OKE tarafından yapılan yazı açıklamada; başta birlik üyesi ülkeler olmak üzere Avrupa da ulusal biyokütle eylem planları yapılarak uygulamaya konulduğu hatırlatılarak, Avrupa biyokütle eylem planının amacı, politika yapıcıların biyokütle tanıtımına ilişkin entegre bir bakış açısını teşvik etmek ve AB üye ülkelerinde tutarlı ulusal biyokütle stratejileri oluşturulmasını ve uygulanmasını güçlendirmek olduğu bildirildi. Açıklamada, iklim değişikliği ile mücadelede Kyoto Protokolü ve Paris Anlaşması çerçevesin de karbon salınımını azaltmak için Dünya Devletleri taahhütlerde bulunup ve yenilenebilir enerji üretimlerini artırmaya devam ettikleri hatırlatılıp, “Türkiye’de bu konuda tüm dünyadaki uygulamalara paralel olarak yenilenebilir enerji yatırımlarını desteklemektedir” denilerek şu görüşlere yer verildi: “Tüm dünyada çevresel kaygılarla istisnasız desteklenen biyokütle enerjisi çevre dostudur. Çünkü biyokütle büyürken atmosferden CO2 emer ve bünyesine alır. Biyokütlede depolanan karbona biyojenik karbon denir. Bitkiler çürüdüğünde bu karbon tekrar açığa çıkar ve atmosfere verilir. İşte bu biyokütle atıklarının enerji üretmede kullanılması durumunda zaten atmosferden alınan CO2 tekrar atmosfere verildiği için atmosferde CO2 artışına sebep olmaz. Halbuki fosil yakıtlar yakıldığında atmosfere fazladan CO2 verildiği için atmosferdeki CO2 miktarı artmaktadır. Bu bilgilerden de anlaşılacağı gibi biyokütle fosil yakıtlar yerine kullanıldığında, oluşacak CO2 artışının önüne geçecek ve iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynayacaktır.”
Çarşamba’da kurulacak santral ile yıllık 150 bin ton üzerinde CO2 salınımının önüne geçilmiş olunacağı, böylece de iklim değişikli ile mücadeleye katkıda bulunulacağı ifade edilen açıklamada, 2017 verilerine göre dünyadaki biyokütle enerjisi kurulu elektrik üretim kapasitesinin 122 GW iken Türkiye’de bunun sadece 0,63 GW oranında bulunduğu bildirildi.