Devekuşu Cumhuriyeti!..

Bir ülkede… Bir gazetenin yaşam hakkı sona erdiriliyorsa…

Bu… Sadece o gazetenin ve gazetede çalışanların sorunu değil…

Ülkenin, sorunudur…

Ülkenin gazetecileri…

Yazarları… Aydınları…

Ayağa kalkar…

Bu duruma tepki gösterirler…

***

Dünyanın her yerinde…

Yerel veya yaygın… Bir gazetenin…

Gerekçesi ne olursa olsun, yayınına son vermesi veya verdirilmesi…

Bir vak-a"dır…

Ve önemli bir olaydır…

***

Ama Dünya bir yana, Samsun öte yana…

Bu kentin dünyadan haberi olmadığı için…

Ve de buradaki her türlü zevat dünyaya ait olmadığından…

Kimse bir gazetenin kapatılmasına sesini çıkarmaz…

Ta ki, normal değerleri olan birileri bu durumu fark edene kadar…

***

Öyle ki, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay"ın Samsun"da düzenlediği toplantıda bu konuyu dile getirmem bile birilerine batmış…

Durun hele…

Ucunu gördünüz!..

Gerisi var daha!..

***

Türkiye"de gazete kapatılmasına ses çıkarmayanlar…

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bunun aslını astarını sorunca öyle demiyorlar ama…

Kem-küm, ehem-ühüm vaziyeti alırlar…

***

Her neyse… Kızım aradı dün… Lise öğrencisi…

Ne yazacağımı sordu…

“Takip Gazetesi"ni kapattılar ama daha dertleri bitmedi” dedim…

“Kapanmış olmasına rağmen ölüsü bile birilerini fena halde rahatsız ediyor. Onu yazmak istiyorum…”

“Tamam o zaman, konu sağlam” dedi…

“Var mı öğrencilerin bir sorunu, onu yazalım” diye nabız yokladım…

Meğer lise öğrencileri de dert küpüymüş!..

***

Bengican"ın, Lise"de okuyan öğrencilerin ailelerine bir çağrısı var…

Liseye başlayanlar, ilk yıl bir uyum sorunu yaşarmış…

Dersler filan da ağır gelirmiş genellikle bu dönemde çocuklara…

O yüzden aileler fazla baskı yapmasınlar, çocuklarını üzmesinler miş!..

***

Tabi, burada “Öğrenci velilerine söylüyorum ama babacım sen anla” gibi bir kurnazlık da yok değil…

Akıllı Bıdık"ım benim…

***

Bu ülkede her şey sorun… Eğitim ise başlı başına bir dert…

Samsun"da bütün ilk ve orta dereceli okulların bahçelerini gördünüz mü?

Hepsi otoparka çevrilmiş…

Çocukların oyun alanları gasp edilmiş yani…

Sesini çıkaran bir tane veli var mı?

Yok!..

***

Ben o okullarda okuyan öğrencilerin yerinde olsam…

Sabahtan akşama kadar, her teneffüste…

Oyun alanımı işgal etmiş bütün araçların lastiklerini indiririm…

Uğraşsın dursunlar!..

***

Her yıl Milli Eğitim Bakanı değişse de…

Açıklama ortaktır, değişmez…

“Eğitim öğretim parasızdır, öğrenci velileri para ödemeyecek” denir…

Ama yıl sonunda 20 lira vermeyen öğrenci karnesini alamaz…

Bu nedir?

***

Okula kayıt yaptırırken de her velinin başına mutlaka gelir…

Okul aile birliği toplar parayı… Verdiniz, verdiniz…

Vermezseniz…

“Çocuklarınız tuvaleti temizlerse hiç şaşırmayın” denir…

Yerseniz!...

***

Abidik ülkenin gubidik vatandaşları…

Duydunuz mu?

Türkiye demokrasi sıralamasında iki sıra daha geriye düşmüş…

89 ülke var bizden önde…

Aman canım sende!..

***

Ekonomi dünyasının etkili dergisi The Economist"in araştırma biriminin raporunda:

“Türk demokrasisi de kan kaybetti”  demiş…

Bize ne ya!..

***

2008"e göre iki sıra düştü, 87"nciyken 89"uncu oldu Türkiye…

Demokrasi değil yani bizimkisi…

"Sorunlu demokrasi" ile "otoriter rejim" arasında bir yerdeymişiz…

“Melez Rejim” denilen bir kritere giriyoruz…

Adı böyle…

“Melez Rejim…”

***

“Melez Rejim ne demek”, bir bakalım…

Melez “Kırma” demekmiş…

Bu durumda bizdekine bir nevi “Çakma Rejim” de denilebilir!..

Hani, deve desen değil…

Kuş desen hiç değil misali…

“Devekuşu” gibi bir şey yani