Büyümek

Hayat fark edemeden yitirdiğimiz güzelliklerle dolu. Çoğumuz için ya çok erken ya da çok geç. Keşke yaşanılan anların hep en güzel ve en çok özlem duyulan anlar olduğunu bir anlayabilsek. Tek kanallı zamanları görmedik ama daha az televizyon kanalının olduğu dönemlerde akşamları yere kurulan sofranın etrafında birleşirdik.        Haberlerin başlamasıyla hayat durur, kaşık bile oynamazdı. Babam kaşlarını çatar; çıt çıkmasın diye tembihler ve gözlerini ayıramazdı ekrandan. Oysa çocuk kalbimle anlatılacak ne maceralar sığdırırdım bir güne. Falih Rıfkı"nın Atatürk"ü anlattığı Çankaya sofralarını ne zaman okusam aklıma hemen babam ve yer sofrasında yediğimiz yemekler gelir. O yer sofralarımıza bayılır; ama haberlerden nefret ederdim. Ne zaman ki TRT ekranı kararır, saat yirmi şimdi haberler sözü işitilirdi muhabbetimiz son bulurdu.

        O yüzdendir ki sevmezdim haber saatlerini. Zaman geçti; bir an birde baktım ki haber izler olmuşum babam gibi… Haberleri seviyordum ama eski sohbetler yoktu. Araya gizler, özeller girer oldu. Çocukça cesaretler azaldı. Anladım ki büyümüşüm. Anladım ki haberleri bekler, izler olduğunu fark edene dek bir başka güzelmiş hayat.

        O sofraların tadının, haberlerin güzelliğinin çocukluğum kadar uzakta kaldığını gördüm.

         Çocuğunuz bir gün sizden önce kurulursa ekran başına haberleri bekliyorsa hele bilin ki o gün çocuğunuzun büyümeye; sizinse yaşlanmaya başladığınız gündür.