CEMEVİ – CAMİ AYNI AVLUDA

Şeyma Taş

“Birlik ve beraberlik”

Bu kelimelerin olduğu cümlelerin altına herkesin imza atacağı bir gerçektir. Yalnız iş pratikte karşımıza çıkınca kimseden ses çıkmıyor. Bunun en belirgin halini, yaşadığımız ülkede görmek mümkündür. Alevi- Sünni, Kürt-Türk yıllarca egemenlerin ayrımcılığına maruz kalmış kavramlardır. Bu toplumda herkes özgür ve kardeşçe yaşamak ister ancak aynı zamanda kişilerin kimliği büyük önem taşır. Son günlerde yaşananlara bakarsak eğer mazlumun dahi kimliği sorgulanmaktadır…

Ayrımcılık ve ötekileştirme bu topraklarda adeta fışkırırcasına büyümekte… Buna engel teşkil edecek resmi kurumların tarihi sürecine baktığımızda da değişen bir şey olmamıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Alevilik, Kürtlük dışlanmıştır. Devlet eliyle gösterilen bu tutum sonucunda halk içinde de bölünmeler gerçekleşmiş, üzücü olaylar yaşanmıştır.  (Alevi katliamları gibi.)  Yıllar boyunca baskı altına alınan Alevilere günümüzde hala belli haklar tanınmamaktadır. Ancak geçtiğimiz günlerde tartışma yaratan bir proje söz konusu oldu. Ankara'da yeni bir proje ile aynı avluya bakan cemevi ve caminin temelleri atıldı. Bu projeye Alevi ve Sünni kesimden itiraz edenler oldu. Alevi kesimin itirazları belli bir yere kadar mantık dairesinde değerlendirilebilir.

Ama Sünni kesim?

Farklılıklara tahammülün olmadığı bu kesimin “Birlik ve beraberlik” kelimelerini içeren cümleler kurması böyle bir durumda askıda kalıyor ne yazık ki…

Cami ile cemevinin bir arada olması Alevilerin resmi kurumlardaki atamalarda karşı karşıya kaldıkları ayrımcılığı ortadan kaldırmayacaktır. Ancak Alevilerin taleplerini gerçekleştirmeye yönelik bir proje neden olmasın? Bu projenin gündeme gelmesiyle birlikte Ordu'nun ilçesi olan Fatsa'da aynı çatı altında bulunan cami ve cemevi dikkatimi çekti. 2001 yılında hizmete açılan bu yerde Alevi ve Sünni vatandaşlar, aynı binada ibadetlerini yapıyormuş. Bu zamana kadar sürdürülen ve Türkiye'de bir ilk olan bu yapıyı görülecek yerler sıralamanıza almanızı öneririm.

İnsan mertebesinde doğan her fert eşittir. Üstünlük kavramını idrak etmek ise elzemdir. İnsanlığın mertebe hakkını vermedikçe insanlaşmak mümkün olmayacaktır. Hakikat yolcusu olan insanlar kendi değer ve inançlarını nasıl ezdirmemek için çaba sarf ediyorsa başkalarının da hakikat yolculuğunda olduğu unutulmamalıdır.  Artık insanlık itibarını kaybetmemek için farklılıkları abartmadan aynı avluda birlik ve beraberliği kavramayı denesek ne kaybederiz?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.