Atakum Kaymakamlığı Neden Taşınmıyor?

Adnan Bahadır

Dün sabah Atakum Belediye Başkanı Metin Burma ile birlikte, gazetemizde personel arkadaşlarla birlikte kahvaltı yaptık. Metin Bey, daha önce yakından tanımadığım bir insandı. Ancak kendisini tanıdıkça ona ilgim artmaya başladı. Adamcağız, devletin malını kendi malından çok daha hassas kullanmak için elinden gelen gayreti sarf ediyor. Bir de sol  görüşlü ama, bizim bildiğimiz klasik sol görüşlülerden değil. İnsanların dış görünümlerine göre değil, düşüncelerine ve tavırlarına göre onlara değer veren bir yapısı var. Bu da benim hoşuma gidiyor. Yapmacık tavırlardan uzak doğal bir hali var.
Sayın Burma ile iki saate yakın birlikte olduk. Kendisi projeleri, hedefleri ve yapmak istedikleri ile ilgili düşüncelerini söylerken, politikadan uzak, vakur bir devlet adamı edasıyla, devlette devamlılığın esasına inanan bir Başkan olarak davrandığını gördüm. Konuşmamızın bir bölümünde, Kaymakamlık binasının Atakent Belediyesinden boşalan binaya ne zaman geçeceğini sordum. Zira ben öyle biliyordum, ancak sayın Burma olayın henüz netleşmediğini, Kaymakamlığın karar aşamasında olduğunu, bu yüzden de yetersiz olan mevcut hizmet binasının, ilçenin büyümesi ile birlikte dahil olan Belediyelerin personeli ile çok daha yetersiz hale geldiğini, Kaymakamlığın çıkması halinde bile yetmeyeceğini, ancak en azından yapılanması gereken bazı idari yapılanmanın o sayede yapılabileceğini söyledi.
Kaymakamlığın neden Atakent Belediyesinden boşalan binaya taşınmadığını veya olayı sürüncemede bıraktığını sorduğumda, "Bilemiyorum" cevabını verdi. Bu kez "İşin içerisinde siyaset olmasın" deyince, "Umarım olmaz" cevabını verdi.Şayet işin içerisinde siyaset var ise çok ayıp ve de yanlış bir durum. Zira oradaki bina da devletin binası değil mi? Diyeceksiniz ki "Atakum Belediyesinin binası iyide Atakum Belediyesi başka bir Cumhuriyete mi bağlı, böyle saçmalık olur mu"? Kaymakamlığın şu anda hizmet verdiği binada, toplam bir katta bu hizmeti yapmaya çalışırken, orada bulunan bina tam beş katlı bir bina. Efendim o bina bize yetmez deniliyor ise Başkan diyor ki, binanın arsası beş bin metre kare, hemen bitişiğine yaparız bir bina daha olur, biter. Çok doğru bir yaklaşım.
Seçimlerde ipi göğüsleyebilmek adına yapılan politik mücadeleler, seçim sonrası biter. Aslolan millete hizmet etmektir. Bunun için de tüm kurumlar işbirliği içerisinde olmalıdır. Hiçbir makam, kimseye ebedi kalıcı değildir. Kimse yaptığı hizmeti alıp, evine getirmeyecektir. Atakum Kaymakamlığı, hangi şartlarda olursa olsun, yapacağı hizmet binasına bedel ödemek zorunda olduğuna göre, Belediyenin devlete olan borcundan düşülüp, bina Kaymakamlığa devredilirse kötümü olur? Birileri olmasın diye mücadele ediyor ise, bu çok yanlış. Şu anda böyle bir durumun olmadığını düşünmek istiyorum. O bina orada boşu boşuna durup, heba olacak. Siz Kaymakamlığa yeni bina yapacaksınız. Bu millet, bu devlet bu kadar zengin mi? Allah bunun hesabını sormaz mı?
Başkan bu işin içerisinde siyaset var demiyor, ancak yılların Bürokratı, teknik adamı, Belediye Başkanı olduğu için, o kendisine yakışanı söylüyor. Ama aklıselim kim olursa olsun, bu işin içerisinde bir bit yeniğinin olduğunu anlar. Biz toplum olarak zorda kalmadıkça, çözüm bulmak istemiyoruz. Şayet Metin Burma çıkıp, birkaç TV programı, birkaç gazeteye demeç verip, dese ki; "Ey Atakentli hemşerilerim sizin paralarınızla yapılan şu binayı birileri siyaset uğruna boş tutup, ilçe kaymakamlığını oraya taşımıyor, ben durumu size arz ediyorum". Emin olunuz ki, şehrin gündemi bu olay olur. Ama gördüğüm kadarı ile Metin Bey bu yolu hiçbir zaman denemek istemiyor. O kavgadan değil, uzlaşıdan yana bir yöneticiliği tercih ediyor. O halde birileri de bu iyi niyeti suiistimal edip, olayı çıkmaza sokmamalı.
Benim derdim, üzüm yemek bağcıyı dövmek değil. Yönetici arkadaşlarımızın da derdi bu ise, gereğini yapıp, bu işi tatlıya bağlamaları gerekir. Benden söylemesi. Yapmayanların hali ortada.Hiçbir makam kimseye baki değil, hele günümüzde makamlarda oturmak vatandaşın vereceği oya bağlı olduğuna göre, vatandaşın her şeyi ince ayrıntısına kadar takip ettiğini unutmayalım.
Yarın Kuyucubaşının ayakkabısının altını görenlerin akıbetini yazacağım, Bu konuda daha önce yaşanmış bir hikayeyi de sizlere nakledeceğim. Hoşçakalın. 

                                                                  a.bahadir@dengegazetesi.com.tr

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.