DÜNYA FANİDİR…

Sami Kesmen

Yüce Allah Kur’an-ı Hakiminde ahiretin dünyadan daha önemli olduğunu bildirmiştir.
Ahiret yaşamının nimetlerini göz önünde bulundurarak dünyayı yaşamak gerekir.
Daha da önemlisi Allah’ın rızasını düşünmek, Cemalullaha nail olmak temel hedef olmalıdır.
Böyle bir misyona sahip olunca dünyamız da, ahiretimiz de bizim için güzelliklerle dolu olur.
Ali İmran Suresinde, dünya nimetlerinin insanlara güzel gösterildiği hatırlatılırken, en hayırlı sonucun da ahiret olduğu haber verilmektedir.
İnsanlar dünyada imtihan edilirler. 
Bazıları nimetle bazıları külfetle sınanırlar.
Mülk suresinde  yaşamın ve ölümün kimin daha güzel amel işlediğinin tespit edilmesi için yaratıldığı belirtilmektedir.
Şura Suresi 19. Ayette Yüce Allah; “Allah kullarına lütufta bulunandır. Dilediğini rızıklandırır. Kuvvetli olan da güçlü olan da Allah’tır” buyurmaktadır.
İnsan fıtratı gereği şehveti, şöhreti ve serveti sever.
Bunlar için yaşar neredeyse.
Yaşamın gayesini, bunlara ulaşmak olduğunu zanneder.
Bu nimetlere sahip olmak için çabalar çalışır, sonuca ya ulaşır ya da ulaşamaz.
Arzulamak ve istemek, bunun için de gayret sarf etmek insanların beşeri hesabıdır.
Neticede Rabbımızın takdiri olur.
Bir ağaç yaprağının bile Allahın bilgisi dışında kıpırdaması düşünülemez.
Allah insanları varlıkla ve yoklukla, sıkıntı ve kederle imtihan eder.
Bu imtihan, ahiret hayatının yaşanacak yerini belirlemek, orada sahip olunacak nimetlere erişmek için yapılır.
Kur’an bir çok yerde insan fıtratının bu konudaki yanlışlığını ortaya koyarken, “Onlara nimet verdiğimizde sevinirler ve kendilerinin ürünü olduğunu sanırlar. Ellerinden imkanları aldığımızda da Allah bizi unuttu derler”  buyurmaktadır.
Halbuki her hal ve sonuç imtihanın bir parçasıdır.
Önemli olan ahireti mi, yoksa dünyayı mı tercih ettiğimizdir.
Şura Suresinin 20. ayetinde Rabbımız; “Ahiret kazancını isteyenlere ahiret kazançlarını arttırırız. Dünya kazancını isteyenlere de ondan veririz, ama onların ahiret payı bulunmaz.” buyurmaktadır.
Allaha inanıp yararlı iş işleyenlerin ecrini ve derecesini Yüce Allah yükselteceğini müjdelemiştir.
Güzel iş yapanların hem kendilerinin hem de işlerinin güzelliğini ve bereketini artıracağını da Kur’anda bildirmiştir.
Ahireti hesaba alarak yaşamak ve çalışmak Allahı razı eder.
Dünyamızı, ahiretimiz için imar etmek Allahın muradıdır.
Ahireti tercih eden insanlar için şehvet, şöhret ve servet sadece araçtır.
Dünyayı ahiretin tarlası görenler için Yüce Allah Şura Suresi 25. Ayette; “Kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri affeden, yapılanları bilen ve (not eden), yararlı işler yapanların duasını kabul eden, lütfuyla onların ecirlerini arttıran Yüce Allah’tır” buyurmaktadır. 
Ahireti tercih etmenin dünyevi külfetleri olabilir ama Allah (c.c.) ahireti dünyaya tercih etmenin imanlı ve akıllı insanların işi olduğunu da bildirmiştir.
Tercihimiz ahiret olduğunda hiçbir dünyevi  sıkıntıdan canımız acımaz aksine acılardan bile tat alırız. Dünyada nimet sahibi olmanın azgınlık nedeni olabileceği de yine Şura Suresi 27. ayette bildirilmiştir.
Dünyayı mı ahireti mi tercih edeceğimize karar vermeliyiz. Tercihimiz ahiretse ki Rabbımız öyle istemektedir, o zaman da dünyevi sıkıntılardan şikayetçi olmamalıyız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.