BU CAMBAZLARDAN KURTULMAK LAZIM

Adnan Bahadır

Bugün yaklaşık 10 günden beri kayıp olan lise yıllarımızda Akıncılarda başkanlığımızı yapan Kutsi Akıcı’nın bir an evvel bulunmasını Mevla’dan niyaz ederek konumuza geçmek istiyorum. Kutsi Akıcı çok sağlam iradeli, düzgün karakterli, tavizsiz bir dava adamıydı. 1977 yılından bugüne dek tanıdığım ender dava adamlarından birisidir. Belki 10-15 sene kendisiyle görüşmediğimiz bir zaman dilimi olmuştur ama son 15-20 yıldan beri ara ara görüşüp halleşirdik. Petrol ofisinde çalışmaktaydı, orası özelleşince Sağlık Bakanlığına geçti, oradaki haksızlıklara tahammül edemeyince pek çok sıkıntılar yaşadı. Sonunda yaş haddini beklemeden emekliye ayrıldı. Geçtiğimiz yıl Bypass ameliyatı oldu, ameliyattan sonra sürekli olarak Tekkeköy’de arkeolojik bölgede yürüyüş yaptığını bilirdim. Son olarak 10 gün önce çıktığı yürüyüşten dönmemiş, telefonunun sinyal verdiği yerler dâhil her yer aranmasına rağmen hâlâ daha kendisine ulaşılamadı. Bildiğim kadarı ile iki kız evladı olan Kutsi Akıcı’nın çocukları evli, yenge hanım da yeni ameliyat olmuş. Aile perişan, umarım bir an evvel bulunur da aile rahatlar. Kutsi Akıcı gibi sağlam karakterli dava adamı bu devirde çok zor bulunur, onun gibi insanlara çok ama çok ihtiyaç var. İnşallah sağ salim bulunur da davaya biraz daha hizmet etme imkânı bulur diyerek bu konuyu kapatıp asıl konumuza geçmek istiyorum.

 

Okurlarımın büyük bir kısmı daha önceleri de birkaç kez bu konuya girdiğimi bilirler, hayatımda en çok rahatsızlık duyduğum tipler yalancılar, üçkâğıtçılar ve dolandırıcı tiplerdir. Üzülerek ifade etmek gerekirse şehrimiz dışında bulunan hemşehri derneklerinde görev alanlarının büyük bir bölümünü bu tipler oluşturmakta. Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir gibi Büyükşehirlerde yaşayan Samsunluları bir araya getirmek üzere yola çıkıp dernek kuranlara bakıldığında büyük bir kısmı ciddi anlamda problemli insanlardan oluşmakta. Kimisi nitelikli dolandırıcı, kimisi tacizci, kimisi adi suçlardan davalar görmüş insanlar olduğunu müşahade etmek beni ziyadesiyle üzmekte. Bu insanların Samsunlulara yardımcı olmak gibi bir dertleri olmadığını yaptıkları icraatlardan görmekteyiz. Tamamına yakınının derdi ya oralardan geçinmek ya popüler olmak veya çevre edinip iş yapmak. Bunun dışında Samsun’a veya Samsunlulara yararı olmuş Allah kulu varsa söyleyin de biz de bilelim. Adamların sosyal medya hesaplarına baktığınızda kendilerini reklamdan başka bir şey yapmadıkları ortada. Yok bilmem nerenin dernek başkanı, bilmem nerenin dernek başkanını ziyarete gitmiş, orada yemiş, içmiş, plaket verip almış, yok bilmem hangi başkanın basın danışmanı Samsun’a gelmiş çok böyyüük bir olaymış gibi sosyal medyadan duyurular yapılıyor. Sanki dersiniz bir partinin genel başkanı veya önemli bir şahsiyet geliyor, millet de bir şey zannediyor.

 

Bu adamların içinden bu şehre kuruş katkısı olan kim var, söylesinler de bilelim. Öyle Belediye Başkanlarını gidip ziyaret etmekle, bilmem hangi festivale gidip boy göstermekle, oralarda resim çekinip reklam yapmakla bu işler yürümez. Önce adam gibi çıkıp ceplerinden bu şehir için kaç lira harcadıklarını söyleyecekler, ardından kime ne faydaları olmuş onu söyleyecekler ondan sonra çıkıp reklamlarını yapacaklar. Bu arada reklam demişken aklıma geldi, bazı eski siyasetçiler ve iş adamları okul yaptırıp okullara kendi isimlerini veya yakınlarının isimlerini koymuşlar. Eyvallah koysunlar buna itirazımız yok ama şunu unutmasınlar ki Allah için yapılan işin reklamı olmaz.  Onlar o işi Allah için değil kendi reklamları için yapmışlar, yapsınlar ona da itirazımız yok. Ancak bazılarının gidip okul yönetimlerine çöküp okulu idare etmek istediklerini biliyorum. Bunu yapan insanların yaptıkları işin cılkını çıkarmanın ötesinde egolarını tatmin etmekten başka işe yaramayacağını da unutmasınlar. O çok sevdikleri ve zorla müdürlükte tutmaya çalıştıkları müdürlerin nasıl kendiliğinden bırakıp gittiğini bu toplumun bilmediğini de sanmasınlar.

 

Konumuza dönecek olur isek şehri yöneten siyasetçilerden ve bürokratlardan ricam bu cambazlara asla prim vermesinler. Bunların yüzde doksanı sıkıntılı ve toplumda itibarı olmadığı için bu dernekler üzerinden itibar kazanmaya çalışan insanlardır. Bir kısmı da bu derneklerden geçinen veya öteye beriye gidip gezmesinin yemesinin içmesinin yatmasının kalkmasının parasını buralara ödeten insanlardır. Biraz araştırırsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Geçen yıl Ankara’dan üst düzey bir bürokrat arkadaşım aradı. Bir yakınının Samsun’da arsası olduğunu ve kat karşılığı Ankara’da bulunan bir hemşeri derneği başkanının istediğini, nasıl birisi olduğunu araştırmamı rica edince karşıma öyle kötü şeyler çıktı ki anlatamam. Bir insanın karakteri, kültürü, şahsiyeti, bilgi birikimi kendisine yetmez de koltuklardan kişilik almaya çalışırsa o kim olursa olsun zavallıdır, bunu da unutmayın diyerek sözlerime son veriyorum. Allah’a emanet olunuz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.