ÇERÇEVELİ SINAVIN PERDE ARKASI

Adnan Bahadır

                                  

            Dilerseniz bugün yazımıza bir fıkra ile başlayalım, köpeği olan bayanın biri banyo yapmak üzere banyoya girdiğinde kaybolmaması için köpeğini de yanına almış, kendisi sabunlanıp, gözlerini kapayınca, o arada köpek kapıyı aralayıp, kaçıvermiş. Besbelli dış kapıda aralık olmalı ki köpek soluğu sokakta almış. Kadıncağız köpeğini çok sevdiğinden eline bir çerçeve alıp, avret mahallinin üzerine kapatıp, köpeğin peşinden koşmaya başlamış. Köpeğin adı ise Böylesi imiş, kadıncağız bir yandan köpeğin peşinde koşarken, diğer yandan da böylesini gördünüz mü diye etraftakilere soruyormuş. Köpek ortalıktan kaybolunca kadıncağız hızlı bir şekilde kontrolü elinden kaçırıp, elindeki çerçeveyi kırıvermiş. Hal böyle olunca çerçevenin camları dökülüp, kadıncağızın her yeri gözükmeye başlamış. Kadıncağız hiçbir şeye aldırış etmeden bir yandan yoluna devam edip, diğer yandan da etraftakilere böylesini gördünüz mü diye soruyormuş. Yolun kenarında oturanlardan birisi kadıncağızın böylesini gördünüz mü sorusu üzerine ne dese iyi hanımefendi görmesine gördük ancak çerçevelisini hiç görmedik demiş. Bizim Büyükşehir ekibinin yaptığı ve iptal etmek zorunda kaldığı sınav da aynen bu fıkra misali sınavın çerçevelisine benzemekte. Sınav gördük ancak çerçeveli sınavla ilk kez karşılaşıyoruz. Nasıl olduğunu izin verin de açıklayayım.

            Yaklaşık yirmi beş yıldır tanıdığım Prof. Dr. Faruk Alparslan hoca yıllardır Ondokuz Mayıs Üniversitesi"nde Fen Edebiyat Fakültesi"nde hocalık yapar, hatta biz gazeteyi ilk kurduğumuzda Belediyede görevde olduğumuzdan bizde yazmıştı, ne zaman ki Belediyeden ayrıldık, Faruk Hoca"da anında yazı yazmayı bıraktı. Peki neden bıraktı derseniz oğlu Belediyede çalıştığından işine halel gelir diye korktu. Her ne ise konumuz bu değil, Hüseyin Akan Bey"in Rektör olarak atanması sonrasında, ÖSYM İl Yöneticisi olarak Faruk Alparslan atandı. Aslında Faruk Hoca"nın beklentileri farklı idi, ancak ona sıtmayı gösterip, vereme razı ettiler. Büyükşehir Belediyesi"nde Kayıkçıbaşı ve Vezir Hazretleri  SAMULAŞ"a adam alma olayında nasıl bir organizasyon yapıp, istedikleri adamları işe alacaklarını düşünürlerken, bizim Faruk Hoca anında imdatlarına yetişmiş ve demiş ki “o iş benim işim, siz sınav açacaksınız, ben sınavı organize edeceğim, sınav sonuçlarını da siz değerlendireceksiniz, böylece olayı tere yağından kıl çekercesine halledeceğiz” bizim akıllılar olaya balıklama dalmış ve Faruk Hoca"nın dediklerini aynen yapmışlar. Sınav sonucunda Sefer Arlı"nın kızı Emel Arlı Kumanda Merkezi Şefliği"ni kazanıyor, Eda Arlı Kumanda Merkezi"nde operatör oluyor, Zeki Arlı Mekanik Bakım Formeni oluyor, Ünal Arlı Muhasebe şefi oluyor, yine Zeki Arlı Araç sürücülüğüne atanıyor, yani şayet mekanik bakım formenliğini beğenmezse o zaman şoförlük yapsın mantığı ile iki yerde de sınavı kazanmış gibi gösteriliyor, Arlı aşiretinin bir başka bireyi olan Elife Arlı ise Güvenlikçi oluyor. Sizin anlayacağınız millet iş bulamazken bizim Arlı aşireti iş beğenmiyor, her ihtimal göz önüne alınarak bir işi beğenmezse, diğer iş ayaklarının altına seriliyor. Bu torpilli ve de kısmetli kişiler sadece Arlı aşiretinin mutlu azınlığı mı diye soracak olursanız, elbette hayır Sinecek ailesinin evlatları olan Hakan sinecek  o kadar becerikli bir delikanlı imiş ki, sormayın gitsin, çocuk hem kumanda merkezi operatörlüğü sınavını kazanmış, hem de Mekanik Bakım teknisyenliği sınavını kazanmış, adamın  bir elinde on marifet, maşallah sübhanellah, aman nazar değmesin. Peki Devletlü İl Başkanımız Adem Güney bu işlerin neresinde derseniz tamı tamına göbeğinde. Hangi isimlere referans olduğunu bilahare yazacağım. İşte size çerçeveli sınavın perde arkası değerlendirmesi siz değerli okurlara ait. Kalın sağlıcakla

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.