DİYOJEN'İN BÜYÜDÜĞÜ TOPRAKLAR
Sinop, Helenistik çağın ünlü düşünürü Diyojen'in doğup büyüdüğü yer olarak da biliniyor. MÖ 4500 yılından itibaren kente yerleşerek hüküm süren Paflagonlar, Gaçkalar, Erken Hititler, Frigler, Kimmerler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar'ın Sinop'ta eserlerini görmek mümkün. Bunlar arasında en ünlü kalıntı, tarihi MÖ 200'de yaşayan Gaskalılar zamanında kurulmuş Sinop Kalesi. Kent merkezindeki kalenin güney kısmında yer alan ve Selçuklular zamanında tersaneye çevrilip, 1882 yılında cezaevine dönüştürülen Tarihi Sinop Cezaevi, mutlaka görülmesi gereken bir yapı.
GÖRÜLMEYE DEĞER YERLER VAR
Bizanslılar tarafından yaptırılan Balatlar Kilisesi, bölgede yaşamış Türk büyükleri adına yaptırılmış Seyyid Bilal Türbesi, Alaaddin Cami, Pervane Medresesi ile 1853 yılındaki Osman-Rus Savaşı sırasında donanmaya düzenlenen baskında şehit düşen denizcilerin üzerinden çıkan parayla yaptırılan Şehitler Çeşmesi de kentin görülmesi gereken tarihi yapıları arasında yer alıyor.
BOYABAT KALESİ İLGİ ODAĞI
İl merkezine 90 kilometre uzaklıktaki Boyabat Kalesi, 117 kilometre uzaklıktaki Durağan'da bulunan Kaya Mezarları da vakti olanlar için görülebilecek kültürel varlıklar. Yaklaşık 175 kilometre sahil şeridi bulunan Sinop'ta temiz ve doğal ortamda denize girilebilecek çok sayıda bölge var. Karadeniz'de kent merkezinde denize girilebilecek ender illerden biri olan Sinop'ta Türkiye'nin tek fiyordu olan ve il merkezinden araçla yaklaşık 20 dakika mesafede bulunan Hamsilos Koyu'nun yanı sıra Ak Liman, Sarıkum ve İnceburun denizden yararlanmak isteyenleri bekliyor.
AKGÖL'E ZİYARETÇİ AKINI
İl merkezine 56 kilometre mesafedeki Ayancık'taki İnaltı Mağarası, 26 kilometre uzaklıktaki Erfelek'te bulunan Tatlıca Şelaleleri ve Ayancık'ın güneyindeki Akgöl ise kentin doğal güzelliklerinin başında geliyor. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait eserlerin sergilendiği Sinop Müzesi'nde sergilenen eserler arasında ikona ve mozaikler önemli bir tutuyor. 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin tüm özelliklerini taşıyan Etnoğrafya Müzesi üç kattan oluşuyor. Sinop evlerine örnek teşkil etmesi açısından 1981 yılında kamulaştırılarak aslına uygun restore edilen müzenin zemin katı galeri, birinci katı Etnoğrafya Müzesi, ikinci katı ise Yaşayan Konak şeklinde turizme hizmet veriyor.
Kendine özgü otantik keten dokumaları ve el yapımı maket kotraları ziyaretçilerin anı ya da hediyelik olarak alabileceklerinin başında geliyor.