Ankara toplantısında konuşulanlar

Adnan Bahadır

Öncelikle yazıyla ilgili bir ayrıntıyı aktarmak istiyorum. Bir hastane Başhekiminin Ak Partiye küfreden zatın işyerine gittiğini yazmıştım. Konu ile ilgili olarak, Başhekim arkadaşımız aradı ve bahsedilen kişinin kendisi olmadığını, ilgili şahısla iki yıldır konuşmadığını, ancak kendisine çok benzeyen bir şahsın olduğunu, bu yüzden yaşanan bazı olumsuz olaylar yüzünden eşi ile dahi tartıştığını söyledi. Daha sonra yaptığım araştırma sonucu arkadaşımızın haklı olduğunu öğrendim. Kendisinden özür diliyorum. Bizim adabımızda özür dilemek erdemliktir. Biz beşeriz yanlış da yapabiliriz, yeter ki karşımızdaki insan iyi niyetli olarak durumu açıklasın. Biz her zaman gereğini yapmaya hazırız.

            Siyasetle ilgilenen birçok okurumuzun da bildiği gibi, Ak Parti İl Başkanı ve Milletvekilleri Cuma günü Ankara"da bir araya gelerek bazı önemli konuları masaya yatırmış, İl Başkanı olmadan önce Adem Güney"in söz verdiği Milletvekili nöbet sistemi, Büyük Otel, Bürokrasideki atamalar gibi konular gündemi oluşturmuş, toplantıdan çıkan en önemli sonuç vekillerin İl Başkanına verdikleri ince ayar olmuştur. Zira vekiller İl Başkanı"na, “Sen işini yapacaksın, biz de işimizi yapacağız, kimse kimsenin işine müdahil olmayacak” demiş. Ayrıca dün bahsettiğimiz kurumlarla ilgili yapılan görevlendirmelerin yanlış olduğu, herkesin haddini bilmesi gerektiği İl Başkanı"na söylenmiş. Yapılacak atamalarla ilgili yetkinin vekillerde olduğu, teşkilatın sadece tavsiyede bulunabileceği, ancak son kararın vekillerden çıkacağı konusu kendisine anlatılmış. Ayrıca vekillerin haberi olmadan özellikle Ankara bürokrasisinde hiçbir bürokratla irtibata geçmemesi gerektiği, aksi halde vekillerin bu duruma izin vermeyeceği kendisine anlatıldıktan sonra; İl Başkanı vekillerden tasarrufları sonucu ataması yapılmak üzere olan bir bürokratın atamasının durdurulmasını talep etmiş, ancak vekillerden olumsuz cevap almıştır. Toplantıya Bakan dahil, vekillerin tamamı katılmış, İl Başkanı"nın nöbet uygulaması gündeme gelince, vekiller bunun uygulamada mümkün olamayacağını söylemiş. Bunun üzerine sadece her cumartesi günü üç saat bir vekilin teşkilatta bulunması kararlaştırılmış, buda vekillere iki ayda bir hafta sonu sıra geleceği anlamına geldiğinden, vekiller tarafından kabul edilmiş. Aslında söylenenle yapılan arasında uzaktan, yakından ilgi yok. Zira söylenen partide her gün bir vekilin nöbet tutacağı idi. Yapılacak olan ise hafta sonu bir gün üç saat bir vekilin bulunmasıdır ki zaten her hafta sonu birden fazla vekil Samsun"a gelmektedir. Buradan da anlaşılacağı gibi zirveden İl Başkanı bol nasihat ve talimat alarak ayrılması çıkmıştır.

            Gelelim yeni teşkilat mensuplarının yeni ve cazip uygulamalarından haberlere. Dünkü yazımda da belirttiğim, daha önce işe adam koymak için kamu kurumunun amirine yaptığı baskıdan sonuç alamayan Zatı Muhterem kurumun amiri ile ters düşmüş. Ancak becerikli zatı muhterem kongrede il yönetimine girince aynı kurumdan sorumlu il yönetim kurulu üyesi olmuş ve ilk icraatını da yapmış da bizim haberimiz yokmuş. Dün bu haber bana ulaştı. Bizim becerikli yönetim kurulu üyesi, sorumlu olduğu kurumun amirinin sekreterini arayarak, hafta sonu yemeğe çıkma teklifinde bulunmuş. Kızcağız reddetmiş ama bir yandan da sinir krizleri geçirmiş. Olay kurum amirine ve il müdürüne şifahen bildirilmiş. Sonuç nedir bilmiyoruz. Öğrenince sizlerle paylaşacağım. “Önümüzde cümbüşlü günler var” dediğimde kast ettiğim bunlardı. O yönetime girenlerden tanıdığım bazılarının ne yapabileceklerini çok iyi bildiğimden, o yazıyı rahatlıkla yazmıştım. Yazılarıma birileri yorum yazıp, “Bu yaptığın dedi kodudur” diyor. Her gün 25.000 kişinin okuduğu bir gazetede birilerinin yaptıklarını yazmak dedikodu ise buna pes demekten başka bir şey diyemem. Nerede görülmüş her isteyen istediğini yapacak, kimsenin de sesi çıkmayacak. Tarafsız basın demek, olayları olduğu gibi insanların önüne sermektir. Bu insanların yaptıklarını biz kalkıp farklı bir biçimde yorumlayarak kamuoyuna yansıtsak, o zaman iftira olur. Ama adam pervazsızca namusuyla, şerefiyle işinde, gücünde çalışan insanlara ahlaksız teklifte bulunuyorsa bu insanları topluma tanıtıp, toplumun bu insanlardan zarar görmesini engellemek değil dedikodu, insanlık adına yapılabilecek en önemli görevlerden birisidir. Bu adam yaşını başını almış, oturup konuştuğunuzda giyimi kuşamı yerinde olan, adam gibi gözüken birisi ama yaptıklarına baktığınızda değil insan, hayvanın dahi yapmayacağı işleri yapıyor.

            Ankara toplantısının akıbetine gelince, hani çocuklara masal anlatırken sonunda derler ya “Şöyle oldu böyle oldu, sonunda masal kahramanı erdi muradına” diye; bizim Ankara ekibi toplantı sonrası Montofon, Çakal ve bir vekil beraber gittiler yaylaya tatile ve erdiler muratlarına. Şimdilik bu kadar masalımızın devamında buluşmak ümidiyle mutlu pazarlar.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.