Erdoğan: Bu karanlık senaryolar lanetlidir

İsim vermeden “Balyoz” darbe planına gönderme yapan Başbakan Erdoğan, “Bu karanlık senaryoların hepsi lanetlidir ve insanlık vicdanında mahkum edecektir” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında bir konuşma yaptı. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: “Çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Kronik sorunlar devam mı edecek yoksa milletimize nefes mi aldıracağız. Biz statükonun değişmesinden yanayız. Daha fazla atılımdan yanayız. Türkiye'ye biçilen elbisenin dar olduğunu hissediyoruz. Türkiye kazanacaksa, biz kaybetmeye hazırız.

KİMSE GAZ VERMESİN
Kirli oyunlar açığa çıkıyor, tartışılabiliyorsa bu kararlı duruşun sonucudur. Köşe yazarları gaz vermeye çalışıyor. Kimse bize gaz vermesin. Biz ne yaptığımızı ne zaman ne yapacağımızı da biliyoruz. Yola çıkarken planlamasını yaparak çıktık. İnsafa gelin de bugün yazdıklarınızı 7 yıl önce niye yazamıyordunuz, bunu kendinize sorun. O zaman da yazanlar vardı, onları takdir ediyoruz. Öfkeyle kalkıp zararla oturan olmayacağız. Dik durup dikleşmeyeceğiz.

SİS PERDESİ KALKIYOR
Uğur Mumcu, 17 yıl önce katledildi. Adres saptırıldı, maalesef dosya, bir çok soru işaretine mahal bırakacak şekilde kapatıldı. Azmettirenler ortaya çıkarılamadı. Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Necip Hablemitoğlu ve Abdi İpekçi için de geçerli. Ah, ah... Tarih gerçekleri ortaya koyuyor. Ama bak şimdi yavaş yavaş her şey açığa çıkmaya başlıyor. Bugün bizim yaptığımız; Hrant Dink'in, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu'nun, diğer tüm kirli saldırıların üzerindeki sis perdesini kaldırmak, tüm bu olayları aydınlığa kavuşturmak ve gelecekte benzer melanetlerin yaşanmasını önlemeye yöneliktir. İşte Hrant Dink olayında, hamdolsun, 32 saatte failler yakalandı, uzantılarını söylemiyorum. Ama daha sonra bunların bağlantıları ortaya çıkmaya başladı. Aynı şey Danıştay olayında... Hemen manşetler nasıl atıldı, hatırlayın. Şimdi ne oldu? Hop, o da Ergenekon ile birleşti. Bakın neler çıkıyor? Bunlar bu kadar aceleci hareket ederek, faturayı sürekli olarak önyargıları, önkabulleriyle hep malum çevrelere kesmeye alışmışlar.

HER KARANLIK SENARYO LANETLİDİR
Her kirli plan, bu ülkenin demokrasisine, hukuk sistemine, kardeşliğine, birlik ve bütünlüğüne, vatandaşımın işine, aşına, huzuruna, refahına kastetmektedir. Demokrasiyi zafiyete uğratacak her girişim, hukuku çiğneyen her plan bu milletin, bu devletin bekası için bir tehdittir, bir tehlikedir. Bundan nemalananlar, bunu istismar vesilesi kılanlar, bundan menfaat devşirenler, bundan medet umanlar bilmelidir ki; bu karanlık senaryoların hepsi lanetlidir ve bu lanet hepsini karanlığın içine çekip, insanlık vicdanında ebediyen mahkum edecektir. Faili meçhullerin faili malum hale gelmesinden kim niye korkuyor, niye çekiniyor, kim neden bunların üstünü örtmeye çalışıyor? Gizli kapaklı işlerin aydınlığa çıkmasından kim, neden endişe ediyor? Her olayı küçümseyerek, her olaya kılıf bularak bu ülkede hukuku korumak mümkün müdür? Demokratikleşme, şeffaflaşma adına hangi adımı atsak, karşımızda statükoyu buluyoruz, karşımızda değişime, dönüşüme karşı bir direnç buluyoruz.

'İSTEMEZÜK FAMİLYASI'
Anayasa kelimesi gündeme gelir gelmez malum çevrelerin bir anda sahneye fırlıyor. Ama daha adını zikrettiğiniz anda, hemen 'istemezük' başlıyor. Çünkü bunlar, istemezük familyasının mensuplarıdır. Hep böyle... 367 garabeti ile ülkenin enerjisini heba edenlerin suskunluklarını bozup demokrasiye, millet egemenliğine, milletin bizatihi kendisine meydan okurcasına rol üstlendi.

MUHALEFET DEMOKRASİDEN TARAF OLMALIDIR
Maalesef muhalefet de bu akıldanelerin kuyruğuna takılıyor ve o da kervanda yerini alıyor. Demokrasi mücadelesinde iktidar, muhalefet yoktur. Demokrasi konusunda iktidar da muhalefet de taraftır ve aynı tarafta olmalıdır. Bizi çekmek istedikleri tartışmalara biz girmeyeceğiz, bizi düşürmek istedikleri tuzaklara biz düşmeyeceğiz. Meclis içi ve Meclis dışı muhalefetin hırçın tavrı karşısında biz hırçınlaşamayız. Onların sorumsuz tavrı karşısında biz de sorumsuz tavır sergileyemeyiz. Her sorunu hukuk çerçevesinde çözeceğiz. Demokrasiyi de hukuku da yüceltmeye devam edeceğiz. Biz bir hukuk devleti olmanın peşindeyiz.

GİZLİ TASNİFLE GELMEDİK
Ayıptır, ayıp! Önce aynaya bir bakın, aynada kimi göreceğiniz belli olur. Biz, talimatla gelmedik… Biz, sandıklardan geldik. Şurası da çok önemli, biz, gizli tasniflerle gelmedik, benim vatandaşım çok iyi biliyor. Onlar 'sivil dikta, sivil faşizm' diyor, biz, demokrasiyi daha da kökleştirmenin mücadelesini veriyoruz. Kısacası onlar konuşuyor, biz ise ülkemizin hayrına iş yapıyoruz. AK Parti'nin demokrasi karnesi altın yıldızlarla süslü iken bizi karalamaya çalışanların demokrasi sicili kara lekelerle doludur. Bu ülkede tek parti zihniyetinin temsilciliğini kimin yaptığı çok açık bellidir. Bu ülkede çetelerin avukatlığını kimin yaptığı çok açık ortadadır. Bakıyorsunuz, muhalefet milletvekilleri avukatlık için Silivri'den hiç ayrılmıyorlar, hep oradalar. Çünkü geçmişten bu yana hep bunu yaptılar. Yandaş kalemleri bize kalkıp 'tek parti diktası' diyorlar. Önce aynaya bir bakın. Aynada kimi göreceğiniz belli. Biz, talimatla gelmedik. Biz, gizli tasniflerle de gelmedik. Her şey açık, şeffaf olarak buraya geldik. Bu ülkede hizipçilik, tahammülsüzlük, gerilim, kriz deyince hemen kimin akla geldiği bellidir. Siyaseti vesayet altına sokmak isteyenler de demokrasiye gölge düşürülmesine seyirci kalanlar da millet iradesinin örselenmesine çanak tutanlar da açık seçik ortadadır. Niçin CHP'ye bu ülkede iktidar verilmiyor? Millet bunlardan yaka silkti, 'illallah' dedi de onun için. İşte zaman zaman kenarında köşesinden, bunlar çünkü yamalı siyaset yaptıkları için, bir yerlere de onları yamalıyorlar.'' Mesele şudur; Türkiye değişecek mi, yoksa 'böyle gelmiş böyle gider' deyip kendi haline mi bırakılacak? Türkiye, statükoculuk yapılarak içene mi kapanacak, yoksa çağdaş dünya rotasında değişimine devam mı edecek? Sorunlara gözümüzü yumup, milletimizin dertlerine kulaklarımızı tıkayıp, 'adam sen de aldırma' diyebilirdik. Ama biz bu millete sevdalıyız, bu ülkeye sevdalıyız. Her zaman dedik ki 'Türkiye kazanacaksa biz kaybetmeye hazırız.' Önemli ola bizim alacağımız oy, geleceğimiz makam değildir. Önemli olan; Türkiye'nin selametidir, milletimizin geleceğidir. Asıl menfaat şebekeleri, asıl istismar tacirleri bu ülke için bir tehlikedir, bu millet için tehdittir. Bugün eğer çeteler gün yüzüne çıkıyorsa, çeteler yargının önüne çakıyorsa, kirli oyunlar deşifre ediliyorsa, bu sergilenen sağlam duruş sayesindedir. Bugün eğer kirli planlar, kirli senaryolar açığa çıkıyor, özgürce eleştirilebiliyor, özgürce tartışılabiliyorsa, bu ortaya konan kararlı iradenin bir neticesidir. MHP'yi bir kenara bırakıyorum. Zaten hakaret cümleleri kurmanın ötesinde yaptıkları, söyledikleri hiçbir şey yok. Ama CHP'nin geçmişte hazırladığı raporlar, bizim bu süreçte üzerinde çok ama çok düşünmemizi gerektiren bir çelişkidir, bir tutarsızlıktır. 'Özel okullarda Kürtçe eğitim verilmelidir' diyecek kadar ileri görüşleri ileri sürenler, bugün dikkat ediniz anadilde eğitime değil, anadilin özgürce konuşulmasına, anadilde yayın hakkına, anadilin seçmeli ders olarak okutulmasına karşı çıkıyorlar ve bunu bölücülük olarak nitelendiriyorlar. 'Bizim öyle bir raporumuz yok' diyorlar. O raporlar, CHP'nin resmi web sitesinde hala duruyor. Çıkmışlar, 'Başbakan etnik grupları telaffuz ediyor, sorun oradan çıkıyor' diyorlar. İşte bu körlüktür, sağırlıktır, bu kafayı kuma gömmektir. Orta vadede çıkarmayı planladığımız yasaları, önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kuruluna inşallah getiriyoruz.CHP ve MHP ruh ikizidir.”

SİYASET Haberleri