CEMAATLE İLGİLİ YAZDIKLARIMA ....

Adnan Bahadır

CEMAATLE İLGİLİ YAZDIKLARIMA BOZULANLAR BU YAZIYI İYİ OKUSUN

 

Hayat felsefemi, cemaatlere bakışımı, inancımı, yaşantımı detaylı bir şekilde yazmama rağmen, yazdığım yazılar işine gelmeyen veya yazılarımın ne anlama geldiğini anlamayan bazıları tarafından farklı yorumlanıp, sanki cemaat düşmanı imişim gibi gösterilmek asabımı bozuyor. Adamın İslami yaşantıyla uzaktan, yakından ilgisi yok, kalkar İslam adına ahkam keser, aile hayatına bakarsın değil Müslüman, ehli kitap diyemezsin, ticaretine bakarsın Yahudilere taş çıkartacak kadar üç kağıtçıdır, konuşurken çok dürüst olduğunu sanırsın, adamın işi, gücü alavere, dalaveredir. Siyaset yapmıyorum der, siyasetin Allahını yapar, sizin anlayacağınız konuştuğu her şey ile yaptıkları tamı tamına zıt olmasına rağmen bu adam olur Çemaati Müsliminin ileri gelen ağabeyi, siz ise olursunuz düşmanı. O Ehli cennettendir, siz ise cehennemi zümeradan. Şimdi sizlere bu yazdıklarımla ilgili bir örnek vermek istiyorum; Şehrimizde yaşayan insanların büyük bir bölümünün tanıdığı  Çemaati Müsliminin ağabeyi durumundaki Fahri Konsolos"un bazı marifetlerini size anlatmıştım. Şimdi yeni bir marifetini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bizim Allah dostu, Karınca Ezmez Şevki postuna bürünmüş olan Fahri konsolos, kimden öğrendi ise siyaseti çok iyi öğrenmiş olmalı ki, deveyi hamutuyla götürme konusunda hayli ihtisaslaşmış. Bir işletmenin herhangi bir işini almayı kafasına koymuşsa atlıyor yeşil plakalı arabasına gidiyor iş yerine, kendisini güzel bir tanıttıktan sonra hiç konuya değinmeden ayrılıyor. Ardından yanına etkili bir siyasetçiyi alıp, işletmeyi yeniden ziyaret ediyor. Her ziyarete gidişinde karşı tarafı etkileyebilmek için tüm maharetlerini ortaya koyup, karşısındakilere adeta kendisinin şehrin vazgeçilmez otoritesi olduğunu kabul ettirip, ondan sonra geçiyor asıl yapması gerekenlere. Bu yaptıklarını ya iktidar partisinin teşkilat yöneticileri ile yapıyor ya hemşehrisi olan Vezir Hazretleri"ni yanına alarak yapıyor. Zaten şu anda  Ak Parti İl Başkanı ile bazı işlerde resmi veya gayri resmi ortak olarak da çalıştığını bana bizzat ifade etmişti. Bundan üç yıl önce yanıma gelip, benden SASKİ ye ait atık su inşaatının yapımını alabilmek için yardımcı olmamı istediğinde, bu işin büyük bir iş olduğunu, yalnız yapamayacağını, ortaklarının kimler olduğunu sorduğumda Adem Güney ve Talaklarla ortağım dediği zaman o ortakları bulmak için çok aradın mı dediğimi hiç unutmuyorum. Şimdi belki resmiyette Adem Güney ortağı olmayabilir, ancak her yerde onun adını kullanarak iş aldığını biliyorum. Neden benim adımı kullanmıyor da onun adını kullanıyor siz takdir edin. Gelelim bugünkü mevzuumuza malumunuz Terme Akçay"da yapılacak olan termik santralle ilgili hayli tepkiler var, halkın sağlığına zararlı olduğu ve çevreyi ciddi anlamda kirleteceği bir gerçek. Bu nedenledir ki gerek halktan, gerekse çevreci bazı kuruluşlardan hayli tepki alan termik santral yapımını üstlenen firmayı da hayli sıkıntıya soktuğundan firmanın rahat çalışabilmek için desteğe ihtiyacı var. Bu destek önce basından, ardından iktidar partisinden olmalı ki işe yarasın, bu konuda önce basınla bir yemek yiyen firma yetkilileri, katılımcılara yurt dışı gezisi teklif ediyorlar, ardından ufak tefek ilanlarla ekonomik destekler verip, onları susturmanın yolunu arıyorlar. Bu konuda çok az başarılı oldukları söylenebilir, zira çoğu gazeteler yapılması gereken haberleri yapmıştır. Bu arada meslek odalarından bir kısmının başkanlarını kafaya almayı becerdikleri de bir gerçek. İlgili firmanın son hamlesi ise iktidar partisinin yakın adamlarından birisini bulup, ona inşaatla ilgili iş vermek olmuştur. Bu konuda inşaatın altyapı işlerini yapmak için ihaleye çıkılıyor, onca tecrübeli ve yetkili firma varken, işle uzaktan, yakından ilgisi olmayan fahri konsolosumuzun firması bu işi alıyor. Fahri konsolos altında yeşil plakalı makam arabası, yanında Vezir Hazretleri gibi Devletlu bir siyasetçi, yetmemiş bir de iktidar partisinin İl Başkanı ve onun ortağı, o da yetmemiş bir de Çemaati Müsliminin Vakıf Başkanlığı olunca işi almasın da kim alsın. İşten anlamakmış, yeterlilikmiş, kabiliyetmiş bunların hepsi hikaye. Şimdi siz değerli okurlarıma soruyorum bu işi alan fahri konsolosun mensubu bulunduğu cemaat bu işleri bilmiyor mu? Biliyor da göz yumuyorsa onlara yazıklar olsun, yok bilmiyorlarsa işte ben yazdım, gelsinler ispat edeyim. Bu şehirde cemaati eleştirdiğim için gazetenin aboneliğini kesen arkadaşlara tavsiyem şudur; 1-Biz rızkı cemaatin değil Allah"ın verdiğine inanırız. 2- Sizin için ölçü dürüstlük, inandığı ile amel etme değil de cemaate mensup olmaksa sizin dininiz sizin olsun 3- Sizin yaptığınız gibi size mensup olmayanlarla alış verişi kesmeyi karşınızdakiler de yapmaya kalkarsa haliniz ne olacak? 4- Allah Kuran"da Ey İman edenler mi diyor, yoksa Ey Falanca Cemaat Mensupları mı diyor? 5-Yakında biz de sizlere bağlı kuruluşlardan alış veriş edilmemesi yönünde bir kampanya başlatırsak şaşırmayın 6- Allah"ın Dinini Kur-an"da yazılı olduğu gibi öğretin, dinden bi haber adamlarınızla cemaat kurallarınızı öğrencilerinize dini kurallar gibi öğretmeyin.7-Kendinizi anlatırken sayınızı olduğunuzun on katına çıkarak anlatmanın yalan olduğunu unutmayın. Kalın sağlıcakla

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (9)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.