BEL FITIĞI TEDAVİSİNDE ALTERNATİF CERRAHİ YÖNTEM

Türkiye'de en yaygın rahatsızlıklardan biri olan bel fıtığı problemi, “Tam Kapalı” bel fıtığı ameliyatı ile çok daha kolay ve hızlı tedavi edilebiliyor.

Bel fıtıkları için geleneksel ameliyatlara kıyasla yapışıklık ve enfeksiyon riskini sıfırlayan, ağrısız ve acısız “Tam Kapalı” bel fıtığı ameliyatı ile hastalar sadece 45 dakika süren operasyon sonrası aynı gün ayağa kalkıyor ve yeniden yürüyebiliyor.


Ünlü sanatçı Zerrin Özer’in yaşadığı sağlık sorunu ile tekrar gündeme gelen bel fıtığı ameliyatlarına tek çare açık bel fıtığı ameliyatı değil. Konunun uzmanları hali hazırda yapılan açık bel fıtığı ameliyatlarının aslında yüzde 70’inin “Tam Kapalı” bel fıtığı tekniği ile kısa sürede çözülebileceğini ifade ediyorlar. Amerika, Almanya ve Kore'de yıllardır başarıyla uygulanan “Tam Kapalı” bel fıtığı ameliyatında diğer açık ameliyat uygulamalarının aksine omurgaya giriş, sırttan değil vücudun yan tarafından yapılıyor. Sadece 0,5 cm'lik bir kesikle yapılan kapalı ameliyat sırasında vücudun içinde organlara zarar vermeden doğal anatomik boşluklardan ilerleyen kamera ile problemli disk saptanıyor ve sağlıklı diske müdahale edilmemesi için Indigo Carmin adı verilen bir madde ile işaretleniyor. Hiçbir dokuya zarar vermeden yapılan ameliyat, enfeksiyon ve yapışıklık gibi sorunlarla karşılaşma riskini de sıfıra indiriyor.

Bel fıtığı tedavisinde çığır açan "Tam Kapalı” bel fıtığı ameliyatının Türkiye'deki uygulamaları konusunda uzman isim Bayındır Sağlık Grubu Ortopedi ve Travmatoloji Başkanı Doç. Dr. Oğuz Karaeminoğulları; “‘Tam Kapalı’ bel fıtığı ameliyatı (Perkütan Endoskopik Diskektomi) Türkiye’de bel fıtığı ağrılarından kurtulamayan, enfeksiyon ve yapışıklık riski bulunan açık ameliyatlardan korkan hastalarımız için bir umut ışığı… Geçenlerde, değerli sanatçımız Zerrin Özer’in art arda 3 ameliyata rağmen fıtık ağrılarından şikâyet ettiği haberi bizi oldukça üzdü. Zerrin Hanım gibi birçok hasta tekrarlayan ağrılardan, uzun iyileşme süreçlerinden ve enfeksiyonlardan şikâyetçi. ‘Tam Kapalı’ bel fıtığı ameliyatı tüm bu şikâyetleri azaltıyor” diyor.

Karaeminoğulları; açık bel fıtığı ameliyatlarının yarattığı sıkıntıları ve “Tam Kapalı” bel fıtığı cerrahisini şöyle açıklıyor: “Bel fıtığının cerrahi tedavisinde amaç, diskin fıtıklaştığı parçanın çıkarılmasıdır. Klasik cerrahide ve mikroskopik cerrahide fıtığa ulaşmak için kas, kemik ve bağ dokularına bir miktar hasar verilir. Mikroskopik cerrahi ile oldukça iyi sonuçlar alınsa da ameliyat sonrası dönemde uzun iyileşme dönemi, omurilikte yapışıklıklar, fıtığın tekrarlaması, ileride gelişebilecek bel kayması ve enfeksiyonu gibi problemler, bu zarar verilen dokulardan kaynaklanır. Bu sorunların en aza indirildiği yöntem ise bahsettiğimiz ‘Tam Kapalı’ bel fıtığı ameliyatıdır. Bu cerrahi işlem endoskopta bulunan kanalın içinden kamera kontrolü ile yapılır. Kamera ile omurgamızda bulunan doğal boşluklar kullanılarak işlem yapıldığından klasik cerrahiden farklı olarak kas, kemik ve bağ dokularına zarar verilmez ve kanama olmaz. Bu yüzden bel fıtığı cerrahisi sonrası gelişen problemler büyük oranda azalmış olur. ‘Tam Kapalı’ bel fıtığı ameliyatı cerrahi uygulama gerektiren fıtıkların %60-70’inde uygulanabilir. Bu ameliyat için kireçlenmenin belirgin olmadığı, dar kanalı olmayan hastalar uygundur. Klasik cerrahinin zorlu olduğu çok kilolu hastalar ve yine genel sağlık durumu bozuk hastalarda da, bu teknik kolaylıkla ve güvenli olarak uygulanabilir.”


Oğuz Karaeminoğulları kimdir?


1966 yılında Ankara’da doğan Oğuz Karaeminoğulları, İzmir Bornova Anadolu Lisesi’nden mezun oldu. 1991 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi (İngilizce) bölümünü bitiren Karaeminoğulları, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji bölümünde ihtisasını yaptı. Mesleğine akademik kariyer yaparak devam etmeye karar vererek, 1997 yılında Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji kliniğini kuran Karaeminoğulları, Yardımcı Doçent kadrosunda çalışmaya başladı. Uluslararası ve ulusal toplantılarda konuşmacı olarak yer aldı ve 2001 yılında Spor Yaralanmaları Hastanesi, Ludenscheit Almanya’da spor yaralanmaları gözlemcisi ve 2002 yılında Fransa’da omurga cerrahisi gözlemcisi olarak bulundu. Omurga cerrahisi ve eklem cerrahisinde özelleşen Karaeminoğulları, 2002 yılında İstanbul Florence Nigthingale Hastanesi’nde Omurga Merkezi’nde çalıştı. Aynı yıl, Başkent Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Ankara kliniğine geçti, 2006 yılında Doçent oldu. 2006 yılından beri Bayındır Hastanesi’nde Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı ve Tıbbi Hizmetler Direktör Yardımcısı olarak çalışmaktadır.

Açık omurga cerrahisini 18 yıldır uygulayan Karaeminoğulları, omurgaya girişimsel tedavileri uzun zamandır uygulayan Dr. İsmail Gökyar ile bir araya gelerek Minimal İnvaziv Omurga Merkezi’ni kurdu. Böylece iki farklı deneyim ve felsefe den yeni ve daha güçlü bir yaklaşım elde edilmesi amaçlandı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SAĞLIK Haberleri