EYLEM Mİ ?

Bayram Ocak

Gezi parkındaki eylemlerin başlangıcında ,orada bulunan kişilerin duyguları ile gelişmelerin ulaştığı son noktadaki insanların, duyguları arasındaki fark siyahla beyaz arasındaki fark kadar nettir. Eylemin nasıl provokatörlerce çığırından çıkartıldığının resmini görmek için , oluşan zarar tablosuna bakmak yeterli olacaktır. Son rakam 100 trilyon civarında açıklandı. Farkında mısınız bilmiyorum ama ülke, 12 Eylül ihtilalinde, pkk ile başlayan terör mücadelesinde , 28 Şubat döneminde sürekli zarara uğratılmış, vatan kurtarılmaya çalışılırken, bir taraftan da bilinçli veya bilinçsiz resmen ekonomi batırılmıştır.

Ağaç kesmeyle başlayan ve sonunda duran adam saçmalıklarına kadar gerileyen eylemlerin izlemiş olduğu seyre herkes tanıklık etmiştir. Sonuç alınamadıkça eylem şekilleri değiştirilmiş ama iplerin dışardan kontrol edildiği görüşü hiçbir zaman haklılık payı kazanmamıştır. Oysa insanlar dar alana bakmayı bırakıp biraz geniş bakmaya çalışsalar oynanan oyunu görecekler.

Gezi parkındaki olaylar planlanmamış ve kendiliğinden gelişen bir eylem olması nedeniyle, kazandığı ivmeden yararlanmaya çalışanların bile hayret ettiği hızda ilerlemesi, neden sorusunun değişkenliğine engel olamamıştır. Neden eylem yapıyorsunuz, ağaçlar kesiliyor, yok orantısız güç, hayır gaz, başbakanın tavrı vs. bunlar doğru değerlendirilip karşı hareketlerle boşa çıkartıldıkca, bir sonraki hareketin fitili ateşleniyordu. Her, neden? sorusuna bir başka neden gösterilmesi eylemin kan kaybettiğinin arkasına aldığı rüzgarın hafiflediğinin resmiydi.

Sendikalar alanda yer edinmeye çalışmış, her nedense genel grev çağrısına kendilerinden başka kimse kulak kabartmamıştı. Doğal olarak yanlış olan bir eylem ve tarzının, dış desteklerinin kendini afişe etmesi halk tarafından görülmeye başlamış fakat bazı sendikalarca şuursuz bir arzuyla olayın üzerine gitme istekleri güdülendiklerinin işareti olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur. Belki bir kişi arkadaşlar durun yanlış yapıyoruz dese, her kes daha aklı selim bir tavır izleyecek ama, darı görmüş tavuk gibi olayın üzerine gitmek sendikal hareketin tükeniş resmini ortaya koymuştur. Sendikal hareket ülke meselelerine duyarlı ise şehit cenazeleri gelirken, ülkede terör kan dökerken, bunları durdurma yönünde eylemleri sahiplense idi şimdi ardında on binleri bulacaktı.

Aynı sendikaları 1 mayısta polis barikatını zorlarken , her eylemde kavganın içinde görmek, insanların kafasında soru işaretlerinin doğmasına neden olmuştur. Bir olayda sendikaların polis saflarında olmaları yada olayları engellemeye yönelik çalışmaları ile görüntü verse bu onlara artı puan olarak dönecektir. Yaşlı amca soruyor, bu eylemde sendikalar ağaç işçileri için mi oradaydılar.

Gezi olaylarında perde arkasında kalan ve gündeme gelmeyen bazı faaliyetlerin su yüzüne çıkmaya başlamasıyla hem ekonomik hem de siyasi alanda devletin zarara uğradığı çok net ortaya çıkacaktır. Yarın pkk terörünün kıpırdanmaya başladığını, isteklerinin arttığını göreceksiniz. Onlarda devreye sokulmaya çalışılacaktır.

Yine gezi eylemlerinin arkasında kalan bir diğer konu ise İran'ın bölge üzerinde etkisini göstermeye çalıştığı Şii eksenli oluşumun temelini ülkemiz üzerinde atma çalışmalarıdır. Düne kadar İran için gerici diyen toplulukların, ülkemiz üzerindeki İran çıkışlı faaliyetlere olumlu bakmayacağını düşünmek istiyorum.

Herkesin şapkasını çıkartıp önüne koyması gerektiği bir zamandayız. Unutulmamalıdır ki bir başka Türkiye yok.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.