Büro Emekçileri Sendikasının (BES’in) Talepleri

 KESK"e bağlı Büro Emekçileri sendikası Samsun Şube Sekreteri Bayram Metintaş"ı sevgili okurlarımız bilmiyorum ne kadar iyi tanıyorsunuz. Ben o kadar çok yakından tanıyorum ki siz ne kadar anlatsam fayda etmez. Ya bir kere sendikaya gidip çayını içer tanırsınız yada çalıştığı yerde gider bir müddet konuştuktan sonra bana hak vereceksinizdir. Asıl amacım Bayram Metintaş"ı tanıtmak değildi aslında ama bütün basın kuruluşlarına gönderdiği sonuç bildirgesini bana da göndermiş. Sanıyorum bu sonuç bildirgesi bütün yerel gazetelerimizde yayınlanmıştır. Ancak ben sonuç bildirgesini özellikle istemiştim. Sağ olsun kırmayarak bana gönderdi. BES Samsun Şube Sekreteri Bayram Metintaş"ın, bana gönderdiği sonuç bildirgesi emekleriyle yaşamlarını sürdüren kamu çalışanlarına o kadar çok bilgi ve belgeler sunmakta ki: en iyisi okuyalım ne dersiniz sevgili okurlarımız:
“Sesimize ses katan, sesimizi tüm Türkiye"ye ve dünyaya duyuran değerli Basın Emekçileri; Yargı"da Adalet, Bağımsız, Demokratik Türkiye talebiyle 27 Ekim 2008"de Samsun"dan başlattığımız ve Samsun-Havza-Amasya-Turhal-Zile-Tokat-Çorum-Kırıkkale hattı üzerinden, 30 Ekim 2008"de Ankara"ya ulaşan Yürüyüş Kolumuz binlerce Yargı Emekçisinin katılımıyla Adalet Bakanlığına ulaşmış ve Yargı Emekçilerinin haklı taleplerini Adalet Bakanlığı önünde ifade etmişti. Büro Emekçileri Sendikası dünya ölçeğinde yaşanmakta olan Kriz koşullarında Uluslararası Sermayenin düzenleyici kuruluşları olan İMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütünün AKP aracılığıyla ülkemize dayattığı politikaları reddederek; Bağımsız, Laik ve Demokratik bir ülke talebiyle “Yargı"da Adalet, Bağımsız, Demokratik Türkiye Yürüyüşünü” Samsun"dan Ankara"ya ulaştırmıştık. Bu 4" günlük yürüyüşün ardından Adalet Bakanlığı ile Kurum İdari Kurulu (KİK) görüşmelerine katılan KİK Heyetimiz aşağıda ifade edilen talepleri Adalet Bakanlığı ile müzakere etmiş ve sonuçta 30.10.2008 tarihinde imzalanan Kurum İdari Kurulu Tutanağında Yargı Emekçileri için önemli kazanımlara yer verilmişti. Bu talepleri; bugün, Türkiye"nin dört bir yanında dün ve bugün  yaptığımız Basın Açıklamalarıyla bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz.
BÜRO EMEKÇİLERİ SENDİKASI OLARAK;
• 3717 sayılı yasanın “hakkaniyet” ve “adalet” ilkelerine uygun bir biçimde “yeniden” düzenlenerek Havuz Parasının tüm Yargı Emekçilerine eşit şekilde dağıtılmasını,
• Yargı Emekçilerinin ekonomik, demokratik ve özlük haklarının; “adalet” ve “eşitlik” ilkeleri çerçevesinde “bütünlüklü” bir yasal düzenlemeyle çözüme kavuşturulmasını,
• Maaş ve ücretler konusunda 657 sayılı yasaya tabi kılınan Hakim ve Savcılar dışındaki Yargı Emekçilerinin, Disiplin Soruşturması ve Adli Kovuşturmalar söz konusu olduğunda 2802 sayılı yasaya tabi kılınması uygulamasından vazgeçilmesini,
• Eksik İstihdam sorununun “yeni” ve “kadrolu personel” alımı yoluyla çözülmesini,
• Atama ve Görevde Yükselmelerde “keyfiyetten” uzak davranılmasını,
• Yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil olan: Hizmetli, Bekçi, Dağıtıcı, Mübaşir vb. kadrolarda görev yapmakta olan Yargı Emekçilerinin Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçişlerinin sağlanmasını,
• 4/B ve 4/C statüsünde görev yapan Yargı Emekçilerinin Kadroya Alınmasını ve İnsanca Yaşayabilecekleri iş ortamının sağlanmasını,
• Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ve Doküman Yönetim Sisteminin (DYS) teknolojik altyapıları gözden geçirilerek gereksiz iş yoğunluklarına neden olmalarının engellenmesini,  iş yoğunluğu dikkate alınarak yeni ve kadrolu personel istihdamının sağlanmasını, 
• Suçüstü Nöbetleri, Fazla Mesai gibi çalışmaları karşılığında Yargı Emekçilerine günün koşullarına uygun bir ücretin ödenmesini,
• Servis, Kreş, Ulaşım, Yiyecek ve Giyecek yardımları ile Lojman sorunlarının çözülmesini,
• Her adli yıl açılışında tüm yargı emekçilerine “bir maaş tutarında ikramiye” verilmesini,
• Banka Promosyon gelirlerinin tamamının tüm Yargı Emekçilerine “eşit” olarak dağıtılmasını,
• Yargı Emekçileri lehine yapılmasını talep ettiğimiz; yıllardır Hükümetlere, Adalet Bakanlığına ve Adalet Bakanlığı Kurum İdari Kuruluna ilettiğimiz sorunların çözümü konusunda artık adım atılmasını ve Adalet Bakanlığı"nın Sendikamızla Toplu Sözleşme Masasına oturmasını talep ediyoruz.
Adalet Bakanlığı 30 Ekim 2008 tarihinden bu yana KİK Tutanağında yer alan bazı hususlarda iyileştirmeler yapmış olmakla birlikte, henüz Bakanlık olarak altına imza atmış olduğu KİK Tutanağının gereğini bütünlüklü olarak yerine getirmemiştir. Unutulmamalıdır ki; Sendikamız ve ülke genelindeki on binlerce Yargı Emekçisi KİK Tutanağıyla imza altına alınmış olan taleplerin takipçisi olmaya devam edecektir. Fiilen Yargı Emekçileri tarafından üretilen bir hizmet karşılığında Adalet Bakanlığı adına tahsil edilen Adli ve İdari Yol Tazminatlarının esasen bu hizmeti üretenlere sınır konmadan ödenmesinin gerekli olduğu açıktır. Bu nedenle Yargı Emekçilerinin hakkı olan bu paranın Genel Bütçeye gelir olarak kaydedilmesi yöneliminden vazgeçilmelidir. Buradan Adalet Bakanlığına ve TBMM Başkanlığına sesleniyoruz; Yargı Emekçilerinin, 3717 sayılı yasanın Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi ve buna rağmen Adalet Bakanlığı ve TBMM tarafından yeniden düzenlenmemesi nedeniyle yaşamakta olduğu ekonomik mağduriyete ve hak gaspına son verin. Yargı Emekçilerinin ekonomik kayıplarının giderilmesi için; 3717 sayılı Adli Personel ile Devlet Davalarını Takip Edenlere Yol Gideri ve Tazminat Verilmesi ile 492 sayılı Harçlar Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanunun, 5793 sayılı Kanunla Yargı Emekçilerine ödenen Ek Ödemeleri engellemeyecek şekilde yeniden düzenlenmesini sağlayın. Böylece hem Yargı Emekçilerinin mağduriyetine son verecek, hem de Anayasa Mahkemesi Kararının gereğini de yerine getirerek “Hukukun Üstünlüğü”ne olan inancı pekiştireceksiniz. Aksi takdirde; fiili ve meşru  Mücadelemiz “Hukukun Üstünlüğüne” olan inançla, yükselerek ve kararlılıkla devam edecektir.