İL ÖZEL İDARESİNDEKİ TEFTİŞTEN SES YOK

Adnan Bahadır

Herkes  istiyor ki birileri taşın altına ellerini koysunlar, sıkıntısını çeksinler kendileri de bu işin kaymağını yesinler. Siyaset yapan insanlar  en ufak bir sorumluluk üstlenmeksizin veya kimseyle kötü olmadan siyaset yapmak istemeleri  insanı çileden çıkarıyor, siyaset yapmak sorumluluk gerektirir, sorumluluk almak istemeyen insanların siyasete girmeleri  fevkalade yanlış bir durumdur. Dikkat ederseniz  bu şehirde  siyasetçilerin yapmaları gereken  bir çok işi DENGE gazetesi yapıyor. Gazetecilik mesleğine başladığımız günden itibaren ortaya çıkardığımız işlerlerle ilgili hiçbir seçilmiş siyasetçinin tavır koymaması  manidar  değil mi? Bundan üç dört yıl önce Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun Atakum'da  satın almak üzere fiyat teklifi aldığı bina ile ilgili yaptığımız haber sonrası Devlet bir Milyon liranın üzerinde para kazandı, Eski Yimpaş bitişiğindeki  arsa ile ilgili ortaya koyduğumuz tavır sonunda Devletin heba olan Milyonlarının geriye dönmesi noktasında ciddi  kazanımlar oldu, İl Özel İdaresinde yapılan işlerle ilgili ortaya çıkardığımız belgeleri yayınlamamız sonrasında belli firmalara yapılan ödemeler artık yapılamaz oldu.

                Biz bu kadar uğraş verirken siyasetçiler ne yaptı derseniz kocaman bir hiç cevabını alırsınız, bize gelen belgelerin bazıları Milletvekillerine gitmiş olmasına rağmen en ufak bir şey yapmamışlar, tam aksine ellerindeki belgeleri  sümen altı yaparak konunun kapanması  cihetine gitmişlerdir. İşin daha da enteresan yönü elimize gelen belgelerle ilgili aslı astarı olmayan masum insanları suçlamaya kalkmaları insanı çileden çıkarıyor. Bu belgeler önce bir meclis üyesi tarafından alınıp bir Milletvekiline veriliyor, Milletvekili de belgeleri bize direk ulaştırmaya korkuyor, dolaylı olarak birilerine verip işin içerisinden çıkıyor. Bunu yapan Milletvekili  neden böyle bir davranışta bulunuyor derseniz kimseyle kötü kişi olmamak adına yaptığı ortada ancak bu Milletvekili bunu yaparken diğer siyasetçilerden en ufak bir ses çıkmamasına ne demeli?  Üzülerek söylemek gerekirse bu şehirde muhalefet yok, nedeni de herkes bir yerlerden nemalanmış korkudan sesini çıkaramıyor. Dikkat ederseniz bir Partinin  Grup Başkan Vekili bu şehrin Milletvekili bu güne kadar şehrimizdeki önemli konularla ilgili taşın altına elini koyar mahiyette bir açıklamasını duyanınız var mı? Ben duymadım duyanınız varsa Allah rızası için söylesin.

                Diyelim ki iktidar Milletvekilleri sessiz kalmak zorundalar, kendi partileri iktidarda yolsuzlukları ortaya çıkarmaları halinde siyasi gelecekleri sıkıntıya girebilir ama bu konuda ben Başbakan'ın asla taviz vermeyeceğini düşünüyorum, yolsuzluğun yanında olacak bir insan değil ama seçilmişler risk almamak için sessiz kalmayı tercih ediyor iseler onların tercihi. Peki muhalefet partilerinin Milletvekilleri  ne iş yapar derseniz onların bir kısmı şehirdeki çetelerin emrine girmişler onları istemediği hiçbir şeyi yapma şansları yok, hatta bazılarının  seçim çalışmalarında kimlerden neler aldıklarını yayınladığımızda aklınız şaşacak. Siyaset temiz toplum için yapılmaz ise hangi parti iş  başında olursa olsun, hangi Milletvekili hangi görevde olursa olsun hiçbir işe yaramaz. Adam seçim çalışmasında bir Holding patronundan para, otobüs almış ise o patronun yapacağı yanlışla ilgili sesini çıkarması söz konusu olabilir mi?  Ancak merak etmeyin zamanı geldiğinde bunları belgeleri  ile yayınladığımızda sizler de gerçekleri  göreceksiniz.

               

İl  Özel idaresi  ile ilgili yaptığımız yayınlar  ardından en ufak bir işlem yapılmadığını görünce bizzat kendim Cumhuriyet Savcılığına gidip suç duyurusunda bulunmuştum, ardından Savcılık konuyu  Valilik makamına  taşıdı, Valilik ise İçişleri Bakanlığından Müfettiş istedi  buraya kadar olanlar tamamen bizim uğraşımızla olan şeyler, bundan sonra olması gerekenler ise Devletin yetkili  kurumlarınca yapılması gereken şeyler. İçişleri Bakanlığı  bundan üç, dört ay önce iki müfettiş gönderdi ancak müfettişlerin tavrı bana pek  iç acıcı gelmemişti, o konuda ben üzerime düşeni yaptım ancak  iki seçilmiş arkadaşın anlattığı beni bir hayli üzdü, arkadaşlar bu konunun Ankara'da ört bas edilmek istendiğini hatta bununla ilgili bazı toplantılar yapıldığını söylediler. İçişleri Bakanlığı Müfettişleri  yaklaşık üç, dört ay önce  gelmiş olmasına ve   ben bu konunun şikayetçisi olmama rağmen  konuyla ilgili bana bir sonuç  gelmedi. Normal   süreçte konunun tarafı olduğum için bana da bilgi verilmesi gerekir, kaldı ki yaptığımız haberlerle ilgili Valilik tarafından görevlilerle ilgili soruşturmaya gerek olmadığına dair karar verilip tarafıma da tebliğ edilince ben mahkemeye müracaat ettim, bu konu da aynı şekilde olması gerektiğini düşünüyorum ancak aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen henüz ses yok. Umarım olaya siyaset müdahale edip kapatmaya kalkmazlar, şayet öyle olur ise biz sonuna kadar bu işin takipçisi olacağımızı unutmasınlar. Sözlerime son verirken  yazıyı yazarken gelen üzücü haber beni bir hayli üzdü,  Erdoğan Tok'un yeğeninin eşinin intihar haberi  bir hayli üzücü ailesine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Kalın sağlıcakla...

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.