Aydınlanma felsefesi ve Darwin

Yaşar Yeşilyurt

 Aydınlanma evreni ve toplumu insan aklıyla dizayn etme çabasına yönelik bir harekettir. Aydınlanma insanın kendi aklını kendisinin kullanmasını, başkalarının klavuzluğuna ihtiyaç duymadan, aklını bir başkasına kiralamadan kullanma cesaretine yönelik bir adımdır. Aydınlanmanın temel amacı, tanrı ve tanrı adına hareket eden kiliseden ve mitoslardan kurtararak insanı özgür ve aklı başında bir varlık olarak tasarlamaktır.

 

         Aydınlanma çağı filozofları da insan aklına uygun  Tanrı ve Kilise düzeninden uzak yeni ve seküler bir düzen tasarlıyorlardı. Geniş halk kitleleri bu anlamda aydınlatılmalı dinden, hurafelerden, boş inançlardan arındırılarak halk eğitilmeliydi. Bu anlamda avrupa toplumları gerek dini düşünce gerekse toplumsal talepler bakımından hazır bir görünüm arzetse de aslında aydınlanma bu anlamda filozofların ve bilim adamlarının bir tasarımıydı. Özellikle Newton"un evren modeli aydınlanma için biçilmiş bir kaftandı.

 

         Newton"un evren modeli kusursuzca, bir makine gibi işleyen herşeyin katı bir şekilde neden sonuç ilişkisi içinde belirlendiği bir evrendi. Bu evren anlayışında evreni Tanrı yaratmıştır ama Tanrı ilk yaratmadan sonra onu kendi haline bırakmış tıpkı bir saat gibi tıkır tıkır işleyişini sürdürmektedir. Aslında bu bir anlamda Yahudilerin Tanrının evreni altı günde yarattığı ve yedinci gün tatile çıktığı anlayışı ile parelellik göstermektedir. Böyle bir evren modeli aydınlanmacıların çok işine yaradı. Çünkü artık böyle bir düzende Tanrıya gerek kalmıyordu, hele hele özellikle kilisenin temsil ettiği din anlayışı bu yeni gelişen bilim anlayışının önündeki tek engel olarak görülüyordu.

 

         Bu nedenle aydınlanma yeni Tanrı, bilim, din ve ahlak anlayışının hakim kılınmasıdır. Özellikle bilimsel bilginin yaşama geçirilmesi sonucunda gelişen teknolojinin sağladığı imkanlar avrupa insanını bir yandan güvenli güçlü ve mutlu yaprken diğer taraftan elde edilen dünya cennetinin sağlanmasında sömürülen ve ezilen insanların ve tanrının varlığının açtığı boşluktan aynı şekilde yücelttikleri akıl, bu sefer bu derin yarayı da sorgulamaya başlamıştı. Bu yaralı bilinç hali bir takım filozoflarca ki bunlar arasında meşhur C.Darwin de bulunuyordu bir takım ahlaksal açıklamalar eşliğinde onarılmaya çalışıldı.

 

        Çok tartışılan evrim teorisi aslında bilimsel bir temel oluşturma iddiası ile değil yaşanan zülümlere, sömürüye ve tanrı düşüncesinin reddine ahlaki bir temel oluşturma iddiası ile ortaya atılmış felsefi yanı da olan bir teoriden başka bir şey değildir. Aydınlanmanın şifreleri aydınlanmadan aslında evrim teorisini de anlamak pek mümkün değildir. Bu anlamda aydınlanmanın iki büyük nimeti akıl ve bilim sayesesinde aşkın varlık düşüncesinin yerine bu dünyada ulaşılabilecek yeni tanrısına da kavuşmuş, aklı ve bilimi tanrı yerine ikame etmiştir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.