Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, CHP yönetimini eleştirerek, "Atatürk sağ olsaydı onları kapıdan atardı, pencereden atardı" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 'Kentsel Ölçekte Markalaşma' konulu toplantıya katılmak üzere Amasya'ya geldi. Kente gelişinde valilik önünde Vali Celaledin Lekesiz ve Amasya protokolü tarafından karşılanan Bakan Günay, Vali Lekesiz'i ziyaret ettikten sonra yapımı tamamlanan Saraydüzü Kışlası Kültür Merkezi'nin maketini inceledi. AK Parti İl Başkanlığı'nı da ziyaret eden Bakan Günay, partililere yaptığı konuşmada, TBMM'de başörtüsüyle ilgili yapılan Anayasa değişikliği çalışmaları konusunda bilgi
verdi.
TBMM'de yaklaşık 12 saat süren görüşmelerde Anayasa'nın maddelerine eklenen cümlelerin neler olduğunu anlatan Bakan Ertuğrul Günay, "Yaptığımız son derece basitti. Anayasa'nın 2 maddesine birer cümle ekledik. Bir tanesine dedik ki: 'Eşitlik esastır'. Bütün evrensel hukuk belgelerinde de insanlar herhangi bir ayrıma tabi tutulmadan birdir ve eşittir. Kanunen eşittir, hukuk önünde eşittir, devlet önünde eşittir, yaratanın önünde eşittir, eşitlik esastır. Kamu hizmetlerinden yararlanmada insanlar arasında
hiçbir ayrım yapılamaz. Bizim yaptığımız bu, yani hastaneden, postaneden, mahkemeden, devletten, öğretimden, eğitimden hizmet alırken, devletin vatandaşına vermesi gereken hizmetleri alma sırasında saçına, başına, rengine, giyimine, kuşamına, örtünmene, örtünmemene, sakallı olmana, saçlı olmana bakılmaksızın bütün yurttaşlar eşittir. Yazdığımız cümlenin esası budur; yurttaşlar arasında hiçbir ayrım yapılamaz. Bunu zorlaya zorlaya 4 saatte geçirdik. Allah'ın emrettiği, yasanın emrettiği, hukukun emrettiği,
evrensel hukukun emrettiği, dünyanın her tarafındaki çağdaş demokrat sistemlerin kitabına yazdığı ve uyguladığı temel bir gerçek. Bunu uzun uzun arkadaşlar direttiler, dayattılar, Anayasa'ya yazdık" diye konuştu.
Türkiye'de yükseköğretimde adaletsizlikler olduğunu, çocukların kafalarının içerisindeki bilgilere değil, kılık kıyafetlerine bakıldığını belirten Bakan Günay, "Yükseköğretim temel bir haktır. Yükseköğretimde Türkiye'de adaletsizlikler var. Çocukların kafasının içerisindeki bilgiye değil, dışarıdan görünüşüne bakarak bazılarına, 'dışarıda dur' diyorlar. Halbuki Türkiye'de eğitim son derece zor ve engelli bir koşu. Birisi Amasya Lisesi'nde, öteki Sinop Lisesi'nde, öteki Hakkari Lisesi'nde, öteki
Ankara'nın kolejinde okuyor, bu çocuklar yarışıyorlar, uğraşıyorlar, bütün engelleri aşıp üniversitenin kapısına geliyorlar. Onun bu başarısı alkışlanması gerekirken kapının önünde kılığıyla kıyafetiyle ilgili engel çıkartılmaya çalışılıyor. Bu adaletsizdir. Bu çocuğa karşı hoşgörülü davranmamız, kıyafetini seçerken özgür bırakmamız gerekir diye düşünüyoruz. Bu konuda haksızlık yapılmamasını öngören bir düzenlemeyi yazdık 'Yükseköğretime gidenler kanunda açıkça gösterilmeyen bir nedenle engellenemezler'
diye. Kanunda açıkça bir engel yoksa sen onu keyfi olarak engelleyemezsin, ikinci yazdığımızda bu. Bu hukuka uygun değil mi, insan haklarına, demokrasiyle uygun değil mi, bunun laiklikle bağdaşmayan nesi olabilir, insanın hakkını korumak nasıl laikliğe aykırı olabilir? Herkesin emin olması lazım, biz ülkemizin temel değerlerine bağlıyız, demokrasiye, insan haklarına, laikliğe, hukuka bağlıyız. Ama birileri bunları kullanarak insanımızı ayırmaya, insanlar arasında ayrımlar oluşturmaya çalışıyor, biz buna da
karşıyız" şeklinde konuştu.
Bir siyasi parti liderinin gazetelerde çıkan haberlerine yanıt veren Günay, şöyle devam etti:
"Bizim yaptığımız bu kadar basit. İki Anayasa değişikliği cümleciği, birincisi eşitlik esassa hiçbir ayrım yapılamaz yurttaşlar arasında, ikincisi de yükseköğretim kapısına gelmiş olan çocukların karşısına kanunda yazılı olmayan hiçbir engel konulamaz. Geleneği büyük, ismi büyük bir siyasi partinin, çok üzüntü duyuyorum benimde geçmiş yıllarda emeğim olan bir siyasi partinin bugün ki genel başkanı diyor ki: 'Siz Anayasa değiştiremezsiniz, Anayasa ya bir Kurtuluş Savaşı sonrasında değişir ya da ihtilali
göze alırsınız kelleyi koltuğa.' Böyle bir şey olabilir mi? Yani darbe yapanların, cumhuriyete son verenlerin, demokrasiye son verenlerin Anayasa değiştirmeye hakkı var, milletin kendi azim ve kararıyla kendi Anayasasını değiştirmeye hakkı yok. Atatürk sağ olsaydı onları kapıdan atardı, pencereden atardı."