Çarşamba Belediyesi’nin “Beton Yol ve Sathi Kaplama Yol Yapım İşi” ihalesi, birkaç haftadır ilçenin en çok konuşulan konularından biri. Yolsuzluk, usulsüzlük, çıkar çatışması... Herkes bir şey söylüyor. Ama ortada çok daha karmaşık bir tablo var: hukuk, ticaret ve yerel siyaset birbirine girmiş durumda.
Kamuoyuna yansıyan iddialar, yüzeyde sert görünüyor. Ancak Belediye’nin yaptığı açıklamalar, olayın yalnızca bir “ihale skandalı” değil, iki farklı hak iddiasının çakıştığı bir hukuki çekişme olduğunu düşündürüyor.
KİK Kararı: “İptal edildi” mi, “düzeltildi” mi?
Tartışmaların fitilini ateşleyen, MCR İnşaat’ın yaptığı itirazdı. Firma, süresi dolmadan sözleşme imzalandığını ve Kamu İhale Kurumu kararına rağmen işe devam edildiğini öne sürdü. Belediye cephesi ise farklı bir tablo çiziyor: KİK’in kararı, ihalenin iptali değil; “düzeltici işlem” talimatıydı.
Yani ihalenin tamamen geçersiz kılınması değil, belirli teknik unsurların yeniden değerlendirilmesi. Belediye de bu düzeltmeyi süresinde uyguladığını belirtiyor. Bu durumda “iptal edildiği halde işe devam ettiler” iddiası, kamuoyuna biraz fazla keskin bir dille sunulmuş gibi duruyor.
Malzeme Tartışması: Zimmet mi, Mülkiyet mi?
Diğer çarpıcı iddia, Belediye’nin İyotme Şirketi’nin sahasındaki malzemeyi “zorla aldığı” yönünde.
Belediye bunu reddediyor ve meseleyi bir mülkiyet anlaşmazlığı olarak niteliyor:
Malzemenin üretildiği taş ocağının ruhsatı Belediyeye ait; yani, mal kamu malı sayılıyor. Buna karşın, şirketin bu taşları kendi mülküymüş gibi sahiplenmesi, kamu hizmetinin aksamasına yol açmış.
Bu işin nihai değerlendirmesi yargının konusu.