Başbakan Erdoğan kendisini milli takımın Çek zaferiyle özdeşleştirdi. Erdoğan, finali hedefleyen futbolcular gibi siyasette yola uçarak devam mesajını verdi.
Futbolcuların pes etmeyen yenilgiyi kabul etmeyen yapısını milletvekillerine anlattı. Haksızlıklar karşısında asla yılmayacaklarının altını çizdi.
Parti kapatma davası iptal edilen türban kararına değinen Erdoğan, bu sürecin bedelinin mutlaka tartışılacağını vurguladı.. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Biz yola çıkarken 4 temel üzerinde inşa edeceğiz. Eğitim sağlık, adalet ve ekonomi. Milletin hukukuna sahip çıkarsanız millet de size sahip çıkıyor.
Eğitime yüzde yüz destek kampanyası ile dikkatleri eğitim sorunlarına yönelttik. 35 bini hayırseverlerden olmak üzere 120 bin dersliği eğitim hayatına kazandırdık.Doğu batı ayrımı yapmadan aynı oranda yeni eserler kazandırdık. Doğuda Metruk durumda bulunan köy okullarını yeniden faaliyet geçirdik.
BİRİLERİ GÖRMEK İSTEMİYOR
Hükümetimiz tatile çıkmıyor. Aynı hızla yatırımlara devam ediyoruz. Milletin huzur ve refahı için çabalıyoruz. Ama birileri görmüyor ya da görmek istemiyor. Ya bilmiyor ya bilmek istemiyor. Ya duymuyor ya da duymak istemiyor.
Eksik olan milletin derdiyle dertlenmemiş olan kadronun başa gelmemesiydi. Her fırsatta milleti hor gören değil milletin gönlünden geçen bir iktidarız. El ele vererek çok daha büyük işler yapacağız. Gençler yarınlardan emin olsun.
Her ışığı kapatmak istikrarı sabote etmek isteyenlerin aksine Anadolu'nun yollarındaydık. Sinop'un Bursa'nın kalkınma heyeacanına tanıklık ettik. İşadamlarımız Arap işadamları ile görüştüler. İnşallah en kısa zamanda bunu neticelerini görürler
UÇARAK YOLA DEVAM
19 yıl önce merhum Özal tarafından temeli atılan İzmir Karşıyaka çevre yolunun açılışını yaptık. Biz 5 yılda tamamladık ve yolu vatandaşların hizmetine açtık. Biz işimize bakıyoruz. Durmak yok yola devam diyoruz. Ama bir inceliği daha söylüyorum. Yürüyeyerek değil uçarak devam ediyoruz. Birilerinin sahte gündemine hiç benzemiyor. Bizim gündemimiz insanlarımızdır, şehirlerimizdir.
KOMPLEKSLİ ZİHNİYETLER GALİBİYETİ İYİ GÖRSÜN
"Milli Takımımız çok çarpıcı bir zafere imza atarak Avrupa Şampiyonası'nda çeyrek finale adını yazdırdı. başarı için 90 dakika yeterli olmayabilir. Son nefese kadar bu işi sürdürmek gerekiyor.
Şartlar ne olursa olsun mücadeleyi bırakmayan ve kazanmayı bilen tüm ekibimizi kutluyorum. çeyrek finalde de bu başarının devamını bekliyoruz. Bir aksilik olmazsa Viyana'da beraber olacağız.
Batılıların dediği gibi sessiz devrimi gerçekleştiren Türkiye sessiz başarılarının da devamını getirecektir. Çek Cumhuriyeti maçından sonra geniş bir coğrafyadan gelen mesajı çok iyi anlamak lazım.
AB'YE "AVRUPA'NIN RENGİYİZ" MESAJI
Önceki gün Katar emirinin eşi eşimi aradı. maçı izlemişler yaşadığı duyguları paylaşmak istemiş. Türkiye'yi dışarı kapatmanın karşısındaki bu duruşu iyi anlamak lazım. Avrupa'da bu nmesajı çok iyi anlamalı. Türkiye'nin başarısı nasıl ki üç kıtada bir bir sevinç seline dönüşüyorsa AB üyeliğinin vereceği sevinci de iyi düşünmeli. Avrupa'da yaşayan azımsanmayacak bir Türk nüfus var.
MÜCADELEDEN YILMAYACAKSINIZ
Dün çocuklarımızın verdiği en büyük mesaj da oydu: "Başarıyı hakettiğinizi düşünüyorsanız asla mücadeleyi bırakmayacaksınız." Kendinize güveniyorsanız arkanızdaki millete güveniyorsanız asla yılmayacaksınız. Başarı için, hakkınızı geri almak için savaşacaksınız, çalışacaksınız.
SPORDA DA SİYASETTE DE BÖYLE
Arkanızda millet topyekün duruyorsa mücadelenize devam edeceksiniz.
Bize düşen alınteri dökmektir. Bu sporda da böyle siyasette böyledir Milletin gönül zenginliği her türlü zorluğu aşacak büyüklüktedir.
KARANLIĞA O KADAR ALIŞMIŞLAR Kİ
Siyasetteki tek muradımızn milletimizin sevincini büyütmektir. Büyük düşünür Cemil Meriç'in dediği gibi, "Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye çalışan zavallılar varsın güneşe çamur atmayı sürdürsün." Karanlığa o kadar alışmışlar ki yıldızlardan bile rahatsız oluyorlar. Her gelişmeye set çekmeye çalışanlar oluşacaktır. Kriz ve kaosdan beslenenler dün de vardı yarın da olacaktır.
BU SÜRECİN BEDELİ TARTIŞILACAKTIR
Attığımız adım ülkemize bir şey kazandırıyorsa o adımı atarız. Kaybettiriyorsa o adımdan geri dönmeyi biliriz. Üç kez kesintiye uğrayan demokrasimiz bize çok şeyler öğrettti. Şu an yaşadığımız süreç çok tartışılacak süreçtir. Bu sürecin bedeli muhakkak tartışılacaktır.. Geçmişte tartışıldığı gibi.
SIKINTILI SÜREÇ İSTEMİYORUZ
Dün esas hakkındaki savunmamızı Anayasa Mahkemesine verdik. Hızlı olmamızın nedeni ülkemizin hem siyasette hem ekonomimiz kaybetmesin isteği. Biz süreci hızlandırarak ülkemizin geleceği açısından belirsizliği oratadan kaldırmak istedik. Ekoınomimiz yara almasın istedik. Sıkıntılı süreç istemiyoruz. Temennimiz ülkemizin en kısa sürede bu türbülanstan çıkmasıdır.
ÇARPIK ANLAYIŞTAN KURTULMALIYIZ
Demokrasimizi evrensel değerlerle özdeşleştirmeliyiz. Bir kısım çevreler demokrasinin temel niteliklerini tehlikeye atıyor. İlkeleri çarpık bir içimde yorumlayarak kendi vesayetlerini koruyabilme anlayışıdır. Rejimin üzerinde sürekli Türkiye artık 1940'ların Türkiyesi değildir. Türkiye artık reşittir. Azami demokratik olgunluğa sahiptir. Siyaseti toplumdan yalıtlmak isteyenler tarihin tozlu raflarında kaldı. Anamuhalefetin sabıkalı tavırları geçmişte bellidir."