İlk yarıdan göze çarpanlar

Mustafa KAR

Okan Karabulut: Geldiğinde kapalı kutuydu. Kaleci yokluğunda gelir gelmez formayı aldı, 1-2 maç hariç sürekli kaleyi o korudu. Zaman zaman iyi oynamasına rağmen yediği basit goller kendisine olan güveni azalttı. Yönetimin kaleci arayışlarında olması 2.yarı işinin zor olacağını gösteriyor.
Turgay Gölbaşı: İlk 4-5 hafta potansiyelinin çok altında kaldı. Yürümeye hali yok gibiydi. Ancak ilerleyen haftalarda olması gereken Turgay gibi oynadı. Profesyonelliği alkış aldı. İyi niyetli mücadelesi ve tam bir görev adamı olması hem takıma yaradı hem taraftarın gözünde değerini artırdı. 3 farklı mevkide görev yaptı ve görev yaptığı her yerde elinden geleni ardına koymadı.
Adem Alkaşi: İlk olarak Ordu"da Mersin İ.Y maçında izledik onu. O maç tam bir kabustu Adem için de bizler için de. Oynadığı her maç kondüsyon açığını kapattı ve takımın vazgeçilmezlerinden oldu. Yaptığı bindirmeler asistle sonuçlanınca uzun zaman sonra hücuma katkı sağlayan bir bekimiz oldu. Her ne kadar savunmada yaptığı hatalar kötü sonuçlansa da, pozitif oynamaya çalışması takdir edilmeli. İyi bir kamp geçirirse 2.yarı daha da etkili olur.
Can Özgür Arslantaş: İnişli çıkışlı bir ilk yarıyı geride bıraktı. Kenan"ın kaptanlığı bırakmasının ardından kaptanlık pazubandını koluna takması performansına katkı sağladı. Hırslı mizacıyla takdir aldı. Gereksiz yaptığı fauller en büyük handikapı. Rakibe değil de topa sert oynarsa daha iyi olacağı kanaatindeyim.
Orhan Taşdelen: Sürekli 11 de şans bulamadı ve performansı hiç yükselmedi. Top tekniği iyi olmasına rağmen oynadığı maçlarda pasif ve ağır kaldı. Bu haliyle oynaması çok zor görünüyor. Eğer transfer döneminde yollanmazsa oynaması için çok çalışması lazım, çok…
Kenan Yelek: Sezona iyi başlamadı. Yönetimle yaşadığı problem sonucu kaptanlığı da bıraktı. Düzenli olarak forma şansı bulamamaya da başladı. Kötü oynadığı maçlarda bile mücadeleden kaçmaması en olumlu özelliği. Takıma verdiği emek tartışılmaz. Tecrübesi yeter.
Yücel Ömür Ejder: Göze çarpan yanı, basit oynaması. İnce işlere bulaşmadan sadece işini yapıyor. Düzgün karakteri ve efendiliğiyle taraftarın gönlünde yer edindi. Geldiği takım taraftarlarınca bahsedilen uzun şutları bize pek nasip olmasa da asıl işini iyi yapıyor. Takımda kalması lazım.
Sefa Aksoy: Giydiği forma numarası sorumluluğunu 2 katına çıkarıyor. 55 numara giyiyorsan her zaman iyi oynamak, hiç değilse savaşmak zorundasın. Sefa da yer yer iyi oynamasına karşın ondan beklentileri tam olarak karşılayamadı. Son maçlarda yükselen bir grafiği var, umarım 2.yarıda daha da iyi olur. Bu takımı ne zaman ki Samsunlular taşır, o zaman başarı gelir.
İlhan Ummak: Transferi gerçekleştiği andan itibaren beklentilerin en yüksek olduğu isim İlhan"dı. Ancak Hacettepe maçında sahaya girdiğinde yüksel olanın sadece beklentilerimiz değil kilosunun da olduğunu fark ettik. Ayrıca ortasaha oyuncusu olarak alınmasına karşın sol bek oynamak zorunda kalması da performansını olumsuz etkileyince İlhan için kötü bir ilk yarı geçti demek yanlış olmaz.
Hakan Koçarslan: Takımda sürekli yer bulamaması aleyhine. Bulduğu zaman da asıl mevkii olan stoperden başka her yerde deneniyor. Bana göre en verimli olacağı yer orası. Fiziki mücadeleyi seviyor, topa kafa sokmaktan çekinmiyor ama Hakan"dan topu oyuna sokmasını beklemek yanlış. Kendi yerinde oynatılırsa her şey daha farklı olur Hakan için.
Sercan Temizyürek: Sürekli patlama yapmasını bekliyoruz. Potansiyelini bir türlü sahaya yansıtamaması ya saha dışı olaylardan ya da sakatlıklardan kaynaklanıyor. Nasıl bir futbolcu olduğunu iyi bildiğim için sabırsızlıkla gerçek Sercan"ı bekliyorum. Umarım bu son sakatlığı olur ve beklediğimiz performansı görebiliriz.
Murat Yıldırım: Bitmek bilmeyen bir enerji, mükemmel bir iş ahlakı ve kaliteli bir top hakimiyetinin birleşimi; Murat Yıldırım. İzlemekten keyif alınan futbolculardan O. Bu sene bazı maçlarda kötü oyuna ayak uydurmasına rağmen genel olarak ortalamanın üstünde kaldı. Topla rakip arasına girmesini yani vücudunu kullanma becerisini bu kadar geliştirmiş olması gerçekten harika. Geçen sene kart cezalardan muzdaripti, bu sene son maç hariç hep sahadaydı. Umarım uzun yıllar bizim formamızı taşır.
Hakan Akman: Samsunspor taraftarı altyapısından gelen golcüleri izlemeye alışkındır. Hakan da, taraftarın bu beklentisini karşılayacak yeteneğe sahip. İlk yarıda kritik goller attı ve attığı goller her forvetin atacağı goller değildi. Onun kalibresinde bir futbolcunun çok iyi yerlere geleceğini kestirmek zor değil ancak "ben oldum" demeden daha çok çalışması lazım.
Burhan Coşkun: Burhan"ı ilk yarı için iki kısımda incelesek yanlış olmaz galiba. Kadro dışı kalmadan önce ve affedildikten sonra. İkinci kısmı yazsak daha iyi olacak, ilk kısma hiç girmeyelim! Erciyes maçıyla döndükten sonra, golcü sıfatını giydi sırtına. Taktiğin kilit noktalarından olan pivot santrafor mevkiinin hakkını verdi. Orduspor maçının son dakikalarında kaybettiği topu almak için adam kovalaması, ondan ne beklediğimizin tam karşılığıydı aslında. Parayı sürekli problem etmeyecekse kalmasında fayda var.
Turgut Doğan Şahin: Kimine göre yıldız kimine göre sıradan. Ama attığı 7 golü kimse görmezden gelemez. Tartışılması gereken yeteneğinden ziyade kendine olan güveni. Biraz özgüveni olduğunda neler yapabileceğini O da Ordu maçında attığı golle gösterdi. Saha içinde aldığı kararlar da doğru olduğu takdirde çok daha fazla gol atıp asist yapabileceğine hiç şüphe yok. En kötü özelliği ise, maç içindeki gamsız tavırları. Biraz daha mücadeleci ve hırslı olsa her şey daha iyi olacak. Taraftarla arasını iyi tutmasında fayda var, Hacettepe maçı sonrası yaşanılanları unutturmak yalnızca onun elinde.
Oktay Delibalta: Sezona hem fiziksel hem ruhsal açıdan çok iyi hazırlandı ve çok ta iyi başladı. Oynadığı maçlarda gösterdiği kazanma hırsı ve motivasyonu takımı da etkiledi ama sakatlık belası yapıştı yakasına. Uzun süre takımdan ayrı kalıp geri döndüğünde hoca değişikliğine gidilmişti ve yeni hoca Oktay"ı tanımıyordu. O da fırsat bulduğu ilk karşılaşmada kendisini tanıttı hocasına. Daha da unutmaz herhalde Hüseyin Kalpar Oktay"ı. Takımımızın hücum gücünün en etkili silahı, 13 numaranın uzun yıllar bizimle olması temennisiyle…
Hüseyin Kalpar: Uzun süre takım çalıştırmaması futbola susatmış Hüseyin Hoca"yı. Geldiği ilk günden itibaren takımın oynadığı futbolda gözle görülür bir artış oldu ve disiplinsizlik haberleri bıçak gibi kesildi. İlk başlarda oyunun karşılığı puan olarak dönmese de sonlara doğru aldığı maçlar ile kredisini artırdı. Yıllar sonra 2 deplasman galibiyetini ve iki maç üst üste galibiyeti hanesine yazdırması alkış aldı. Hedefe bizi götürebilecek kalitesi olduğunu hepimize ispatladı. Seneye de takımın başında olursa neden olmasın? Demekten alamıyorum kendimi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.