Fatma Gül’ün suçu ne Ablaaa!

Recai Külyutmaz

Denge'de bir köşe yazarı var, çok sıra dışı ve tatlı üslubu var.. Güzel şeyler yazıyor..

Okurken tebessüm edebileceğiniz bir tatta kaleme alıyor yazdıklarını ki kendisini kutluyoruz..

Dün pazarcı esnafının satış tekniklerini ve ne yazık ki bu tekniklerin tehlikede olduğunu yazmış.. Pazarcı esnafının bağırarak bir şeyler satmalarının yasaklandığına değinerek, “Batıdaki gibi insanların birbirlerinin yüzüne bakmaktan dahi çekindiği, sözde medeni ve hep kibar tavırlar bize gitmez açıkçası” demiş ve pazarcı esnafımızın yaratıcı satış tekniklerinden örnekler sıralamış;

“Fatmagül etekleri 10 liraa, Fatmagülün suçu ne ablaaa!”

Şemsiye satıcısı, “5 lira vermemek için hasta olacaksınız, bayılıyorum işte bu özgüvene!”

Ve bir de her satıcıya uygun “Almayanı dövüyorlar”

Mahmut Delen'i tebrik ediyoruz..

 

İndirimli Tarifeye Dikkat

Çalık – YEDAŞ'tan ilginç bir açıklama yapılMIŞ; “İndirimli tarifeye dikkat!”

Elektrik tüketim tarifesi '3 zamanlı' olanların dikkatli olmaları gerekiyorMUŞ. Çünki,  bu tarifeyi kullananlar akşam saatlerinde elektriği yüzde 50 zamlı kullanıyorMUŞ. Elektrik tüketiminde tasarruflu olduğu sanılan ve halk arasında 'indirimli tarife' olarak adlandırılan '3 zamanlı tarifeye dikkat edilmemesi halinde faturaları şişiriyorMUŞ.

İki türlü tarife varMIŞ..

Uzmanlar (kim bu uzmanlar Allah aşkına.. Çalık YEDAŞ da bu uzmanların görüşlerine katıldığına göre demek ki, onlardan bir uzman değil.. İsimsiz kahraman..) elektrik kullanımında normal tarife ve 3 zamanlı tarife olmak üzere iki türlü tarife bulunduğunu ifade ediyorMUŞ. Normal tarifede, abone günün her saatinde tüketimi kadar ödüyor, indirim veya zamlı uygulama ya da gece gündüz uygulaması yapılmıyorMUŞ.. 3 zamanlı tarifede ise sabah 06.00 ile akşam 17.00 arasında yüzde 5, gece 22.00 ile sabah 06.00 arası ise yüzde 50 indirim uygulanıyorMUŞ... Ancak indirimli tarifede günün en fazla elektrik sarfiyatı yapıldığı akşam 17.00 ile 22.00 saatleri arasında ise yaptığın tüketim yüzde 50 zamlı olarak yansıyorMUŞ.

İki kere düşünün diye de bir not düşmüşler.. Nasıl düşünelim.. Düşünecek hal mi, bıraktılar yahu.. Saatleri değiştirdiler, kaçak kullanım bedelini ödettiler, her ay farklı farklı, ikiye üçe katlanmış faturaları sesimiz, gıkımız çıkmadan ödüyoruz.. Daha ne düşüneceğiz.. Düşünecek hal Mİ kaldı..

Kasa ikinci kez mi soyuldu..

AK Parti Samsun İl Başkanı Osman Çetinkaya, işin kolayını buldu..

Her ay düzenli olarak basınla bir araya geliyor ve Samsun ve Türkiye gündemine ilişkin değerlendirme toplantıları yapıyor..

Her ay düzenli olarak bunu yapması çok güzel,yerinde, takdir edilesi, muhalefet partilerinin hiç olmazsa bunu bile yapmamaları ise şaşılası bir durum..

Çetinkaya işin kolayını bulmuş dedik ya, gündemde kalmak için en kestirme yol Atakum Belediye'sine yükleniyor..

Atakum Belediyesi de yüklenilmeyecek gibi değil.. Aslında her faninin başına gelebilecek bir durum, abartmayalım yarın bizim de paramız çalınır diye düşünerek olayı görmeyebilirdi Çetinkaya ama verdiği bilgiye bakılırsa belediye ikinci soyulmuş..

Çetinkaya haklı olarak sesini yükseltiyor ve diyor ki, “Bir kasaya bile sahip çıkamadınız”

Yarın seçimlerde de kullanılır bu..

Hüseyin Dereli bu oyuna gelir mi?

Hüseyin Dereli basından arkadaşlarla kahvaltı yapmış, normal. Sohbet sohbeti kovalamış, ekip çalışması, AR-GE faaliyetleri, seçimi filan konuşmuşlar, normal.

“Seçimlerde Atakum'a belediye başkan adayı mısınız” diye sorulmuş, cevap vermiş, “Herkes soruyor ama şimdilik bir şey yok” bu da normal.

Normal olmayan bir şey var ama… Çevir sayfayı, çevir, çevir dur!

“Başkan sağ olsun.. Çok yararlı bir sohbet gerçekleştirdik.. 

Bundan sonra haftada iki gün, bizi böyle kahvaltı AYAĞINA yaptığımız toplantılarda göreceksiniz..

Mesela bu gün de Ak Parti İl Başkanlığının il Başkanı Adayı M.A ve ekibiyle birlikte olacağız..

Adını erken polemik yaratmamak için vermiyorum.. (demiş ama bir tek Mustafa Acar demediği kalmış)

Mustafa Acar ile Hüseyin Dereli ismini bilerek yan yana koyuyor ki, beraberler havası oluşsun.. Yazısında da dediği gibi Ayak yapıyor..

Hüseyin Dereli'ye bir tavsiye; tezgâha gelme,

Ve bir soru, Bu Ayak nasıl bir ayak dikkatlice bak!

Sahnenin arkasında kim var?

Baumax'a Klise istiyoruz!

Baumax çalışanları alışveriş merkezinde mescit olmadığı için namaz vakitlerinde zor durumda kalıyorlar.

Baumax'ın çevresinde cami yok.. Alışveriş merkezine ise mescit yapılmamış.. unutulmuştur büyük bir ihtimalle..

Personel namazlarını soyunma odasında zor şartlar altında kılmaya çalışıyor..

Biliyorsunuz Canik İlçesi'nin en gözde alışveriş merkezi Avusturyalı yatırımcıların.. Böylece Avusturyalıların da dine ya da İslam'a bakışlarını, dinlere saygılarını öğrenmiş bulunuyoruz..

Baumax'ın Avusturyalı yatırımcıları o kadar büyük bir alanda küçücük bir mescit yaptıracak yer bulamıyorlarsa kendilerine daha pratik bir tavsiyede bulunalım;

Baumax'a kilise yaptırsınlar..

Neden mescit yap(a)madıklarını açıklasınlar, ikna edebilirlerse bizi, biz de kliseyi destekleriz…

Her dine saygılıyız,

Baumax'a klise istiyoruz..

 

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.