DARLIKTA İDEALİST BOLLUKTA ....

Adnan Bahadır

DARLIKTA İDEALİST BOLLUKTA LİBERALİST OLMAK KARAKTERSİZLİĞİN GÖSTERGESİDİR            

İnsanlar gerçek karakterlerini belli makamlara geldikten sonra ortaya koyarlar. İş Hayatına atılanlar ekonomik özgürlüklerine kavuştuklarında, siyaset yapanlar bir makama seçildiklerinde, üniversitede Akademisyen olarak çalışanlar ise Profesörlük unvanını aldıktan sonra gerçek kimliklerini ortaya koyarlar. İnsanlar gerçek kimliklerini açığa vurmadıkları veya vuramadıkları dönemlerde çok farklı kişiliklere bürünerek elde etmek istediklerine  kavuşmanın hayali ile yaşarlar, ne zaman ki elde etmek istediklerine kavuşurlar işte o zaman içerlerinde yatan gerçek karakterlerini ortaya koyarlar.

Ticarete yeni başlayan bir kimse öncelikli olarak ailesinin geçimini temin etmek için çalışır, bu çalışma esnasında kimsenin etlisine, sütlüsüne karışmaz, ne zaman ki kendi ayaklarının üzerinde durmaya başlar  etrafta olup bitenlerle ilgilenmeye başlar ve karakteri doğrultusunda duruş sergiler. Siyasete yeni girenler de aynı şekilde önce siyasetin ne olduğunu, hangi makama nasıl çıkılacağını, kaç  takla atarak nereye geleceğini öğrenirler, daha sonra belli makamlara geldiklerinde karakterlerinin gereğini yaparlar. Akademik hayatta da durum aynıdır, üniversiteden mezun olan bir genç şayet üniversitede kariyer yapmayı düşünüyorsa önce hocasının gönlünü almaya çalışır, onun dünya görüşüne uygun söylemlerde bulunur, evinin çarşı, pazar ihtiyaçlarını görür, hatta bizzat şahit olduğum hocasının evine gelen odunları odunluğa taşıyan asistanlar bile var. Hele ki doğalgaz yaygınlaştı da gariplerim bu çileden kurtuldu.

Gelelim asıl konumuza buraya kadar giriş bölümü olarak yazdığım konunun asıl nedeni siyasetteki riyakarları ve sahtekarları anlatmak için bir özetleme yapmaktı. Siyasete ilk giren bazı riyakarlar önce sakal bırakıp, güvenilir adam olduklarını ispat etmeye çalışırlar, ardından hayır, hasenat işiyle uğraşıp topluma yararlı insan olduklarını anlatmamaya  çalışırlar, ardından belli makamlara geldiklerinde önce sakallarını kısaltırlar, ardından malı götürmeye başlarlar, sonunda ise zamparalığa başlarlar. Bu adamlar darlıkta idealist, bollukta liberalist olan karaktersiz kişilerdir.

Dilerseniz işi biraz daha detaylandırıp, bizzat yaşadığım bazı olayları ele alarak izah etmeye çalışalım. Siyasete  Akıncılardan başladım, daha sonra MSP, RP, AK Parti çizgisinde devam ettim. Daha doğrusu milli görüş çizgisinde siyasete başladım. Milli görüş çizgisinde siyaset çok meşakkatli bir iştir. Gecen, gündüzün, bayramın, seyranın olmaz. Herkes bayramda eşiyle, dostuyla bayram sefası yaparken sen ya kurban derisi toplarsın veya bir seçilmişle köy, kasaba, hasta ziyaretine gidersin, çoluğun çocuğun Allah'a emanet. Hiç unutmuyorum en ufak oğlum Enes çok ağır bronşit geçirirken ben seçim gezisine gittim, eşim çocuğumu hastaneye tek başına götürdü. Çocuk nefes alamıyordu, doktor yatması gerektiğini söyledi fakat ben hayır olmaz yatıramayız dedim çünkü çocuk yatarsa eşimin de başında durması gerekiyordu, bize kim hizmet edecekti? Bizler bunca fedakarlıkla mücadele  ederken  Merhum Erbakan Hoca birde Kanal 7 hikayesi  çıkardı başımıza. Yönetimde olan herkes  1995  yılının parası ile en az beş bin lira vermek zorundaydı, biraz durumu müsait olanlar bunun iki, üç katını vermek zorundaydılar. Biz tam elli bin liralık hisse senedi toplayıp Kanal 7 yönetimine göndermiştik.

Kanal 7 yönetim Kurulu başkanı Zekeriya Karaman, Bilmem nere (Sanırım Ankara) Temsilcisi Zahit  Akman, Sunucusu hızlı İslamcı Ahmet Hakan davanın idolleri idi. Akşam olduğunda herkes Kanal 7'nin başına geçip, sağlıklı haber!... almanın telaşında idi. Bu saydığım arkadaşların tamamı sakallı, mübarek adamlardı, hatta Milli görüşe inananların gözünde büyük kurtarıcılardı. Ne zaman ki askere gittim orada bir kısmı ile birlikte askerlik yaptım onları tanımaya başladım. Bu zevatı kiram kendilerini İslami entelektüelin patronları olarak gören, toplumun tamamına yukarıdan aşağı bakan, kendilerini beğenmiş insanlardı. Daha sonra Zekeriya Karaman'ın kızının veya oğlunun düğününe katılan bir arkadaşım anlattı tam on beş milyon dolarlık yalıda oturuyormuş. Peki, bu parayı nereden buldu derseniz sanırım durum ortada yorum yapmama gerek yok. Zahit Akman'a gelince önce sakallarını kesti, ardından RTÜK başkanı oldu, ardından durum malum. Ahmet Hakan ise önceleri islami kesimin enteli iken şimdilerde sosyetenin dantelliğini yapıyor, bilmem hangi hatunla oturuyormuş da hatun çok hoşmuş da daha neler, neler. Darlıkta idealist olan insanlar bollukta liberalist olurlarsa buna karaktersizlik denmez de ne denir siz takdir edin. Şehrimizde de bu tür siyasetçiler var, eskiden sakal bırakıp daha sonra kesenler, malı götürenler, zamanı geldiğinde yazacağım, bugünlük bu kadar yeter kalın sağlıcakla.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.