D1, D2 ve D3 vitaminlerini içeren bir bileşikler ailesinden olan D vitamini, yağda çözünen bir vitamindir. D vitamini, vücudun sağlıklı kemik oluşumu ve bakımı için ihtiyaç duyduğu bir önemli besindir. Bunun nedeni, vücudun kalsiyumu emebilmesi için yeterli D vitaminine sahip olması gerektiğidir.
Vücuttaki diğer birçok biyolojik fonksiyon da D vitamini tarafından düzenlenir. Anti-inflamatuar, antioksidan ve nöroprotektif özellikleri sayesinde kas fonksiyonunu, bağışıklık sistemini ve beyin hücrelerinin aktivitesini destekler.
Cilt doğrudan güneş ışığına maruz kaldığında vücut tarafından doğal olarak D vitamini üretilir. Bununla birlikte kandaki D vitaminin yeterli düzeylerde kalmasını sağlamak için belirli gıdalardan ve takviyelerden de D vitamini alınabilmektedir.
D vitamini gıdaların bir çoğunda doğal olarak bulunmaz. Bu nedenle de zenginleştirilmiş sütten ve tahıllardan veya somon, uskumru ve sardalya gibi yağlı balıklardan alınabilir.
Enlem, mevsim, ten rengi ve güneşe maruz kalınan saat gibi birçok faktör cildin D vitamini üretimini etkilemektedir. D vitamini üretimi aynı yaşam tarzına veya yaşanılan yere göre kış aylarında tamamen düşebilir veya tamamen yok olabilir. Buna ek olarak güneş kremi cilt kanserini önlemede etkili olurken, D vitamini üretiminin de engellenmesine yol açabilir.
D vitaminin formülü C27H44O’dır. D vitamini, diğer adı ile Kalsiferol, iki şekilde bulunmaktadır.
D2 vitamini ( ergokalsiferol) bazı bitkiler doğal olarak içerir. D3 vitamini ( kolekalsiferol) hayvanlarda doğal olarak bulunur ve güneş ışığına maruz kalındığında cilt tarafından üretilir.
Kalsiferol, D vitamininin diğer adıdır. D2 ve D3 vitaminleri de aynı şekilde metabolize edilir, D vitamininin aktif formu karaciğerde 25-(OH)D3'e dönüştürülür, daha sonra böbreğe taşınır ve D vitaminin aktif formu olan 1,25-(OH)2 D3’e dönüştürülürler.
Kolekalsiferolün aksine ergokalsiferolün raf ömrü daha kısadır ve etkisini daha çabuk kaybetmektedir. D2 Vitamini bitkiler veya mantarlar tarafından üretilir ve meyve suları, süt ve tahıllar gibi kuvvetlendirilmiş besinler yoluyla elde edilebilir. Vücut güneş ışığına maruz kaldığında ise D3 vitamini üretilir. Bu çoğunlukla cildin güneşten gelen ultraviyole A (UVA) ve ultraviyole B (UVB) ışınlarına maruz kalmasından kaynaklanır.
Hayvansal ürünler de iyi bir D3 vitamini kaynağıdır. D vitamininin biyolojik olarak aktif versiyonu olan kalsitriol (Rocaltrol), böbrekleri veya paratiroid bezleri normal çalışmayan kişilerde, kandaki düşük kalsiyum seviyelerini tedavi etmek ve önlemek için kullanılır.
D vitamininin ana rolü, vücudun kalsiyum emilimini artırmak ve kemik yoğunluğunu korumasını destekleyerek osteoporozun önlenmesine yardımcı olmaktır. D vitamini, özellikle çocuklarda büyümenin yanı sıra kalsiyum ve fosforun sindirimi ve emilimi için gereklidir. Güçlü kemik ve dişler, D vitaminin kalsiyumu buralara yerleştirmesiyle olmaktadır.
Aynı zamanda vücudu kas zayıflığına karşı korur, bağışıklık sistemini güçlendirir, kalp atışını düzenler ve normal kan pıhtılaşması ve tiroid fonksiyonu için önemlidir. D vitamini, sindirim sisteminde kalsiyum emilimini artırarak, kemiklerde kalsiyum birikimini destekler.
Kalsiyum bağlayıcı proteinlerin sentezini yükselterek epitel hücrelerinde, özellikle bağırsak dokularında kalsiyum emilimine yardımcı olur. Vücuda gıdalarla Provitamin D şeklinde alınır ve güneş ışığına maruz kaldığında deride D vitaminine dönüşür.
D vitamininin başlıca görevlerinden biri sistemlerimizde kalsiyum dengesini korumaktır, ancak aynı zamanda cilt sağlığındaki rolü de D vitaminin önemli işlevleri arasında yer almaktadır. Araştırmalar D vitamininin cilt bariyerinin normal gelişiminde, cildin bağışıklık sisteminde, yara iyileşmesinde ve saç büyüme döngüsünde önemli bir rol oynadığını göstermektedir.
Klinik olarak, azalan D vitamini düzeyleri gecikmiş yara iyileşmesi, sedef hastalığı ve kuru cilt ile ilişkilendirilmiştir. D vitamininin ciltte önemli pratik kullanımı, sedef hastalığı, egzama ve vitiligo gibi bozuklukların tedavisinde terapötik olarak kullanılan hafif ila orta dereceli bir anti-inflamatuardır. D vitamini, aşırı iltihaplanmayı azaltır ve bu hastalıkların semptomları hafifletmeye yardımcı olur.