Ulu Önder Atatürk için samsun sadece Kurtuluş Savaşı'nın başladığı bir şehir değil, devrimlerin devamlılığı açısından da önemli bir kent olduğuna dikkat çeken Türkiye'nin ve dünyanın tanınmış yazarlarından Atatürkçü Araştırmacı Yazar S. Eriş Ülger, Atatürk'ün gözünde Samsun'u farklı kılan noktaları DENGE Gazetesi için anlattı. İşte siz değerli okuyucularımız için Samsun'un Atatürk için önemini Ülger, Denge Gazetesi için anlattı
Atatürk için Samsun'un yeri neydi?
S. Eriş Ülger: Şüphesiz Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde, Mustafa Kemal Atatürk'ün gözünde Samsun'un ve Samsunlunun müstesna bir yeri vardır. İnanın Mustafa Kemal Atatürk 10. Yıl Nutkunda Türk Milleti zekidir. Türk milleti çalışkandır derken Samsunlu vatansever vatandaşlarından ilham almış olması ihtimali çok büyüktür.
DEVRİMLER İÇİN İLHAM OLDU
Bunumla ilgili bir anekdot aktarır mısınız?
S. Eriş Ülger: Tabii ki. 19 Mayıs 1919'dan sonra Gazi beraberinde eşi Latife Hanım olduğu halde 20 Eylül 1924 günü ikinci defa Hamidiye Zırhlısı ile Ordu'dan Samsun'a geldi. İskeleden arabalara binerek beraberindekilerle Belediye binasına geldiler. Yol boyunca Samsunlular Gazi Mustafa Kemal'e eşi görülmemiş tezahüratta bulundular. Yollar, evlerin balkon ve pencereleri Türk bayrakları ve renga renk çiçeklerle süslenmişti. Belediye balkonuna çıkarak halkı selamlayan Gazi, daha sonra 4 gün kalacakları Samsun'da, ikametlerine ayrılan Şahinzade Remzi Bey'in konağına gittiler.
O günün akşamı Samsun Belediyesi Gazi Mustafa Kemal Paşa için bir yemek verdi. Yemeğin sonuna doğru Belediye Başkanı İbrahim Veysi Bey Gazi'nin önünde bir Hoş geldin konuşması yaptı. Gazi İbrahim Veysi Bey'in yaptığı dokunaklı konuşmadan çok duygulanmıştı. Veysi Bey'e cevap vermek için ayağa kalktığı sırada, Belediye Başkanı Gazi'nin arkasında duran bir koltuğu işaret ederek:
- Bu koltuk Reisicumhur Hazretlerinin Samsuna ilk geldikleri zaman Belediye Dairesindeki oturdukları koltuktur. Teberrüken (uğur sayarak, uğurlu olması dileği ile) buraya getirdik. dedi. Gazi Hazretleri daha da duygulanmıştı. Gazi'nin birden gözleri buğulandı, Samsuna ilk geldiği gün ve çileli, mücadeleli günler bir anda gözlerinin önünden adeta bir sinema şeridi gibi geçti. Bu duygularla söze başlayan Gazi, Belediye Başkanı İbrahim Veysi Bey'e teşekkür ettikten sonra şunları söyledi:
- Ben Samsun'u ve Samsun halkını gördüğüm zaman memlekete ve millete ait bütün tasavvurlarımın (düşüncelerimin, isteklerimin), kararlarımın her halde yerine getirilebilir olduğuna ve bir defa kuvvetle inanmıştım. Samsunluların hal ve durumlarında gördüğüm, gözlerinde okuduğum vatanseverlik, fedakârlık, ümit ve tasavvurlarımı müsbet (olumlu) bir inanca götürmeğe yeter olmuştur. dedi.
KALKINMA SAMSUN'DAN BAŞLADI
Atatürk'ün Samsun ziyaretleri kapsamında en çok neye önem verdiğini söyleyebilirsiniz?
S. Eriş Ülger: Ülkenin kalkınmasına yönelik yapılacak çok hizmet vardı. Savaştan çıkmış bir ülke, hiçbir alt yapı yok, sanayi yok ve halk nasıl geçineceğini bilmiyor. O nedenle Ulu Önder Atatürk, kalkınmayı Samsun'dan başlattı. Gazi, ertesi gün 21 Eylül sabahı, Samsun- Çarşamba Demiryolu inşaatı töreninde bulundu. Burada da kısa bir konuşma yaptıktan sonra sembolik bir kazma ve kürekle temele ilk harcı koydu. Öğleden sonra, Hükümet Binası'nı, hastaneyi ve 19 Mayıs'ta geldiği zaman kaldığı Mıntıka Palas'ı ziyaret etti. Mıntıka Palas'ın sahipleri binayı, daha önceden Mustafa Kemal Paşa'ya armağan etmişlerdi. Bu nedenle Palas'ın eski sahiplerine teşekkür etti.
SAMSUNLU GENÇLERE NASİHATTA BULUNDU
Samsunlu gençlerle de bir araya geldi mi?
S. Eriş Ülger: Samsun'un en eski okullarından olan Samsun Ticaret Okulu'nda öğrencilerle buluştu. 22 Eylül 1924 günü de Samsun Ticaret Okulun da öğretmenlerin verdiği çay da gençlerle bir toplantıda bulundu. Burada uzun bir konuşma yaparak, gençlere müspet ilimle ilgili olarak önerilerde bulundu. Çağımızın bilim ve fen çağı olduğunu, başarının müspet ilmin sayfaları arasında olduğunu söyledikten sonra sözlerini, bugünde geçerliliğini koruyan ve halen Ankara'da Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesinin giriş kapısı üzerinde yazılı bulunan şu cümlelerle noktaladı: - Dünya da her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en hakiki mürşit (yol gösterici) ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında mürşit (yol gösterici) aramak gaflettir (dalğınlıktır), cahilliktir, sapıklıktır.
BAĞIMSIZLIĞIN ATILDIĞI İLK VATAN TOPRAĞI SAMSUN
Bu kenti bu kadar önemli kılan coğrafi konumumuydu yoksa dönemin şartlarımıydı?
S. Eriş Ülger: Samsun, Yüce Türk Ulusunun hürriyet ve bağımsızlığının tohumunun atıldığı ilk vatan toprağıdır. Kısa bir zaman önce Remzi Kitabevi tarafından basılan Zafere Giden Yol başlıklı kitabımda 1900 yıllarının şirin sahil şehri Samsun için şunları yazmıştım: Samsun'un ilk ismi Amisos tur. Kentin İyonyalılar tarafından MÖ 3500 yılında kurulduğu sanılmaktadır. Denizden gelebilecek tehlikelere karşı koruyabilmek için, kıyıdan uzak vadi içinde ve yamaç eteklerinde kurulmuştu.
EN ESKİ YERLEŞİM YERİ CANİK
Samsun Selçuklu Türkleri tarafından fethedildikten sonra Samsun ismini almış ve il sınırları ile çevrili bölgeye de Canik denilmiştir. Siyasi tarihi Hititlere kadar dayanır. Hititlerin Moğol-Türk veya Turani oldukları sanılmaktadır. İyonyalılardan sonra Samsun ve civarını Kafkaslardan gelen Kimmerler işgal etmişlerdi. Daha sonra Frikyalılar ve sonrada Persler buraların hâkimi oldular. MÖ IV. asırda Makedonya Kralı İskender, Persleri yenerek Anadolu'yu ve İran'ı istilâ etti.
PİSKOPOSLUĞUN MERKEZİ OLDU
MÖ I. yüzyılda ise Samsun dahil bütün Anadolu, Roma İmparatorluğu'nun hakimiyeti altına girdi. MS 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce, bu bölge Doğu Roma İmparatorluğunun payına düştü. Bizans İmparatoru Justinianus zamanında şehir gelişti ve Piskoposluk merkezi oldu.
TARİHTE SAMSUN HEP ÖNEMLİYDİ
1071 yılında Malazgirt zaferinden sonra Selçuklu Türklerinden Anadolu Fatihi Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın komutasındaki Türk ordusu bütün Anadolu gibi bu bölgeyi de ele geçirdi. Haçlı seferleri sırasında, şehri terk eden Selçuklular kendilerini korumak gayesi ile Anadolu içlerine çekildiler. Cenevizlilerin Karadeniz ticaretini ellerine geçirmelerinden sonra Samsun Limanı'nın önemi arttı.
Selçuklu Sultanlarından Sultan Keykavus ve kardeşi Alâeddin Keykubat, Trabzon Rum İmparatorluğu'nu, doğuya iterek bu bölgedeki hâkimiyetine son verdi. Keykavus kardeşler sırasında Samsun ikiye ayrıldı. Bugünkü Samsun'un bulunduğu yerde Müslüman Samsun ile birkaç kilometre Kuzeybatıda çoğunluğunu Müslüman olmayanların teşkil ettiği Ceneviz Ticaret Sitesi olan Gâvur Samsun vardı. Ceneviz Sitesi olan Gâvur Samsun XV.yüzyılın başında Osmanlı hâkimiyetine girdi. Anadolu Birliği'ni sağlamak isteyen Sultan Çelebi Mehmet, Amasya Sancak Bey'i olan Şehzade Murat'ın Lalası Rum Beylerbeyi Biçeroğlu Hamza Bey komutasındaki bir orduyu buraya gönderdi. Hamza Bey, şehri karadan kuşattı. Karşı gelemeyen Cenevizliler şehri ateşe vererek gemilere binip kaçtılar. Böylece şehir Osmanlıların eline geçti.
İsfendiyaroğlu Hızır Bey'in hâkimiyetindeki Müslüman Samsun, mücadele vermeden Hamza Bey'in hâkimiyetini kabul etti.
Samsun, Anadolu Selçuklu Devleti çökmek üzere iken, Canik Beyliği'nin Başşehri oldu.1398'de Yıldırım Beyazıt Han, Samsun'u alarak, Toroslar'a ve Fırat'a kadar Anadolu'yu Osmanlı hâkimiyeti altında birleştirdi.1402'de Ankara Savaşında Yıldırım Beyazıt Han'ı yenen Timur, Samsun'u Kubadoğlu Cüneyt Bey'e armağan etti. Fakat birkaç yıl sonra Cüneyt Bey'i öldüren Tacettinoğlu Hasan Bey Samsun'un hâkimi oldu. Daha sonrada Kastamonu'da oturan İsfendiyar (Candar) Oğulları'nın eline geçen Samsun'u, 1413'te Çelebi Mehmet bizzat zapt ederek Osmanlı topraklarına kattı.Osmanlı devrinde Samsun, Canik Sancağı (Vilâyeti) adıyla Rumiye-i Suğra Beylerbeyliğinin bir vilâyeti idi. Tanzimat'tan sonra Trabzon Vilâyeti'nin dört sancağından biri oldu.
Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?
S. Eriş Ülger: İşte Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, tarih boyunca İmparatorlar, Sultanlar, Hakanlar ve Beyler tarafından idare edilmiş olan bu şirin Karadeniz sahil şehrine doğru Bandırma Vapuru ile yol alıyorlardı. Mustafa Kemal Paşa'nın, Samsun'dan başlayıp Havza, Amasya, Tokat, Sivas ve Erzurum'a kadar uzanan bütün bu Anadolu yolculuğu içinde, en huzursuz, en tedirgin ve belki de en hüzünlü olanı İstanbul'dan Samsun'a kadar yapmış olduğu bu deniz yolculuğudur. Bu yolculuk, umut ve heyecan yüklü olduğu kadar hüzün ve acı da yüklüydü. Bu yolculuğun ne gibi bir gelecek vaat ettiği bilinmediği gibi, o geleceğe hangi karanlık ve dikenli yollardan ulaşılacağı da bilinmiyordu.
Sevgili Samsunlular zekanızla ve çalışkanlığınızla ne kadar iftihar etseniz azdır.
Şahsi kanaatim odur ki, tarih boyunca her türlü medeniyete beşiklik yapmış olan Samsun ve onun Yüce Atatürk'ün dili ile Zeki ve Çalışkan halkı Atatürk'ün maddi ve manevi tüm değerlerine sonsuza kadar sahip çıkacak, kurtuluşa öncülük yapmış olmanın gururunu nesilden nesile taşıyarak ebediyen yaşatacaktır.