Ahmet Türk yaptığı açıklamada: Biz bu kararı başından beri bir siyasi karar olarak değerlendirdik. Bu karar aslında çok düşündürücüdür. Bu statükoculuğun devamını isteyen mantığın ifadesidir. Bu karar inkar, imha, asimilasyon poklitkalarının devamını isteyen bir anlayışın yansımasıdır. Biliyorsunuz uzun süredir siyasetin içindeyim. HEP'ten başlayan bir sürecin sanığıyım, tanığıyım. Bütün partilerimiz kapatıldı. Ama bugün demokrasiye, barışa olan inancımızı koruyoruz. Bugün mücadelemizi Barış ve Demokrasi Partisi'nde sürdürme kararı aldık. 19 arkadaşımız istifa etmeden Barış ve Demokrasi Partisi'ne geçecek. 6 partimiz kapatıldığı halde halen demokratik yolları aramamız iyi düşünülmeli, iyi değerlendirilmelidir. Dünyada hiçbir siyasi hareket yoktur ki 6 partisi kapatıldıktan sonra bunu yapsın. İşte bizi şiddet yanlısı gösteren anlayışın herkes tarafından kınanması gerekiyor. Bu şiddeti değil, barışı savunduğumuzun açık göstergesidir.
ÖCALAN İSTEMİŞ
Bugün yapmamız gereken 2 şey var. BDP'yi güçlü hale getirmek. Halkın dinamiklerine yanıt verecek noktaya taşımaktır. İkincisi Türkiye halkının vicdanı olacak bir siyasi oluşumu ortaya çıkarmaktır. Eğer bunu yapabilirsek o zaman Türkiye'yi değiştirebilir, dönüştürebilir, demokrasiyi sağlayabiliriz. Başından beri söyledik, demokratik mücadele bizim için esastır. En başından beri partimiz ve milletvekili arkadaşlarım onurlu bir duruş gösterdiler. Ben huzurunuzda partime ve bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum ve onları kutluyorum. Bütün haksızlıklara rağmen halkımız parlamentoda mücadelemizi sürdürmemizi istediler. Bütün sivil toplum örgütlerimiz adeta rica ettiler. Bu zemini terk etmeyin dediler. Aydınlar, yazarlar, akademik çevreler bu süreçte parlamentoda durmanın önemini ifade ettiler. Çarşamba günü avukatlarıyla görüşen Öcalan da parlamentoda demokratik mücadeleden vazgeçilmemesi gerektiğini söyledi. Ben burada bir şey daha ifade etmek istiyorum. Demokratik Toplum Partisi'nin kapatılması büyük bir ayıptır. Bir canı bile kaybetmemiz, bir partinin kapatılmasından daha önemlidir. Onun için diyoruz ki; ey siyasiler gelin canlara sahip çıkalım, canları kaybetmeyelim. Hep birlikte barışın, demokrasinin önünü açalım. "