Cahile uyan akıllılara!..

Neval Sultan

Henüz iki gün bile geçmedi "zinciri kırmayın" iletilerini eleştirmemin üzerinden.  Ama sabah bir benzerini daha aldım.
Sanırım "al bunu da yaz" diye göndermişler!..

Eh, sizi mi kıracağız yazarız o zaman...

İletinin başı "Allah için lütfen okuyun" diyor. "E, Allah adı verilmiş, okuyalım bakalım" diyorum ben de... Hani bu ülkede birine birşey yaptıracağınız ya da birinin bir şey yapmasını yasaklayacağınız zaman Allah adını kullanırsınız ya, bu da öyle bir şey işte.

Gelen iletiye göre, S.A. adlı bir şahıs Cuma günü Kur'an okurken uyuyakalmış ve rüyasında Peygamber efendimizi görmüş. Peygamber efendimiz ona şunları söylemiş:
"Bir hafta içinde 7000 insan ölecek, ama hiç biri de gerçek bir Müslüman olmayacak. Son zamanlarda pek çok kimse Allah'ın istediği düzgün ve dürüst işler yapmıyor, bu zamanlar kötü zamanlar, bu zamanda evli kadın ve erkekler eşlerine sadık kalmıyorlar, genç kızlar erkekler gibi her yere girip çıkıyor, geziyor, edepli giyinmiyor. Tüm gençler velilerine ve diğer insanlara saygı göstermiyor. Zenginler fakirlerle ilgilenmiyor, sadaka ve zekat vermiyor, namaz kılmıyor, oruç tutmuyor. Oysa Mahşer günü yaklaştı, kısa bir zaman sonra gökte sadece bir yıldız kalacak, dua kapıları kapanacak, Kur'an'daki yazılar silinerek okunmaz olacak, Güneş dünyaya çok yaklaşacak ve tersten doğup batacak...
Her kim bunu okurken yanında başkaları varsa onların da duyacağı şekilde açıktan okusun. Bunu yapan kişiye Cennetde bir yer ayrılır ve her kim bu mesaja inanmayacak olursa, ona da Cehennemden bir yer ayrılır. Bir dilek sahibi bu mesaji kopyalayıp başka insanlara dağıttığında dileği yerine gelir."

Bir laf vardır ya "Buyur burdan yak!" diye, tam da o lafın yeri işte... Buyurun burdan yakın!..
Yakalım da neresinden tutalım yakalım, tutulacak yeri yok!..

Bir de sonuna not iliştirmişler, "Lütfen bunun yalan oldugunu sanmayın! Bu mesaji silip geçmeyin ve 25 kişiye yollayın! Çok zor değil kopyala ve yapıştır!" diye...

İlahiyat Fakültesi'ndeki yıllarım geldi aklıma. Değerli hocam Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Hadis Tenkidi dersinde, uydurma hadislerin nasıl türediklerini anlatırdı. İnsanların her türlü çıkar veya çözemedikleri her türlü ahlaki sorun için temel öğretileri bırakıp Peygamber efendimize dayanan bir söz icat ettiklerini... O zaman "Yaa, nasıl olur?" derdik. Şimdi bu iletiyi okuyunca daha iyi anlayabiliyorum o derste hocamın ne demek istediğini.

Baksanıza internet dünyasına bile bir şekilde soktular Peygamberi... Hatta rüya müya diye konuşturmuşlar bile... Bilime, mantığa, hatta hatta Kur'an'a ters ne kadar batıl inanç varsa içine sıkıştırmışlar...

Bütün bunlar yetmemiş, iletiye inanan-inanmayanın cennet-cehennem biletini Peygambere kestirmişler!..

Ve ne yazıktır ki hiç farkında değiller bu iletiyi "kopyalayıp yapıştıran"lar, toplumdaki bozuklukları ifade etmek ve düzene kavuşturmak için uğraşırken, dinin temel doğrularına ufak ufak çekiç vurduklarından... 

Buradan da anlaşılıyor ki açıktan gelen, doğdoğru yaklaşan din istismarı ile değildir asıl savaşımız. Asıl savaş dini bilmediğini bilmeyen cahil münafıklarladır.

Allah hepimizin yardımcısı olsun!..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.