmemesi için eylemler yapanlar ,  Mısır 'da meydana gelen katliama tepkisiz kalmıştır.

Mısır  ve Suriye 'de ölen masumlar için dünyayı ayağa kaldıranlar , Irak ' da ölen milyonlar için kılını kıpırdatmamıştır. Mısır ve Suriye ' de insanlık dramı yaşandığını söyleyenler ,Irak 'da ölenlerin insan olduğunun farkına varmamıştır.Diktatörlerin döktüğü kanlara içi acıyanlar , kanı döken Amerika olduğunda insanlıklarını unutmuşlardır.

Birkaç ağaç için ölümü göze alanlara ve hatta ölenlere her türlü hakaret yapılmıştır. Ne çapulculukları ne ayyaşlıkları kalmıştır.Ama bu hakaretleri yapanlar ''ormandan bir ağaç kesenin kellesini keserim'' diyen Fatih Sultan Mehmet ' in torunu olmakla övünmeyi kimseye bırakmamıştır.

28 Şubat' ta yaşanan haksızlıkları dile getiren , gazetelerin nasıl sansürlendiğini  unutmayanlar , günümüzde sekiz gazetenin aynı manşetle çıktığını  görmezden gelmiştir.

Önceki iktidarların yolsuzluk yaptığından şikayet edenler , ama şu anda da yolsuzluk var denildiğinde '' hep onlar mı yiyecek biraz da bizimkiler yesin '' demeyi marifet bilmiştir.

Baş örtüsü yasaklandığında kafalarını  kuma gömenler , bir kişi şortla ilgili yazı yazdığında ortalığı ayağa kaldırmıştır.

Muhalefet liderleri demokrasinin faziletlerinden bahsederken,  ülkenin seçilmiş Başbakanına diktatör demekten haya etmemişlerdir.

İktidar , özgürlüklerin genişletildiği masalını anlatırken,  Gezi Parkı eylemlerine destek veren sanatçıları tehdit etmekten , dizileri yayından kaldırmaktan çekinmemiştir.

Hakimler ve savcılar bağımsızdır.Tehdit edilemez diyenler ,  Adalet Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısının'' kararı veren hakimler ve savcılar benim gibi yumruk yemez ,yumruk yediklerinde takip edeceğim bakalım ne yapacaklar.'' diyerek  aba altından sopa gösterdiğinde sessiz kalmayı  tercih etmişlerdir.

Kürtaj yasaklanmalı denildiğinde ''beden bana ait istediğim gibi kullanırım'' diyenler ,prezervatif ya da doğum kontrol hapı kullanmayı  akıl edemedikleri için ortaya çıkan bebeğin bedenini  hiçe saymış , '' diren bebek''  diyen olmamıştır.

1920 yılında savaş şartları içinde kurulan İstiklal Mahkemelerini hukuku çiğnemekle itham edenler , 2000 ' li yıllarda kurulan Özel Yetkili Mahkemeler hakkında tek kelime etmemiştir.

Taraftar olduklarımızın yanlışlarını görmezden geliyoruz.İtirazımızı , haksızlığa değil, haksızlığın bize yapılmasına yapıyoruz.Kendimize dokunmayan yılanı bin yıl yaşatıyoruz.

Kendimizi kandırmayalım.Hiçbirimizin demokrasi , eşitlik , adalet ,özgürlük gibi bir derdi yok.Biz kendimize demokrasi , kendimize eşitlik,kendimize adalet, kendimize özgürlük peşindeyiz.

Ondandır, bir adım ileri gidemeyişimiz…

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.