Dünyada bir erkeğe verilecek en kıymetli ödül nedir diye sorsalar, bu sorunun cevabını en güzel şekilde Efendimiz (s.a.v.) vermiş ve buyurmuştur ki; "Dünya bir metadır, onun en hayırlı metâı saliha kadındır." (Müslim). Bu Peygamberi beyan, sadece bir övgü değil; aynı zamanda bir bakış açısı, bir hayat felsefesidir.
Erkek için kadın sadece bir eş değil; onun iç huzurunun, ev düzeninin ve ahiret saadetinin temelidir. Saliha bir kadının yüreği; merhametin, sadakatin, samimiyetin ve sevginin kaynağıdır. Böylesi bir kadın, bir erkeğin dünyada erişebileceği en büyük nimettir.
Peygamberimiz; eş/kadın seçimini hayat tercihi olarak tarif etmiştir. Bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur; "Kadın dört şey için nikâh edilir: Malı için, soyu için, güzelliği için ve dini için. Sen dindar olanı seç ki, elin bereketlensin." (Buhârî)
Bu hadis, erkek için hayatının temel taşını nasıl seçmesi gerektiğini öğretmektedir. Kadın, bir hayat yolculuğunun yol arkadaşıdır. Yanındaki eş saliha ise; erkek nefsani tuzaklardan korunur, gönül huzurunu bulur, ahlaki gelişim kazanır, ahiretini mamur eder.
Sahabe efendilerimizden Hz. Ali (r.a.) ve Hz. Fatıma (r.anhâ)’nın evliliği bunun en güzel örneklerindendir. Fakirlik içinde yaşamalarına rağmen, aralarındaki muhabbet ve takva; onların yuvasını bir cennet köşesine dönüştürmüştür. Hz. Fatıma’nın çalışkanlığı, sabrı, eşine olan vefası; Hz. Ali’nin ise ona duyduğu derin sevgi ve saygı; bu evliliğin ana omurgası olmuştur.
Peygamberimizin hanımları, "Ümmetin anneleri" olarak saliha kadınların zirve örnekleridir. Hz. Hatice’nin (r.anha) Peygamberimiz’e olan desteği, onun davasına verdiği katkı, maddi ve manevi fedakârlığı; tarihe altın harflerle yazılmıştır. O, sadece eş değil; aynı zamanda yoldaş, sırdaş, dava arkadaşı olmuş, bunun için bedel ödemiş, hayatını vakfetmiştir.
Hayat arkadaşında huzuru bulan erkek; hem kendisine hem de ailesine mutluluk taşır. Eşine saygı duyan, değer veren ve onunla birlikte hayatın yükünü paylaşan erkek; hem evinde hem çevresinde örnek olur. Böylesi evlerde istikrar vardır, çünkü; taraflar birbirine sadıktır. Ahenk vardır, çünkü; gönüller uyumludur. Saygı, sevgi ve samimiyet vardır, çünkü; her iki taraf da Rabb’ine karşı sorumluluğunun farkındadır.
Erkeğin başarısının arkasında çoğu zaman onu destekleyen bir kadın vardır anlayışı; pratik tecrübeler sonucunda oluşmuş bir hakikatin ifadesidir. Alimlerin, liderlerin, yiğitlerin arkasında; dua eden, yüreklendiren, dirayet gösteren bir anne ya da eş yer almıştır. Onlar; Allah katında büyük ödüllerin temsilcileridir.
Erkek, kadınını/hanımını kıymet/ini bilerek sevecektir. Sevgi, sadece bir duygu değil; gerçek bir değer ve kıymetin ifadesidir. Kadın, bir erkeğin aynasıdır. Onun mutluluğu, erkeğin huzurudur. Erkek; eşiyle imtihan olur, eşiyle yücelir. Saliha kadın, sadece bir eş değil; bir dua, bir sığınak, bir sırdaş ve bir cennet yoludur.
Erkek, kadınına/hanımına hak ettiği değeri vermelidir. Rabb’imizin tarifiyle eşler; birbirinin libasıdır ki Yüce Allah bu konuda; “Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz.” (Bakara 187) buyurmaktadır. Eşler; kendilerini ve birbirlerini örten, koruyan, güzelleştiren, ısıtan birer elbise gibidirler.
Erkeğin ödülü; kendisine cenneti hatırlatan bir kadındır. Bu ödülü hak etmek için erkek de; Rabbinin rızasını gözeterek yaşamalıdır. Ailede, eşler; birbirinin rakibi değil, tamamlayıcısıdır. Biri olmadan, diğerinin anlamsız kaldığı kurumdur aile. Ailede, tarafların biri erkek diğeri hanımdır. Aile, eşitlik üzerine değil değer üzerine kurulmuştur. Değer'in harcı da; sevgi, muhabbet ve meveddettir.
Ailede sen-ben rekabetinin başlaması, ailenin de çatırdamaya başladığı noktadır. Çatışma değil anlaşma, kavga değil barış, mutsuzluk değil huzur; el ele tutuşan, kol kola giren eşler arasında oluşur. Böylesi ailenin çocukları da; başarılı, huzurlu ve mutlu olurlar...