Demokrasi ve Hukuk

Yaşar Yeşilyurt

   Toplumları yönetmenin birçok yöntemi vardır. Bunlar halk üzerinde yönetenlerin baskıcı, zorlayıcı, tek tipleştirici, totaliter yönetim tarzından karar verme hakkının halka devredilerek yeniden kontrolün yapıldığı yönetim tarzına kadar uzanır. Demokrasi halkın geleceği üzerinde politik kararlar verilmesi yöntemlerinden birisidir. Demokrasi kısaca insanların kendileriyle ilgili kararlara katılması veya yönetimde halkın iradesinin hakim olması anlamına gelir ki bu özelliği dolayısıyla diğer yönetim biçimlerinden farklılaşır.

         Demokrasiyi arzulanır kılan yüksek ideallerle bezenmiş olmasıdır. Bu demokratik idealleri dört noktada toplamak mümkündür. Eşitlik, özgürlük, halk egemenliği ve hukuk devletidir. Demokrasinin gelişim sürecinde bu ideallere farklı vurgular yapan iki önemli gelenek ortaya çıkmıştır. Bunlardan liberal geleneğe göre özgürlük ve hukuk devleti demokrasinin en önemli ilkeleridir. Buna göre insan özel yaşam alanlarında otoriter devlet müdahalesinden bağımsız serbest bir şekilde hareket etmelidir. Liberal demokrasi devlet ile toplum yaşamı arasında keskin bir sınır öngörür. Bugün yaşanılanlar Türkiye"nin çok da fazla olmayan demokrasi tecrübesinin eksikliğine bağlamak sanırım yanlış olmaz. Çünkü demokrasimizin her olgunlaşmaya başladığı dönemlerde müdahalelerle demokrasinin kendi içinde olgunlaşması önlenmiş ve geniş halk kitlelerinin demokrasiyle laiklikle bütünleşmesi engellemiştir. Aslında yapılanlar demokrasiye bağlılık laikliğe bağlılık ya da rejime bağlılıkla Kamufle edilse de sonuçta bu bütünleşme engellenmiştir. Demokrasinin ideallerini sıralarken özgürlük ve hukukun en öneli ideal olduğunu söyledik. Çünkü halk egemenliğini sağlayabilirsiniz. Eşitliği sağlayabilirisiniz. Ama eğer özgürlük ve hukuk yoksa orda demokrasiden bahsedilmesi çok güç bir olgu haline dönüşür.
 
          Hukuk özellikle demokrasilerin en önemli mekanizmalarından birisidir. Ancak hukuk öncelikle demokrasilerde kanunlardan yana tavır koyar. Aksi düşünülemez. Eğer hukukçular laiklik söz konusu olduğunda tarafsızlık bahane diyorsa ya da başkaları vatan söz konusu olduğunda gerisi teferruattır diyorsa orda gerçekten ciddi bir demokrasi ve hukuk sorunu ile karşı karşıya olduğumuzu gösterir. Neyin teferruat olduğu neyin asıl olduğu noktasında insanlar eğer bir karmaşaya ya da bir tercihe zorlanırsa orada birlikte bir yaşama alanı kurmak zorlaşacaktır. Bugün dünyada global olarak demokrasiye insan haklarına ve hukuka bağlı bir toplum meydana getirilmeye çalışılmaktadır. Türkiye cumhuriyeti de demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Ancak tam demokrasimiz ilerleme yoluna girmişken yukarıda sayılan özelliklerin, zaman zaman  tartışma ve hatta tercih konusu edilmesi bu ilerlemeye engel teşkil etmektedir. Demokrasiler ancak laik, sosyal ve hukuk devleti olma vasfını tam anlamıyla taşıdıklarında demokrasi olurlar yoksa totaliter bir yapıya dönüşür.
 
          Velhasılı kelam, dünyanın ve Türkiye"nin çok sıcak ve çok önemli sorunları varken Türkiye"nin her ferdini aynı derecede ilgilendirmeyen meselelerle uğraşmak yerine geleceği nasıl yakalarız hesapları yapıp dünyadaki yerimizi almamız ve geleceği ıskalamamamız daha önemlidir. Türkiye söz konusu olduğunda gerisi teferruattır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.