DOST-DÜŞMAN OLUŞUMU...

Sami Kesmen

Kimler dost, kimler düşman bilmek gerekir. Dost, kişiyi âbad ederken  düşman berbad eder. Dostun seçimiyle, düşmanın oluşturulması kişinin kendi iradesindedir. Bunlar bazen irade dışında da oluşabilir, tesadüfler belli bir yakınlık meydana getirerken, bazı olaylar da istemeden düşmanlıklar oluşturur.
     Müslümanın, dost seçiminde klavuzu; inandığı dinin kitabı olan Kuran-i yöntemlerdir. Düşmanı tanımada ve düşmana karşı korunmada da yine Kurani ölçüler yeterlidir. Peygamberinizin hayat tarzı, insanlarla ilişkilerde geliştirdiği ve oluşturduğu yöntem, müsmümanlar için ölçüdür.
     İnsanın, görünen ve görünmeyen iki düşmanı vardır. Görünen düşmana, fiili savaş açarak önlem alınırken, görünmeyen düşman olan şeytana karşı istiaze/Allah'a sığınarak tedbir alınır. Düşmanın oluşması; kişinin hatalı tercihleriyle meydana geldiği gibi, karşı tarafın çıkar ve menfaatleri nedeniyle de meydana gelmektedir. Düşmanlık; hangi nedenle oluşursa oluşsun, düşmandan korunmak ve ondan kurtulmak insanın kendi iradesiyle başaracağı bir sonuçtur.
     Dost seçimi de önemlidir. Bu seçimde; çıkar ve menfaat hesapları yapılırsa, mutlaka sonuç düşmanlıklara dönüşür. Toplumsal tecrübeler bunu göstermektedir. Peygamberimiz,  Allah için sevmeyi ce Allah için buğuz etmeyi tavsiye etmiştir. Dost seçiminde mutlaka Allah rızası ölçü olmalıdır.
     Çıkar ve menfaati için ayak altına paspas olanlar asla dost değildir. O gibiler; çıkarları bittiğinde veya arzu ettikleri menfaatlerine ulaşamadıklarında; dost gibi yaklaştıkları kimselerin karşısına ejdarha olarak dikilmekten hiç çekinmezler. Yüzleri kızarmaz, kimseden utanmazlar. İnsani zaafın tedavi edilmemiş halini hemen yansıtırlar.
     İnsan; etrafında bulunanlara, özellikle pervane gibi dolananlara dikkat etmelidir. Bunların bazıları etrafında bulunduğu kişiyi ihya eder ve yüceltir, destek verir ve güçlendirir. Bazıları ise; üzer, ezer, imha eder, hainlik yapar, çukura gömer ve çekip gider. Siz üzülürken; birisi ağlar, diğeri de güler. Etrafı şekillendirirken ve kadroyu oluştururken,  bu sonuçlarla karşılaşmamak için; kimlikli, kişilikli, bilgili, donanımlı, tecrübeli, güvenilir, akıllı ve mü'min olan kişiler tercih edilmelidir.
     Kısa vadede maliyetli gibi görünen böylesi bir kadro, uzun vadede çok isabetli bir tercih olduğunu gösterir. Her düzlemde buna dikkat ve itibar etmek gerekir. Dostluk ve düşmanlık oluşmasında bu yaklaşım çok önem arz etmektedir. Yanlış atılan adımlar; yalnız yaşamanın da startıdır. Düşmanlar hayatı zindana çevirirken, dostlarla yaşamak huzur ve mutluluk sağlar.
     Düşmanlığın oluşması da, devamı da; görünmeyen şeytanın tasarrufudur. Şeytanın mimarı olduğu her konu; düşmanlıktır ve devamı hüsrandır. Bu yaklaşımda şeytanın kullandığı enstürman; çıkar ve menfaatleri sahaya sürmesidir. Yüce Allah Kur'anda bu hakikati bildirmiş, şeytanın insanı açlıkla(manfaatle) korkuttuğunu insanlara hatırlatmıştır.
     Dostluk; paylaşmanın ve kucaklaşmanın adıdır. Külfette kendini, nimette karşısındakini tercih etmektir. Aynı şeye ağlamak, aynı şeye üzülmek, aynı şey için sevinmektir. Allah Resulü dostluğun açılımında, müslümün tarifini yaparak; "komşusu açken onlar tok yatamaz" buyurmuştur.
     Dost; ihanet, zulüm, iki yüzlülük, yalancılık, çıkarcılık yapamaz. Düşman da; dostun yapmadıklarını ustaca yapar ki, bunlar; düşmanlığın eylem konularıdır. Dost oluşturmak da, düşman üretmek de; kişinin iradesiyle ve duruşuyla yakından ilgilidir. Toplumsal tecrübeler göstermektedir ki; çıkar ve menfaat için oluşan yakınlıklar aslında düşmanlığın taşlarını döşemektir. Sonuçları; hüsrana, kavgaya, kana ve ölüme dönüşmektedir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.