BİR ATEİZT’le ŞÖYLEŞİ

Dursen Özalemdar

1980 li yıllarda, Avukatlık yapan bir arkadaşımın bürosuna gitmiştim. Mekan  Türkiye Samsun merkez Site Camii çevresinde idi. Günlerden Cuma idi, Cuma namazı kılınmış, ben de arkadaşa ugrayıp hal ve hatırını sorarak işime giderim düşüncesi ile büroya gittim. Adet olduğu üzere, “Selâmün Aleyküm” diyerek selam verdim. İçerde Avukat arkadaşım, bir de yaşlı bir zat bulunuyordu. Yaşlı zat pencere önünde, elinde naylon bir kağıda sarılı, mısır unlu hamsili ekmek yiyordu. Avukat “hoş geldin Derviş” karşılığı ile, evvelce örneği olmayan bir karşılama yapması, olağan dışı bir durumun olduğu kanaatini bende meydana getirdi.

 

Ben Avukatla, Yaşlı kişi arasında bulunan kanepeye otururken, Yaşlı Zat bana hitaben –“BEN ATEİZT ’im”dedi. Benden en az otuz,kırk yaş büyük olduğunu tahmin ettiğim. Mesleğinin de Doktor olduğunu bildiğim o, zat’a, “Doktor bey ben sizi az çok tanıyorum. Mesleki kariyeriniz, Hayat tecrübeleriniz, Doktor olmak münasebetiyle İNSAN ’ı diğer insanlardan TIBBEN daha iyi tanımanızdan ötürü, Size bu ifadeyi yakıştıramadım” dedim. O ise “İSPAT ET” dedi,

 

Avukat’tan boş bir kağıt rica ettim. Doktor’a kağıdı göstererek, “Bu kağıt üzerinde herhangi bir şey görüyor musunuz” dedim. O da, “ Hayır, boş bir kâğıt” cevabını verdi. Bende kâğıt’ı önümdeki sehpanın üzerine koyarak elimdeki kalemle sadece, büyükçe bir (A) harfi çizdim. Doktor’a, “bakın, ben şimdi diyorum ki, bu (A) harfi, kendi kendine oldu, buna ne dersiniz, bunu aklınız, ilminiz kabul ediyor mu “ Doktor, “olmaz öyle şey! Onu siz yazdınız.” dedi. Ben; Sayın Doktor, “ Bir harfin dahi kendi kendine olamayacağına kanaat etmiş olan aklınıza ve ilminize rağmen, dilinizin ben ATEİST’ im deme çarpıklığını ne izah edebilir, nede ispatlıya bilirsiniz.  

Kendi kendine oluşun veya Tesadüfen oluşun bir tek örneğini verebilir misiniz? Bir harfin dahi kendine kendine olamayacağı İLMİ-AKLİ-NAKLİ ispatına rağmen, Milyonlarca var oluş örnekleri ile kendini ispat ettiren YARATICININ  varlığını, VAR ETTİKLERİ ile BİLME var iken, İnkâr a gitmenin, AKLI-İLMİ-GERÇEKLERİ inkâr’dan başka ne mana ifade edeceğidir.

Ergin bir insan’da 206 kemik. Kaslarla sarmalanmış 100 bin Km. uzunluğunda DAMAR. Bu damarlar içinde, günde 96.540 Km. yol yapan KAN akışı. Gün içinde 100 bin defa atan KALBİN. 30 Mt. Yüksekliğe kanı fıştırtma gücü. Günde 24.000 kez NEFES alıp, 70 yıllık ömür boyunca 294 milyon kez GÖZ KIRPAN, insanın harika yaratılışını, vücudunda 650  kas ve iskeleti ile, en mükemmel yapıdaki insanın, BEYNİNDEKİ 100 milyar sinir hücresinin, tüm vücut ta 100 TRİLYON HÜCRE’ den her saniye içinde 50 milyonunun yenilenmesi,  uzunluğu 950 Km. bulan, 5 MİLYAR KIRCAL DAMAR, DERİDEKİ 72  kilometre uzunluğundaki sinirleri de eklediğimizde, harika bir sistemin % 1 dahi olmayan aklımdaki bu bilgileri sıralayarak, BUNLARIN HANGİSİ KENDİ KENDİNE OLUŞUYOR dedim.

Doktor’a kendi anladığı dilden verebildiğim bu cevap’a ilaveten yıllardır DİN METAFİZİK bir olaydır diyerek, ALLAH’ı inkar edenler. Kendilerini EVRİM’ci-DARVİN’ci-ATEİST-Siyaseten KÖMÜNİST ve SOSYALİST  ilan edenlerin, Kadim tarih içinde, İNKARCILAR- ŞEYTANIN TAİFESİ-  KAFİR VE MÜNAFIK  olarak tanımlandığını belirtirken. Maddi unsurların yanı sıra, Tıptaki PSİKOLOJİ ilminin ne mana ifade ettiğini. RUH BİLİMİ ‘ni ,tıp’ın kabul etmiş olmasına rağmen, Görülmeyen bu konunun, Metafizik iddiası ile nasıl bağlaştırdıkları, izah edebildiklerini mümkün olmadığını sormam, sukutuna vesile olmuştu.

RABBİN (C.C.) insanlar, Hayvanlar, Bitkiler ve diğer canlı, cansız varlıklardaki tezahürleri, gözle görülüp elle tutulabilirken. Göremediğimiz ama bizle bir ve beraber olan Melek, Cin ve Şeytan gibi varlıkların mevcudiyetini hakkında bu tip insanların fikir yürütmesinin de mümkün olamayacağıdır. Hz. Adem (a.s.) itibaren binlerce, Mucize ve olağan üstü olaylarla desteklenen, Peyğamber’ lerin bilinen hayatları, Yüce Yaratıcı ALLAH (C.C.) TARAFINDAN ortaya konmasına rağmen, Kızıl denizin yarılıp geçilmesi, Tur dağındaki olağan üstü olaylar ve çöl hayatında harikalıklara rağmen, yine Şeytana uyarak Put’a tapan insanların hali ile, Günümüz teknolojisi ve ilmin açtığı milyonlarca pencereye rağmen, halâ Allah (C.C.) kabullenmeyen MAYMUN BEYİNLİLERİN  konumlarına rağmen, bu günde görüldükleridir.

İki gün önce Samsun öğretmen evi önünden geçerken, Belediyeye ait bir ötübüsün bazı yerleri ziyaret edecek emekli öğretmenlere tahsis edildiği, Yol kenarında kolilere doldurulmuş kitaplar içinde ikinci elçi kitapçıların dahi ALMADIĞI MEYDAN LAURUS kitapları dikkatimi çekti, EVRİM TEORİSİ iddialarını bilgi diye sunan bu kitapların hangi genç beyinleri sulandırmak için, hangi okullara HEDİYE diye verileceğini gördüm.

KÜFÜR BOŞ DURMUYOR. SİZ NE YAPIYORSUNUZ .

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.