Partisinin Ankara İl Teşkilatı'nın Bilkent Otel'deki iftar yemeğine katılan Başbakan Erdoğan, konuşmasında ilk olarak bugün programında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ı konuk eden NTV Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ü isim vermeden hedef aldı. Akgün'ün kendisini 'dolar milyarderi' olmakla suçladığını belirten Başbakan Erdoğan, tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
"Bugün bir tane maalesef moderatör, aslında kendisine saygım da olan bir insan. Beni 'dolar milyarderi' olmakla suçluyor. Yazıklar olsun, ya sen hesap bilmiyorsun, ya matematik ya hiç kitap okumadın. Ya dolar milyarderi ne demek ya. Ayıptır ya, insan utanır, biraz sıkılır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na bunu yakıştıracak cevap verdiğinde de, 'Ya sayın Başbakan niye cevap veriyorsun?' diyecekler. Sağ olsun Dengir kardeşim gereken cevabı verdi, ağzının payını verdi o ayrı mesele. Bizi dolar milyarderi
olarak tasnif ediyorlar. Ondan sonra işin içinden çıkamıyorlar, geri vitese takıyorlar."
Teşkilatlara "karşı kampanya başlatın" talimatı
"Bu ülkede medya güvenilirliğini yitirmiştir, kendini bitirmiştir" diyen Başbakan Erdoğan, bunun böyle bilinmesini istedi. Erdoğan, teşkilatları medyayı boykot etmeye çağırarak, şunları söyledi:
"Partimin mensupları olarak yalan yanlış haberleri yapan medyaya sizler de kampanyanızı başlatın, sürdürün ve bu gazeteleri evinize sokmayı, almayın. Bu kadar açık konuşuyorum. Bunu başka türlü değerlendirebilirler. Açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim. Siz mi bize karşı yalan yanlış bu tür kampanyalar yapıyorsunuz. Biz de size karşı en doğal, tabi hakkımızı kullanıyoruz. Size karşı bu kampanyamızı başlatıyoruz. Almayacağız. Hangi dilden anlarsanız, o dilden konuşacağız artık. Biz bu ülkede, bu hizmetleri canla başla sürdürürken bir de sizle mi uğraşacağız ya. Bizim işimiz, gücümüz var arkadaşlar. Bu ülkenin bütün insanları bölgesi, kültürü ne olursa olsun bize emanettir. Gelecek adına da hiçbir endişemiz yok. Bu ülke her insanıyla kalkınacak. Bu millet geçmişine yakışan seviyelere mutlaka gelecek."
Erdoğan, medyayı tarihe havale ettiğini de belirterek, "Tarih onların hesabını soracaktır. Çünkü bunlar ülkemin bugünü ve yarınından kayıptır. Bu güven ve istikrar zedelenmemiş olsaydı biz bugün çok daha farklı noktalarda olurduk" diye konuştu.
ABD'deki krizi örnek gösterdi
Başbakan Erdoğan, ABD'deki krize de atıfta bulunarak, "Bakınız Amerika'da neler oluyor. Tüm bu gelişmelere rağmen hamdolsun bizdeki durum çok daha farklı. 2001 krizleri bizi çok iyi terbiye etmiş. Birçok o mali disiplindeki kararlılığımız, yere sağlam basışımız, finans kuruluşlarında, bankacılık sektöründe bize o sıkıntıyı yaşatmadı. 6 yıla yakın bir zaman içinde başardıklarımız, önümüze çıkan her engeli aşabileceğimizi, önümüze koyduğumuz her hedefi aşabileceğimizi gösteriyor" değerlendirmesini yaptı.
Konuşmasında muhalefete de yüklenen Başbakan Erdoğan, AK Parti siyasetinin millet iradesinin tezahürü olduğunu söyledi. Ülke istikrarını kazanmaya, krizlerden uzaklaşmaya, özgüvenini kazanmaya başladığında kendi siyasi kifayetsizliği ortaya çıkacak diyenlerin bundan rahatsızlık duyduğunu ifade eden Erdoğan, bazı çevrelerin milli gelirin artmasından, enflasyonun düşmesinden rahatsız olduğunu dile getirdi. Muhalefetin kapalı kapılar ardından 'Yaptığınız ettiğiniz iyi ama biz muhalefetiz, eleştirmek zorundayız' dediğini açıklayan Erdoğan, eleştirilerin yapıcı olması halinde bunu anlayışla karşılayacaklarını kaydetti. Eleştiri yerine iftira atıldığını, kara çalındığını vurgulayan Erdoğan, muhalefetin tutumunu şu sözlerle eleştirdi:
"Yalanlarla yapılmaya çalışılıyorsa buna itirazımız olur. Onlar siyaset minderinin dışına çıkarak orada güreşmek istiyorlar. Ama biz diyoruz ki siyaset minderde yapılır. Türkiye Cumhuriyeti için şu Anadolu toprakları için yapılabilecek bir uygulamanız, plan projeniz varsa Allah aşkına bir gün de şu projelerinizi gündeme getirin. Biz iş yapıyoruz, onlar dedikodu. Ama siyaset kurumunun bir gerçeği olmasına rağmen muhalefet olmayı içine sindiremeyenler kafalarını kuma gömmeye, gerçeğe de sırtlarını dönmeye devam ediyorlar. Bu millet onlardan Türkiye'nin meselelerinin çözümüne dair bir fikir bir proje duyamadı. İnanın bundan sonra da duyamayacaklar. Çünkü bu bir kimlik meselesi. Bunların kimliğinde bu yok, hizmet, proje, çözüm üretmek yok. Biz nasıl olurun peşindeyiz, onlar nasıl olmazın peşinde. Böyle yaparak sadece bize karşı çıkmış olmuyorlar, bu milletin gelecek hedeflerine, bu milletin atılım heyecanına da zarar vermiş olurlar. Gelin bu ülkenin meselelerinin çözümüne kendi hal çarelerinizle, plan ve projelerinizle ortak olun. Biz yapılanlara kara çalmaya, hükümetin hızını kesmek için kampanyalar düzenlemeye devam edeceğiz diyorsanız, gereken cevabı alacağınızı da iyi bilin. Bu ülke dünyanın en ileri ülkeleri arasında yer alıncaya kadar gelişmeye kadar değişim sürecek."
"Oxford'lu profesörü alkışlıyorum"
Türkiye'de gönlü kırık tek insan kalmasın istediklerini ifade eden Erdoğan, ülkenin imkanlarından her insanın, her bölgenin, her şehrin eşit oranda yararlanmasını istediklerini kaydetti. "İstanbul'da olanın Şırnak'ta da olduğu, Ankara'daki imkanların Diyarbakır'da, Yozgat'ta Ardahan'da Aksaray'da olduğu İzmir'deki kalkınmanın Hakkariye'ye taşındığı gün, bu ülke gerçekten kalkınmış olacaktır" diyen Erdoğan, kendi dönemlerinde 53 üniversite kurduklarını hatırlattı. Erdoğan, Oxford Üniversitesi'nden Hakkari'ye gelen profesörü de överek, "Düşünün Oxford'dan profesör Hakkari'ye gelip ben buradan dünyaya nasıl genç yetiştirilir bunu g'rize de atıfta bulunarak, "Bakıöstermek istiyorum diyor. Rektörün teklifini bunun için kabul ettim diyor. Ben alkışlıyorum" dedi.
Erdoğan, kendisini bugün ziyaret eden Avrupa Parlamentosu Liberal Grup heyetinin 'Güneydoğu'da, Doğu'da neler yapıyorsunuz?' diye soru yönelttiğini, kendisinin de sadece 2007 sonuna kadar 7.5 milyar dolarlık yatırım yaptıklarını söylediğini bildirdi. Erdoğan, "Eğitim, sağlık bunları anlatınca biz bunları bilmiyorduk dediler. Şimdi dedim 25 milyar dolarlık bir yatırım sürecine GAP, DAP, KOP'la giriyoruz dedim. Şok oldular ve çıkarken hepsinin tek tek söylediği şey şuydu. Gerçekten bizi doyurdunuz, duymadıklarımızı bize duyurdunuz. İnan benim ülkemin insanı da birçok gerçekleri bilmiyor, olanları bitenleri bilmiyor" diye konuştu.
Erdoğan, olup bitenlerin, duyurması gereken organlar tarafından duyurulmadığını da söyledi.
"Yüzde 50'yi aşarız"
"Ben teşkilatıma güveniyorum" diyen Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin oy oranının yüzde 50'yi aşacağını da söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Yazılı görsel medya ne yazarsa yazsın yeter ki şu örgütlenmiş teşkilatım gece gündüz şu ana kadar verdiği mücadeleyi versin, çalışsın bizi kimse tutamaz. Bu 47, yüzde 50'nin üzerine rahatlıkla çıkar."
Erdoğan, AK Parti iktidarında yoksullara yönelik yardımları eleştiren muhalefete sert çıkarak, "Senin öyle bir derdin yoksa bana ne? CHP sen de dağıt, MHP sen de dağıt. Yok mu senin içinde öyle hayır sahipleri? Niye yapmıyorsun? Bu iş dert ister, dert. Dert insanı, çile insanı olacaksın. Her seçmene birer cumhuriyet altını dağıtıyorlar, diyorlar. Düşünebiliyor musunuz 16 milyon 500 bin cumhuriyet altını dağıttık. Bunlar hesap da bilmiyorlar" diye tepki gösterdi. Önümüzde yerel seçimler olduğuna da işaret eden Erdoğan, teşkilatlara şöyle seslendi:
"Biz milletimizi tanıyoruz, milletimiz de bizi tanıyor. Alnımızın akıyla meydanlara çıkıp Türkiye'nin hedeflerini halkımızla paylaşacağız. Belediyecilik deyince aklımıza AK Parti gelir. Belediyecilik bizim işimiz. Bütün Ankara'yı kahir ekseriyetle alarak bütün Ankara'yı, Başkentin markasının AK Parti olduğunu geleceğe aynen taşıyacağız. Yan gelip yatmak suretiyle olmaz. Mesai başlamıştır. Ana kademe, gençlik kolları kapı kapı dolaşacağız. Yapılanları herkese ayrım yapmaksızın anlatacağız. İnanıyorum ki seçimlerden yüzü gülerek çıkan sizler olacaksınız, partimiz olacak."