BUNLAR DEĞİL DİN GÖREVLİSİ İNSAN OLAMAZLAR

Adnan Bahadır

         

            Keşke yazdıklarımda haksız olsaydım, keşke ben yanılsaydım da bu insanlar dürüst olsa idi. Şundan emin olunuz ki bu yazıyı yazarken içim acıyor, canım yanıyor, yüreğim burkuluyor, ama yazmasam vicdanım rahatsız olup, geceleri uyku uyuyamayacağımdan, ben uykusuz kalacağıma yanlış yapanlar uyumasın düşüncesiyle bu yazıyı kaleme alıyorum. Geçenlerde bir gazetede güzel bir fıkra okudum, imamın biri cehennemde ha bire gülüyormuş, zebaniler imama neden güldüğünü sorunca alttan müftü gıdıklıyor demiş. Bu günkü yazım adeta bu fıkranın açılımı niteliğinde.

            Geçtiğimiz hafta İmamlarla ilgili yazdığım yazıdan rahatsız olan bir müftü efendi (IP sinden kim olduğunu buldum) yorum yazmış ve demiş ki, “Biz senin gibi belediyeden atılmadık, bizim işimiz hizmet etmek, sen işine bak.” Yorumun altına da isim bölümüne müftüler adına ibaresini eklemeyi ihmal etmemiş. Keşke o ibareyi eklemeseydi, zira bu ülkede çok şerefli, haysiyetli, inançlı müftülerin, imamların olduğunu bildiğimden onlar adına üzüldüm. Yazdığım yazılarla ilgili güven duyan dürüst vatandaşların zarflayıp, posta kutusuna bıraktıkları evraklar gerçekten tüyler ürpertecek boyutta. Dilerseniz bu dediklerimi biraz detaylandıralım. İlkadım İlçe Müftüsü"nün ne adını bilirim, ne tanırım, ne de düşmanımdır, ama adamın yaptıklarını öğrendikten sonra en büyük düşmanı oldum dersem yanlış söylemiş olmam. Bakın bizim aziz ve de muhterem müftü efendinin icraatları neler? Bir buçuk yıl önce şehrimize tayin olan müftü efendi şahsına ait özel Passat marka aracın tüm bakımlarını Kalkanca Kuran Kursu Hocası"na yaptırtıp, parasını ona ödetiyor, yetmedi lojmanına Güçlü Elektrik"ten 1.200Tl ye avize aldırıp, parasını milletten toplanan paralardan ödetiyor. Yetmedi Ramazan ayında toplanan fitre zekat paralarını hala daha kursun hesabına yatırmamış, buna mukabil kursta barınmakta olan 150 civarındaki öğrenci 15 aralık 2009 günü tüp bittiği ve yerine yenisi alınmadığı için tam üç gün yemek yerine kahvaltı yemek zorunda bırakılmış. Yine yetmedi nerede ise her hafta Kalkanca Kuran Kursu adına Camilerden para toplanmasına rağmen, borsada Kısmet Ticaret"e 8.000tl, Koşal Gıda"ya 650TL, Tüp Bayii Doykan Ticaret"e ve nice esnafa borçları bulunmaktadır.

            Bundan iki yıl önce kursa doğalgaz sistemi bağlanmış olmasına rağmen, sistemin hala daha hizmete girmemiş olması çok ama çok enteresan bir durum. Bu doğalgaz bağlama işi gerçek değerinin yaklaşık on katına ihalesi yapılmış, ama paranın nereye gittiği hala daha büyük bir muamma olarak zihinlerde bulunmaktadır. Binada iki tane yangın merdiveni olmasına rağmen dışarıya yeniden iki tane daha yangın merdiveni yapmak için Bayındırlık İl Müdürlüğü"ne keşif yaptırılmış, bu keşifte ortaya çıkan rakamın onda birine merdiven yaptırılmış olmasına rağmen ne merdiveni yapan adamın parası ödenmiş, ne de aradaki farkın nerede olduğu belli. Geçtiğimiz yıl Kalkanca Kuran Kursu adına Büyük Camide yapılan icazet merasiminde verilen yemeği beğenmeyen müftü efendi ekibiyle birlikte Çadır Restoran"a gidip, orada 900TL lik yemek yiyor ve parasını Kalkanca Kuran Kursuna ödetip, utanmadan faturasını kestiriyor. Sizin anlayacağınız Kalkanca Kuran Kursu tam bir çiftlik, Müftü efendi orayı babasının malı gibi kullanıyor. Zavallı öğrenciler de tüpsüzlükten yemek yiyemiyorlar, yemek yerine kahvaltı ile idare ediyorlar. Hani Komünist Rusya da işçiler açız ekmek bulamıyoruz dediklerinde o günkü lider sanırım Brejnev o zaman pasta yiyin diyor ya, işte bizim Kalkanca da okuyan öğrencilerin durumu aynen öyle, yemek bulamayınca kahvaltıya talim etmişler. Bu yapılanlar yetmemiş gibi bir de Müftülükte rahat televizyon izleyebilmek için plazma televizyon aldırıp, faturasını Kalkanca Kuran Kursu adına kestirmesine ne demeli. Şayet Müftü efendi hayır yok böyle bir şey diyecek kadar cesaretli ise  sıkı durun fatura bilgilerini de veriyorum Özcanlar Dayanıklı Tük.Mal. Paz.San.Tic.Ltd.Şti adına kesilmiş  09.07.201  tarih  907547 sayılı faturayı isteyenler benden alabilirler. Şu İsmail Türüt"ün fıkralarla Türkiye adlı programında adamın biri bizde hilaf da yok, yalan da yok diyor ya, bizimkisi onun skeci değil, hakikisi inanmayan beri gelsin. Bu güne kadar yazdığım her şeyin belgesi bende saklıdır, aksi halde bu şehirde yaşama imkanım olmadığı gibi, bazılarının dediği gibi ahrette de yatacak yerim olmaz. Peki İlkadım İlçe Müftüsü ile ilgili bunları yazdım da diğer bazı müftülerle ilgili elimde evrak yok mu, elbette var, ancak bunların hepsini bir günde yazarsak daha sonra ne yazacağız. Merak etmeyin bu şehirde namussuzlardan fazla namusluların olduğundan eminim, bu namuslu ve sağ duyu sahibi insanlar şehrimizde yaşanan olumsuzlukları teker, teker bizlere bir şekilde ulaştırıyorlar. Bu bilgilerin nasıl ve kimden geldiğini ancak huzuru ilahide Yüce Mevla"ya hesap verdiğimizde söyleriz, onun dışında kimse bizden zırnık koparamaz. Önemli olan bilgilerin nereden ve nasıl geldiği değil, bilgilerin ve belgelerin doğruluğudur. Hata yapan onu kapatmaya uğraşmak yerine kendisini düzeltip, tövbe etmenin yollarını arasın, aksi halde bu dünyada Adnan"ın, ahrette Allah"ın gazabından kurtulamayacağını unutmasın. Kalın sağlıcakla

                         

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.