ÇIKARCILIK

Lütfi Özkan

Hepimizin yaşamında öyle önemli konular olur ki;bizim önce onların üzerinde iyice düşünüp,sonra da aklımızdan geçeni açık açık söylememiz gerekir.Yine çoğu kimsenin bilmesine karşın bilmek istemediği,hoş görmediği çıkarcılığı konuşalım istiyorum.

Çıkarcılık denen şey,insanların sıkça görüşlerini değiştirmelerine neden  olur,inatla katı ve olumsuz görüşlerde ısrar etmekten çok daha tehlikelidir.Dünyada bugüne kadar hiçbir inanç,en budalası bile,toplumlara çıkarcılık kadar zarar vermemiştir.Her şeye karşın bugüne dek hiçbir şeyin altında ezilmemiş tek güç olarak kabul edebileceğimiz,hatta günümüzde her zamankinden  daha da etkili sayılan"Çıkarcılık" şu anda  en büyük düşmanımızdır.Düşünen insanın en tehlikeli,inancın en eski düşmanıdır.

Geçmişin tarihi içinde ve yaşadığımız bu günler hızlı değişim karşısında yeterince düşünülürse her dönem noktası,her büyük değişim,ne kadar güçlü olsa da çıkarcıların,düşünceyi sömürenlerin eline düştüğü anda yaratıcılığını yitirir,topluma da hiçbir yararı olmaz.

Günümüzde üzücü bir gelişme sürüyor,çeşitli görüşler inançları ezip geçiyor.Gevezelik de her bilgiyi.Herhangi bir insanın ister başarılı,ister başarısız olsun,çıkıp da kafasında neler geçtiğini en yakınına bile söyleyemiyor.Kesinlikle hata yapmış olduğunu gördüğümüz birinin size,"yanılmışım",demesini boş yere bekleriz.Nerede o birinci sayfasına, "Elimizdeki dayanaklar doğru olmadığı için yanıldık ve okurlarımızı yanlış bilgilendirdik" diye başlık atan gazete?İktidardakiler vatandaşlara açık açık "Sizlere haksızlık yapıldığını,fakat inandığımız şeyin doğru çıkmadığından" sizlerden özür dileyen politikacı nerede?

Şu günlerde yaşananlara çıkarcılık demek gerekiyor.Yavaşça öteki yana kayanlar sorumluluk dolandırıcılarıdır.Destekçi sözcülerine politikada da rastlanıyor,edebiyatta da.Masasından sessizce kalkıp usulca,dikkat çekmemeye çalışarak öteki, masada oturanların yanına eğilip bükülerek ilişiyorlar. Oturur oturmaz da,sanki ömürleri boyu hep orada oturmuşlar gibi davranıyorlar.Bunların içlerinde en az üç kez yere değiştirmiş olanlar ahkam kesmeyi de unutmuyorlar.

Ne yaptıklarını tam bilmezken de çabucak unutuyorlar,sorumluluk üstlenmekten kaçınan insanların da unutkanlığına güveniyorlar ve
içgüdüleri onları ne yazık ki hep haklı çıkarıyor.Bu kişilerin ümitsizliğe kapıldıkları veya ümitler besledikleri için aniden değişik kişilikle veya düşüncelerle ortaya çıkmalarının nedeni inanç değiştirmiş olmaları değildir.Çünkü inanç denen kutsal düşünce bir günde,bir gecede değişmez.

Gerçek tehlike,duruma göre saf değiştirenlerden,bütün idealleri sulandıranlardan,her an çıkarlarını yeğleyenlerden,işlerine geldiğinde vatansevar olanlardan,başarının asalaklarından gelir.

Bu dünyanın düşmanı olan çıkarcılara dikkat edelim.Saf değiştirmiş biri olacağına,karşımızda bir düşman olsun daha iyidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.