BASINDA ARTIK...

Adnan Bahadır

BASINDA ARTIK YENİ  BİR DÖNEM BAŞLIYOR

Gazetemizin kuruluşunun iki yılını birkaç ay geçtiğimiz şu günlerde Dünya çapında sadece gazetelerin internet ortamından okunma oranlarını tespit eden Alexa sitesinin verilerine göre gazetemiz internet  sitesindeki okunma oranında Karadeniz Bölgesi"nde birinci sıraya oturmuş durumda, ikinciliği Trabzon"da yayınlanan Taka Gazetesi takip ediyor, diğerleri ise daha aşağı sıralarda yer almaktalar. Gazetemiz kurulduğu günden bu güne kadar sadece internet ortamında 22 Milyon insan tarafından okunmuş, bayi satışı, abone bu rakamın dışında, bu rakamların toplamını güne böldüğümüzde 30 bin kişinin her gün DENGE Gazetesi"ni okuduğunu rahatlıkla görebiliriz. Alexa"da DENGE Gazetesi"nin internet sitesi 222 bin 930. sırada yer alırken, Türkiye"deki sıralaması ise 5 bin 974 olarak karşımıza çıktı. Kendisini internet haberciliğinin vazgeçilmez adresi olarak gösteren sitemiz ise, genelde 391 bin 185, Türkiye sıralamasında ise 10 bin 93"te kalmış. Ayrıca, yine kendisini Samsun"un en çok okunan ve en büyük gazetesi olarak lanse edenlerin sıralaması da bir hayli gerilerde. Büyük gazetenin internet sitesinin Alexa sıralaması 255 bin 333, Türkiye"deki sıralaması ise 9 bin 204. İşte rakamlar ortada…Bu rakamlarla kimsenin oynama şansı yoktur, siteye giren herkesin  rakamları görme imkanı vardır. Şehrimizde yayın yapan tüm yerel gazetelerle internet gazetelerinin toplam okunma oranı bizimkisine henüz ulaşmış olmadığını da bu siteyi inceleyen herkes görecektir.

Bu bilgiler ışığında şehrimizde üç tane gazetenin var olduğunu söylersek abartmış olmayız; bunlardan biri Denge; diğeri Haber, bir diğeri ise Halk gazetesidir. Diğer tüm yerel gazetelerin tirajlarını toplasanız bu gazetelerden her birinin yarı tirajına denk gelme şansı yoktur. İşte bu nedenle şehrimizdeki basın camiasında bundan sonra yeni bir dönemin başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz, nedenine gelince gündem belirleyen gazete ve köşe yazarları belli olmuştur. Gazetelerle ilgili net rakamları verdikten sonra gelelim köşe yazarlarına. Köşe yazarı arkadaşlarla ilgili şu arkadaş şu kadar etkilidir, bu arkadaş bu kadar etkilidir gibi bir yorumda bulunmayacağım, ancak iki gazetenin köşe yazarlarını bundan sonra isimlerini de vermek suretiyle müspet veya menfi yazılarından da alıntılar yapmak suretiyle eleştireceğimi herkesin bilmesini buradan ilan ediyorum ve ilk icraata başlıyorum. Dünkü köşe yazılarında iki meslektaşımın yazdıklarını bugün sizinle paylaşmak istiyorum; ilk olarak Necdet Uzun"un yazdığı köşe yazısı ile ilgili söylemem gerekenler var, sayın meslektaşım Suat  Kılç"ın siyasette marka isim olduğundan bahisle bir köşe yazmış. Atalarımızın “Kişinin ayinesi iştir lafa bakılmaz” sözünden hareket ederek olayı değerlendirecek olursak sayın Kılıç"la bir dönem aynı siyasi çatı altında çalışmış birisi olarak bir değerlendirme yapacak olursak sayın Uzun"un söylemlerine katılmamakla birlikte yazdıkları ile sayın Kılıç"ın tam ters orantılı bir kişiliğe sahip olduğunu düşünmekteyim. Suat Kılıç"ın en önemli özelliklerinden birisi geçen dönemki parlamentonun en genç parlamenteri olması idi, iyi, güzel de bu dönem kendisinden çok daha genç siyasetçiler parlamentoya girmiş, bizimkisi halen parlamentonun en genç milletvekilliğinde takılmış kalmış. Suat Kılıç bu şehirde ikinci dönem milletvekilliği yapmaktadır. Allah rızası için değerli Samsunlulara sormak istiyorum bu şehirde çakılı bir çivisi var mı? Yoksa var da biz mi bilmiyoruz? 19 Mayıs İlçesi"nde geçtiğimiz dönem yaşanan teşkilat sıkıntıların tek nedeni kendisi değil de kimdir? 2006 yılında Büyükşehir Belediyesi ile Ak Parti Gençlik Teşkilatı"nın yaşadığı “Çanakkale Tır Savaşlarının” sorumlusu kendisi değil de kimdir? Kongrelerde sürekli ortamı gerip, taraf olan kendisi değil de kimdir? Bu soruları ve yaptığı yanlışları saymaya kalksam değil köşem gazetenin tamamı yetmez, ancak yeri ve zamanı gelince yaptığı “güzel icraatlarını” da yazacağımdan bugünlük bu kadarıyla yetiniyorum. Sayın Uzun"un kınama verilemediğinden çok başarılı saydığı vekilin bu kınamadaki başarının Suat Kılıç"ın mı, yoksa mensubu bulunduğu partinin başarısı mı bir daha gözden geçirerek yazmasını ve ısmarlama yazılara artık son vermesi gerektiğini hatırlatıyorum.

Gelelim Sayın Yener Cabbar"ın dünkü yazısına; Sayın Cabbar  OMÜ"de işten çıkartılan işçilerle ilgili bir köşe yazısı yazmış yazdığı yazıda duyduğu hassasiyet gayet güzel bir hassasiyet, ancak geçtiğimiz hafta OMÜ"de ataması yapılan “her tarafı oynayan adamla” ilgili Yusuf Yılmaz Bey"i aradım ve bu rezaletle ilgili haber yapmasını söyledim, aradan yarım saat geçtikten sonra bana dönerek, “tamam yarın bizde de haber olacak” deyince ben de adam gibi bir haber yapacaklarını sanmıştım, mesai arkadaşlarım Yener Cabbar"ı benden daha iyi tanıdıklarından dediler ki; “Yanlış yaptın Başkan"ım, o şimdi ilgili şahsı arayıp, ondan bir şeyler koparıp, haberi onun lehine yapar, neden haber verdin ona?” Dedim ki, “Olsun toplumumuz da kimin neyi nasıl yaptığını görmüş olur” Gerçekten de ertesi günkü gazetede arkadaşlarımın dediği tarzda bir haber yaptığını görünce emin olun mesleğimden utanç duydum, “insan bu kadar ilkesiz olamaz” dedim. Dünkü yazısına bakınca birde ne görelim bizim zat-ı muhterem olmuş ilkeli, prensipli gazeteci. Diğer köşe yazarları dilediklerini yazabilirler, ancak bu iki gazetede köşe yazısı yazan arkadaşlar artık bugünden sonra yazdıkları yazıları çok dikkatli yazmalarını tavsiye ediyorum, aksi  halde Demoklesin Kılıcı gibi  gözlerimin üzerlerinde olacağını unutmasınlar. Önümüzdeki dönem basının yeni yüzü ile karşılaşacağınızı bir kez daha hatırlatarak bugünkü yazıma son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.