Misyonerler durmuyor!
Samsun başta olmak üzere Doğu Karadeniz sahil şeridindeki yerleşim yerlerinde, "Yahova Şahitleri ve Bahailik" gibi akımların misyonerlik faaliyetlerine rastlandığı bildirildi
Bu faaliyetlerin, özellikle bu gruplara bağlı olan ve yöredeki üniversitelere öğrenci olarak dışarıdan gelen öğrenciler tarafından yürütüldüğü öne sürüldü.
Son yıllarda Türkiye ve Samsun gündeminde yoğun olarak yaşanan "misyonerlik" tartışmasına Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Felsefe ve Din Bilimleri Dinler Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mahmut Aydın, açıklık getirdi.
"ETNİK KİMLİKLERİ KAŞIYORLAR"
Doç. Dr. Mahmut Aydın, Karadeniz sahillerinin coğrafik ve stratejik yapısı nedeniyle Arkaik dönemlerden itibaren farklı din ve dile sahip insan topluluklarının buluşma ve yerleşme yeri olduğunu söyledi. Bugün bölgede Türkçe'nin dışında kısmi de olsa Lazca, Gürcüce, Rumca, Çerkezce ve Abhazca gibi dillerin konuşulduğunu ve bu dilleri konuşan farklı etnik kökene sahip insanların birlikte barış içinde yaşamaya devam ettiklerini vurgulayan Aydın, "Bu bölgede farklı etnik kökene sahip bu kişiler kendilerini Türk ve Müslüman olarak nitelendirmekte ve ana dil olarak Türkçe'yi kullanmaktadır. Bunun en önemli nedeni Kurtuluş Savaşı ve sonrasında bölgede yaşayan Hıristiyan Ermeni ve Rumların gerek bölgeyi kendiliğinden terk etmeleri ve gerekse mübadele sırasında zorunlu olarak Yunanistan'a göç ettirilmeleridir. Hıristiyan Rumların tamamı bölgeyi terk etmişlerdir. Dolayısıyla günümüzde bölgede yaşamaya devam eden farklı etnik kimliğe sahip kişilerin tümü Müslümandır. Ancak son yıllarda misyonerler, bölgede yetişen bazı insanların etnik kimliklerini de öne çıkararak Türk ve Müslüman kimliğinden duydukları rahatsızlığı dile getirmekte ve kendilerinin Müslüman olmadıklarını da ifade etmektedirler" dedi.
"BÜYÜK PROTESTAN HAYALLERİ VAR"
Aydın, bölgedeki misyonerlik faaliyetlerin öncelikle Samsun ve Trabzon'da faaliyette olan Katolik kiliseler merkezli olarak yürütüldüğünü belirtti. "Samsun'da özellikle Güney Kore ve Çin menşeli Amerikan uyruklu Protestan misyonerlerin faaliyetleri de dikkat çekici düzeydedir" diyen Aydın, bu faaliyetlerin sonucunda Samsun'da Türkiye'nin en büyük protestan kilisesini açma çabalarının sürdürüldüğünün altını çizdi. Bu amaç doğrultusunda Samsun'un Atakent beldesinde Agape Kilisesi Derneği kurulduğunu ifade eden Aydın şöyle devam etti: "Karadeniz Bölgesi'ni, ulaşılması gereken bölge olarak listelerine alan misyonerler özellikle üniversite öğrencilerini, ailesiyle ve çevresiyle sorunlu gençleri, etnik Müslüman azınlıkları ve İran gibi ülkelerden göçeden insanları ulaşılacak hedef kitle olarak belirlemişlerdir"
"AGAPE KİLİSESİ YASAL DEĞİL"
Samsun'un Atakum beldesinde, ev kilisesi tarzında faaliyet gösteren Agape House/Kilisesinin, resmen faaliyette olan bir kilise olma çabası içerisinde olmasına rağmen, yerel belediyenin ruhsat vermemesi nedeniyle faaliyetlerine gayri resmi olarak devam ettiklerini vurgulayan Aydın, "İki katlı müstakil bir binada faaliyet gösteren ev kilisenin kapısında sadece 'Agape House, Logos Limited Şirketi' yazısı yer almakta ve kilise ibaresi bulunmamaktadır. Ancak kilisenin internet sitesinde hem Agape House hem de Samsun Agape Kilisesi ismi kullanılmakta ve şirketten söz edilmemektedir. Edindiğimiz bilgilere göre şirket paravan olarak kullanılmakta olup bina içerisinde öğrencilere dönük olarak hazırlanmış bir kütüphane ve internet salonu yer almaktadır. Öğrencilerin kütüphaneden yararlanması ücretsizdir. Bu nedenle de mahalleden gençlerin sık sık Agape House'a gittikleri ifade edilmektedir " şeklinde konuştu.
"KANUNSUZDUR, ÖNLEM ALINMALIDIR"
Yapılan tespitlere göre kurulan bu derneğin, diğer dernekler gibi örneğin Cami Yaptırma ve Yaşatma Dernekleri gibi değil, adeta bir kilise gibi işlev gördüğüne de dikkat çeken Aydın, bu durumun misyonerlerin kurdukları paravan dernek aracılığıyla açıkça misyonerlik yaptığını ortaya koyduğuna işaret etti. Aydın, yetkililerin konuya eğilerek ilgili yeri, eğer yeterli cemaati varsa ve yasal mevzuata uygunsa resmen kilise olarak tescil etmesi aksi takdirde dernek amaçları dışında kullanılmasının önüne geçmeleri gerektiğini açıkladı. Aydın, "Çünkü resmi kilise açmanın bir takım şartlara bağlı olduğu ülkemizde misyonerler tıpkı apartman dairelerinde açtıkları ev kiliseleri gibi paravan dernekler kurarak yoğun bir misyonerlik faaliyetinde bulunmaktadır. Dernek adı altında kamuflaj edilen bu kiliseye giden bazı Üniversite öğrencilerinden aldığımız bilgilere göre her Pazar az da olsa bir takım öğrenciler bu kiliseye gitmektedir " diye konuştu.
"MİSYONERLİĞE KARŞI İNSANLAR BİLGİLENDİRİLİYOR"
Misyonerlik faaliyetlerine karşı insanları bilgilendirmek ve bu faaliyetlere maruz kalınmaması için bilgilendirmenin çeşitli kanallar yoluyla yapıldığını da kaydeden Aydın, şu bilgileri verdi: "Bu faaliyetlere maruz kalma tehlikesi yaşayan kesimleri bilgilendirmek için çeşitli dernek ve sivil toplum kuruluşlarında seminer ve konferanslar verilmektedir. Ayrıca zaman zaman yerel TV kanallarında misyonerlik faaliyetleriyle ilgili programlara katılınarak halkımıza bu faaliyetlerin gerçek amacı izah edilmektedir. Bunların yanında İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Dinler Tarihi Anabilim dalı olarak Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora öğrencilerine misyonerlik ve misyon teolojisi dersleri verilmekte ve öğrencilere misyonerlik faaliyetleri neticesinde İslam'dan Hıristiyanlığa geçenlerin din değiştirme nedenleri araştırma ve seminer konuları olarak verilmektedir. Dünyada islamiyet hızla yaygınlaşmaktadır ve bundan kendileri adına korkanlar misyonerlik çalışmalarına ağırlık vermektedir" ifadesini kullandı.