ANNENİZİ İNCİTMEYİN…

Sami Kesmen

"Cennet annelerin ayakları altındadır" buyuran bir Peygamber’in ümmeti olarak, maalesef bu Peygamber’i mesaj tam olarak anlaşılmamıştır. Annelere karşı gösterilmesi gereken hürmet ve hizmette çoğu kere kusur, bazen de haddi aşan davranışlar görülmektedir. Herkesin bir kişi ettiği toplumda anneler en az iki kişidir. Toplumun harcını anneler oluşturmaktadır. Ailenin yükünü anneler çekmektedir. Ancak, anneler yaşlanıp büyük anne olduklarında evlatlardan gereken ilgiyi görememektedirler. Gelin-kaynana ilişkileri fıkralara bile konu olmuştur. Anne, ailenin asli bireyidir. İster çekirdek aile, isterse büyük aile yapısı olsun anne ailenin asli unsurudur, direğidir. Anne evin misafiri değildir. Ayrı da yaşasa evlatların evi annenin temel karargahıdır ve o karargahın rahmet bereket kaynağı annedir.

Anne misafirliğe indirgediği gün, annelik evden çıkar, rahmet ve bereket buharlaşır, huzur ve mutluluk yok olur. Çünkü anne misafir değil, evin kendisidir. Duvarı, ocağı, sessiz düzenidir. Annenin geliş saati sorulmaz, gelişi hesaplanmaz. Haber verirse misafir olur, habersiz gelirse annedir. Zira annelik; kapı ziline değil, kalbin çağrısına uyar. O yüzden annesini “önceden haber ver” şartına bağlayan evler; farkında olmadan anneliği prosedüre, sevgiyi mesafeye dönüştürür.

Sevinci yasaklayan ev, ne kadar temiz olursa olsun soğuktur. Eşyası düzenli, salonu şık olabilir ama kahkaha yoksa, muhabbet eksikse, o ev yaşanmaz olur. Anne, evin neşesidir. Onun gelişiyle çay demlenir, sesler yumuşar, hayat ağır ağır yerli yerine oturur. Anne sustuğunda düzen olur, anne dışlandığında kibir büyür. Çünkü düzen merhametten, kibir mesafeden beslenir. “Emekliyim, muhtaç değilim” diyen bir annenin sözü, çoğu zaman yanlış anlaşılır. O söz, para istemediğini değil, onurunu koruduğunu anlatır. Emekli insan, parayı tutmayı bilir ama gönlü tutmanın daha zor olduğunu da öğrenmiştir. Paranın cepte durduğunu, gönül kaçarsa bir daha gelmeyebileceğini bilir. Bu yüzden harçlık yokluk için değil, bağ için verilir. Hediyeyi alan zengin olmaz; reddeden fakirleşir. Çünkü anne için verilen, cebine değil, kalbine konur.

Bazı varlıklıların evi büyüktür ama gönlü küçülmüştür. Sofrası zengin, muhabbeti fakirdir. Masada çeşit çoktur ama söz az, ilgi yoktur. Anneye şifreyle konuşulan evlerde sevgi de şifrelenir. “Şimdi olmaz”, “sonra”, “yarın” denilen her an, kalpte bir çizik bırakır. Kalbe sığmayan anne, kapıdan da sığmaz. Anneye misafir gibi bakıldığı gün, annesizlik göze alınmıştır. Anneye nasıl davranılmışsa, o hal de; hayatın kişeye nasıl karşılık vereceğini söyler. Bu bir temenni değil, bir ölçüdür. Anneyi incitmeden yaşayanın yolu daha az taşlı olur. Bereket de huzur da önce oraya uğrar. Çünkü anne, dua ile ayakta duran bir rahmet kapısıdır. O kapıyı sertçe kapatan, dışarıda kalan rüzgâra şaşırmamalıdır.

Çoğu anne, yaşadıklarını anlatmaz. Anlatırsa çökeceğini bilir. Çocukluğunda gördüğü eksikliği, gençliğinde yuttuğu yalnızlığı, hayat boyu maruz kaldığı incinmişlikleri sessizce içine gömer. “Evladım üzülmesin” diye susar. Güçlü görünmeyi seçer. Çünkü bu memlekette annelik, biraz da susarak ayakta kalmaktır. O sustukça siz rahat edersiniz. O konuşmadıkça yük hafifledi sanırsınız. Oysa suskunluk bir alışkanlık değil, ağır bir fedakârlıktır.

Annenizi incitmeyin. Bu bazen sözle olur, bazen sessizlikle. Bir bakışı eksik bırakmak, bir telefonu ertelemek, bir “sonra” demek de incitir. Çünkü annenin zamanı, sandığınızdan daha hızlı tükenir. Geriye kalan, çoğu zaman “keşke”lerdir. Uykusuz gecelerde içinizi acıtan, onun yokluğu değil, söylenmemiş sözler, ertelenmiş ziyaretler, sarılmadan geçilmiş günler olur. Ona yumuşak davranın. Sesinizi alçaltın. Sabırlı olun. Çünkü bir anneye gösterilen saygı, insanın kendi hayatına yaptığı en uzun vadeli yatırımdır. Anneye gösterilen her incelik, gün gelir hayatın başka bir yerinden karşılık bulur. Bir annenin suskunluğu; er ya da geç bir evladın kalbine yol bulur.

Anneye misafir gözüyle bakıldığı gün, ev kalabalıklaşır ama yuva küçülür. Hiç akıldan çıkarılmasın ki; incinen anne susar ama o suskunluk, hayat boyu konuşur. Sakın ! Annenizi incitmeyin...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.