EN BÜYÜK RAKİBİM YÖNETİCİLERDİ

Başarılı çalıştırıcı, "Spor bilincinden uzak bir yönetim anlayışı, görevini kendine adamış iyi bir antrenörün her zaman rakibi olur. Fakat unutulmamalıdır ki bu rekabetten galip ayrılan kendini ispatlamış antrenördür" diye konuştu

"2010-2011 sezonu Aralık ayında sürekli mağlubiyetlerin yaşandığı, vasat, umudunu kaybetmiş aynı zamanda hiçbir iddiası kalmamış, sorunların içinde boğulmuş Canik Belediyespor'da göreve başladım. Amacım galibiyetlerle güzelleşeceğini, centilmenlikle ve profosyenel anlayışla bir yerlere gelinebileceğini spor kariyerimin getirdiği deneyimlerle yeniden yaşatmaktı. Yaşanan süreç 12 hafta boyunca üst üste aldığımız galibiyetler, ligi kendi grubumuzda birinci sırada bitirmemiz bunu başardığımızı göstermiştir. Bunu başaramamak ne bana ne de spor kariyerime yakışmazdı.

Yakışmayanı yapmamak da bizim ilkemiz olmuştur. Bu ilkesinden de asla ödün vermediği için basketbol camiasında Murat Kumbasar ismine her zaman saygı duyulmuştur. İlk hafta Antakya deplasmanına giderken yolda yaşadığımız şaşırtıcı olaylar büyük sorunlarla karşılaşacağımın ilk işareti olmuştur. Oyuncuların Antakya yolunda otobüsten inip, takımı terk etmeleri kalan oyuncuların umutsuzluğu ve kederi, yönetimin bir anlamda aciz kalması bana kolları sıvama zamanının geldiğini şiddetle hissettirmiştir.

Antakya maçından sonra umudunu yitirmiş, küskün, bir o kadar da kaliteli, profosyenelliği bilen, kendilerini ispatlamış oyuncuları motive etmekle işe başladım. Kaldı ki bu oyuncuların çoğunun maçtan maça gelmesi, takım gibi çalışmamıza tamamen engel oluyordu Yönetimin tasarruf edeceğiz diyerek oluşturduğu takım hüviyetindeydi. Edremit Belediye galibiyetiyle ligin var olan takımlarının arasına girmekle başlayan, başarı yolculuğumuz 12 hafta boyunca yaşanan galibiyetlerle taçlanmıştır.

Ne tesadüftür ki kaybeden Edremit'in hocasıyla anlaşma aşamasına gelen Canik Belediye Spor'un yöneticilerinin ne yapmaya çalıştığını anlamak mümkün değildir. Bugün geldikleri noktada bir şeyler yapmaya çalışan yönetim, bir şeyler yapmak adına ortaya çıkma güçlerini de bizim başarılarımıza borçlu olduğunu unutmuş, spor ahlakı ve profosyenel nezaketin dışında tavırlar sergilemiştir. Sadece Canik Belediyesi Başkanı sayın Osman GENÇ teşekkür etme nezaketinde bulunarak bir kez daha sevgi ve saygımı kazanmıştır. Kaldı ki sayın Genç'in iyi niyeti ve nezaketinden faydalanamamaları da çok üzücüdür.

Cesaretin, zekanın ve estetiğin hakim olduğu basketbol branşının profosyenellikten nasibini almamış, amatör anlayışların elinde olması basketbol sporu adına çok üzücü bir o kadar da çok düşündürücü olmuştur. Getirilmek istenen çalıştırıcıların yaptıkları bir çırpıda silinmemelidir. Önce ne verdiğine bakacaksın sonrada verdiklerinin karşılığında ne aldığına; Bir antrenör olarak benim görevim galibiyete motive etmek ve takımıma maç kazandırmaktır. Geri kalan idari işler güvenilir yönetim ekiplerinin işidir. Oysa yönetim zaman zaman basketbol camiasını da karşısına almıştır.

Çok değer verdiğim ve gönülden bağlı olduğum basketbol camiası ile yaşanan sıkıntıları da gidermek yine bana düşmüştür. Bütün bu sorunlar basketbol camiasındaki çok değerli ve saygın kişilerin bana duydukları güven sonucunda giderilmiştir. Sorunların giderilmesi hem kulübün hem de takımımın yararına olmuştur. Ben oyuncuları motive etmeyi başarırken, üst üste galibiyetleri alırken, Canik Belediyespor'a basketbol camiasında çok iyi bir isim yaptırırken birden fark ettim ki en büyük rakibim yöneticilerin eksik anlayışlarıymış.

Çalıştığım dönem içerisinde yaşattığım tüm başarılara rağmen, eksik anlayışlar yüzünden zaman zaman görevi bırakmayı düşündüm fakat spor anlayışım ve işime verdiğim önemden dolayı sezon sonuna kadar görevime devam etmeyi doğru buldum. Yaşanan süreçte antrenör olarak yaptıklarım da, takımına yaşattıklarım da ortadadır. Takdiri spor kamuoyuna ve basketbol severlere gönül rahatlığı ile bırakıyorum. Çalıştığım dönemde desteğini ve ilgisini esirgemeyen Canik Belediye Başkanı sayın Osman GENÇ'e , ulusal ve yerel basınımıza teşekkürü bir borç bilirim."