EN BÜYÜK GÜÇ BİLGİDİR

Adnan Bahadır

Hangi işi yaparsanız yapın, hangi makamı işgal ederseniz edin, başarılı olabilmeniz için en önemli güç bilgidir. Bilginin olmadığı,  hiçbir şeyin  cazibesi yoktur. Yazdığımız yazıların ve yaptığımız haberlerin bunca okunma nedeni bilgi zenginliğidir. Biz de birileri gibi havadan sudan, enden, yemenden yazmış olsaydık kimse okuma gereği duymazdı, yazdıklarımızla ilgili dönüşler de ağır, ağır olmaya başladığından, önümüzdeki günlerde şehrimizde güzel gelişmelerin olacağını düşünmekteyim. Beni mutlu eden olay yazdığımız yazılarla ilgili yetkili makamların harekete geçmiş olmasıdır, bu konuda geçmişte yaşanan süpürge Operasyonu"nun iddianamesi elime yeni ulaştı, yazdıklarımla yaptıklarımın ne kadar uyum sağladığını, ne kadar sağlamadığını iddianameyi yayınladığımda rahatlıkla göreceksiniz, ayrıca bu şehirde yönetici olduklarını iddia edip, o koltukları işgal edenlerin hangi şartlarda icraat yaptıklarını da sizlere tüm detayları ile sunma imkanım olacak.

Önceki gün yazdığım bir yazı ile ilgili Adalet Bakanlığı"nın açtığı soruşturmada müşteki olarak ifademe müracaat edildi, yazdığım yazı çok ilginç anekdotlarla dolu bir yazı olduğundan yazarken de ifademe baş vurulacağını çok iyi biliyordum, ancak daha önce tüm detayları ile ortaya çıkardığım bazı olaylar sonrası yaşadığım süreçle ilgili devletten koruma talep ettiğimde, bana gelen yazıda bunu özel imkanlarımla, özel şirketlerden alacağım güvenlik elemanları ile yapabileceğim belirtilince soruyu soran değerli bürokrat arkadaşıma dedim ki biliyorum ama bu kez söylemeyeceğim, çünkü devlet kendisine yardımcı olan insanlara yardımcı olmak yerine, onları kaderleri ile baş başa bırakmayı politika haline getirmiş. Düşünebiliyor musunuz?  Süpürge operasyonunun iddianamesini yayınlayan  Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı CMUK"nın 250. Maddesi ile yetkili ve görevli savcılığı, yani çetelerle ilgili yetkili savcılık  şikayetçi olarak Adnan Bahadır"ın adını resmen iddianameye koyuyor, ama sıra koruma istemeye gelince kendi kendini koruyacaksın deniliyor. Hani siz çetelerle mücadele ederken ihbar edenleri veya müşteki olanları korumayı taahhüt ediyordunuz, ne oldu da biz müracaat edince vazgeçtiniz? Allah"a şükürler olsun ki biz kendimizi korumaktan aciz değiliz, ancak kendisini koruyamayan vatandaşın size çetelerle, mafyalarla ilgili bilgi vermesi nasıl mümkün olacak, bana bunu izah eder misiniz?  Savcılık bu görev Valiliğin diyor, Valilik ise yapacak bir şeyim yok diyor, ondan sonra da vatandaş ifade vermekten çekiniyor diyorsunuz, hatta önceki gün ifade verdiğim bürokrat diyor ki  "senin daha önce verdiğin ifade doğrultusunda başlattığımız soruşturmada mağdur olan arkadaşlar ifade vermekten çekindi ve doğruyu söyleyemedi," dedim ki adam ne yapsın Adnan Bahadır gibi bu uğurda kelleyi ortaya koyup, ne gelirse Allah"tan eyvallah diyecek halleri yok, siz bu insanlara ne güvence verdiniz ki ifade bekliyorsunuz, öncelikle Devlet vatandaşın mal ve can güvenliğini temin edecek ondan sonra vatandaştan destek bekleyecek, aksi halde ifade yerine havanızı alırsınız. Beni sevindiren tek şey resmen yaptığım müracaatların ört bas edilmeyip, gereğinin yapılmasıdır, hiç olmazsa bu konuda üzerlerine düşeni adam gibi yapıyorlar, ancak bu işin önünü açmanın tek yolu Devletin vatandaşın güvenliğini temin etmesidir. Netice itibarı ile yazdığımız yazılar, yaptığımız haberler, yaptığımız şikayetler sonucu bir çok soruşturmanın başlayıp, halen devam ettiğini sizlere haber vermenin mutluluğunu yaşıyorum, bedeli ne olursa olsun bu şehirde yanlış işlerle uğraşan kim olursa olsun tek başına kalsak dahi sonuna kadar karşısında olacağımızı ve gereken ne ise ona hazır olduğumuzu herkesin bilmesini istiyorum. Atatürk Samsun"a çıktığında İstanbul hükümetinden destek bulamadığında Kavak, Havza ve Ladik bölgesine kadar ne kadar ileri gelen  bölgede ağırlığı olan kişi varsa hepsini bulup, onlarla iş birliği yaparak Anadolu direnişini başlatmış. Aradan doksan yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen hala daha dahili ve harici düşmanlar vatanın bütünlüğüne, vatandaşın can güvenliğine, malına, ırzına, namusuna göz dikip, rahatlıkla sokakta dolaşmaya cesaret edebiliyorsa bunun tek suçlusu aciz idarecilerdir. Bu güne kadar ört bas edilmiş olan bazı gerçekler de bu basiretsiz idareciler yüzünden görmezlikten gelinmiştir, ama artık bu şehirde bu güne kadar yapılması gerekip de yapılmayan çok şey birilerinin olayları sıkı takip etmesi sonucu yapılmaya başlanmıştır. Bu şehirde yaşayan herkes şunu iyi bilsin ki yıllar yılı yaptıkları yanlarına kar kalanlar artık Türk adaletine hesap vermeyle baş başa kalmışlar, bundan sonra bu şehirde çeteler, sokak kabadayıları, uyuşturucu tüccarları değil, namusuyla, şerefiyle para kazanmaya çalışan insanların hakim olduğu bir şehir olacaktır. Belediyelere gitmeden Bankamatiklerden paralarını alanlar da yakında topluma teşhir edilecektir. Bugünlük de bu kadarla yetinmek zorunda kaldım kalın sağlıcakla

                         

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.