BİZ ÇÖKTÜK, ESAD AYAKTA

Şakir KABAKÇIOĞLU

Yıl 3 Ağustos 1915. O zamanki Alman Kayzer deniz kuvvetlerine ait biri ağır olmak üzere iki kruvazör, Fransız gemilerinin Ortadoğu'ya ikmalini kesmek için dolaşırken Akdeniz'de, İngiliz donanmasının kruvazörleri karşılaşırlar. İngiltere ile Almanya bu tarihte birbirlerine daha savaş ilan etmedikleri için Alman kruvazörleri kaçmaya başlar ve kovalamaca Çanakkale boğazında sona erer. Osmanlı, bu iki savaş gemisini satın aldığını ilan ederek, bu gemilere Yavuz ve Midilli ismini verir. Fakat gemiler Osmanlı Donanmasına geçmesine rağmen , Alman olan komutan ve mürettebatı değişmez. Bu gemiler 29 Ekim 1914'de Rusya' nın limanlarını bombalamasıyla Osmanlı imparatorluğu kendini 1. Dünya savaşının içinde buldu. Bu olayın üzerinden yüz yıldan uzun bir zaman geçmiş olmasına karşın oynan oyunda hiçbir değişiklik olmadığını görüyoruz. Bu defa bize son anda sığınan savaş gemileri değil de, mülteciler var. 1990 yılında Saddam'ın zulmünden kaçan peşmergelere kol kanat gerdik, aynı peşmergeler daha sonra PKK'yı desteklemişler ve PKK dört yıl bölgede çok büyük eylemler yapmıştır. Şimdi de Suriyelilere kapılarımızı açtık, başımıza neler geleceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Cilvegözü sınır kapısındaki saldırı sonrası Sayın Başbakanımız Erdoğan'ın tepkisi ABD'den bir ışık alamadığı için az olması Suriye'li muhalifleri kızdırmıştır. Sonra malum Reyhanlı'daki patlamalar meydana gelmiştir. Bombalama eyleminde Hatay ilinin seçilmesinin tesadüf olmadığını düşünüyorum. Çünkü; bombalama eyleminin Esad ve havarilerinin üzerine kalması için olayın her şeyden önce 1938'den bu yana sürekli problem yaşadığımız Hatay'da olması ön şarttır. Orta yaş ve üzeri olan okurlarımız bilir, Suriye ile her iki yılda bir Hatay'ı taciz etmiştir. Suriye Hatay sınırında tatbikat yapar, nedense hep yanlışlıkla bir bomba muhakkak topraklarımıza düşerdi. Sayın Başbakan, Cumhuriyet tarihinin en kanlı saldırısı sonrası Bölgeye gitme zahmetine girmedi fakat bombalama eylemini Esad yaptırdı diye avazı çıktığı kadar bağırdı. Esad içerdeki muhaliflerle baş edemiyorken, Türkiye ile olası bir savaşı göze alması mümkün değildir. Esad, kendi topraklarını bombalayan İsrail'le bile misillemede bulunamamıştır. O zaman bu saldırıların sadece Suriye'li muhaliflerin işine yaradığı açıktır. Şayet, Esad'ın bu kadar gücü varsa, kendisini bombalayan İsrail'e neden bir terörist saldırı düzenlemiyor? sorusu akla geliyor. Böyle bir olayın olmasını İsrail terör ve istihbarat birimlerinin engellediği söylemek doğru olacaktır. Ülkemizdeki başta MİT olmak üzere, Polis ve Askeri istihbarat birimlerinin görevlerini tam anlamıyla başaramadıkları sonucu çıkmaktadır. Her ne kadar MİT'in, olaydan önce gerekli birimleri uyardığı açıklaması gelse de, tatmin edici bulunmadı. TSK'nın durumu ortada. PKK kaynaklarınca yayınlanan görüntülere göre sözde çekilme başlamış. Bu haftaki Genel Kurmay başkanlığının ''Biz görevimizin başındayız, şu ana kadar PKK'lı teröristlerin sınır dışına çekildikleri görmedik'' mealinde yaptıkları açıklamadan sonra, insanın kafası karışıyor. TSK, beklediği sınırlardan kimin gelip geçtiğini bu teknoloji ile göremiyor mu yoksa görüyor da, görmezden mi geliyor? Her iki durumda, vatandaş olarak beni kaygılandırıyor. Bu ahvalde, güzel memleketimin güzide köşelerinde, insanlıktan nasibini almamış kişi veya grupların bombalar patlatması gayet doğal. ABD ziyareti sonrası Başkan Obama'nın yaptığı açıklama ile AKP hükümetinin Suriye politikası çökmüştür. ABD, Rusya ile Suriye konusunda anlaşmışlardır. Hükümetin derhal Suriye politikasını gözden geçirmeli, İstihbarat birimlerine gerekli telkinleri yapmalı, Suriye sınırını kontrol altına almalıdır. Bölgede özellikle Irak Başbakanı Maliki'nin İran'ı arkasına alarak mezhep çatışmasını körüklediği akıldan çıkarılmamalıdır. Ortadoğu'da çıkacak büyük savaşın adı, Şii-Sünni savaşı olarak konulmuştur. Önümüzdeki dönemde Allah, Allah nidaları ile birbirini öldüren sözde Müslümanların nidalarını çok duyacağız gibi görünüyor. AKP hükümetinin Milletimizi bölgede sonu gelmez bir serüvene sürüklememelidir. Suriye meselesi çok bilinmeyenli bir denklem ve uluslar arası bir sorun olduğu unutulmamalıdır. Yüce Türk Milletinin 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını kutlarım. Sağlıcakla kalın..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.