ALIN TERİ İLE KAZANMAK….

Sami Kesmen

        Zahmet çekmeden rahmet aramak, Rahmani bir düşünce değildir. Atalarımız da, "Zahmetsiz, rahmet olmaz" demişlerdir. Zahmetle elde edilen her şey, bereketlidir. Kendi alın teri ile kazanılanlar artarken, miras olarak kalanlar sürekli azalır. Çünkü, “Bereket”; zahmette, “Rahmet”; alın terindedir.
         Birey ve toplum olarak, beleş yaşamanın peşinde koşulur genellikle. Sıkıntı olmayacak, sorun çıkmayacak, problem oluşmayacak… Her şey güllük gülistanlık olacak… Keder gerektirecek hiçbir olayla karşılaşılmayacak….. Sevinerek ve sevinçle yaşanacak her zaman… Beşeri arzular bunu isteyebilir… ama bunun için hiçbir şey yapılmayacak mı ? Rahmet ve bereket ararken hiç ter dökülmeyecek mi ? Halbu ki, insan için çalıştığının karşılığı vardır… Hangi unsur ve hususiyet olursa olsun, onu sahiplenebilmek için, onun elde edilmesinde ter kokusu olması gerekir.
       Terlemeden elde edilen her hangi bir şeye aidiyet de oluşmaz. Şans oyunlarından imkan sahibi olanların sonlarını hep duyduk. Yedi ceddinin çalışarak elde edemeyeceği maddi imkanlara sahip olan,  şans oyunundan imkan sahibi olanlar, en fakir insanın bile düşmediği aciz durumlara düşerler. Örneklerini çok işitiriz.
      Helal yönden bile olsa, alın teri olmadan sahip olunan imkanların sürekli azaldıklarına şahit oluruz. Miras yolu ile sahip olunun imkanları cömertçe kullanan kimseler, kendi çalışmalarıyla elde etiklerini harcamada çok daha cimrice hareket ederler.
      Zahmet çekmeden, rahmet aranmaz. Çalışmadan elde edilende, bereket bulunmaz. Kendine ait olmayan hiçbir şey kişiye mutluluk vermez.
       Ne kadar alın teri, o kadar imkan… İnanç değerleri ile yaşamak, bereketli hayatın garantisidir. İnanan insanın yaşamında imkan değil, iman esastır. İnsan için yaptığının karşılığı vardır. Ahiret hayatı için de, dünya hayatı için de, emek ve alın teri önemlidir.
       Elde edilen sermayenin harcını alın teri ile yoğurmak esastır. Çalışmak ibadettir. Helal olsa bile alın teri harcamadan elde edilenlerin bereketi, emek harcamadan elde edilenler kadar değildir. Bu durum tecrübelerle sabittir.
       Rızkın sahibi Allahtır. Yüce Allah yaratmış olduğu tüm canlıların rızkını ihsan eder. Ancak, bu rızkın elde edilmesi için gayret gerekir.
     Dua, çalışmak, koşup/koşturmak birer gayrettir. Sonrası tevekküldür. Gayret ve çalışmaya rağmen, herkesin elde edeceği nimet de aynı oranda değildir. Bazıları çok çalışır az kazanır, bazıları az çalışır çok kazanır. Müslüman bunun kritiğini yap(a)maz. Ancak hikmetleri üzerinde tefekkür eder.     
       Dünya bir imtihan alanıdır. Herkesin imtihan sorusu ayrıdır. Soruyu soran yüce Yaratıcıdır. Cevabını da kullar vermektedir. Sorulan soruya verilecek cevabın anlamlı olabilmesi için iman ve ihlas önemlidir. İlah tarafından sorulan imtihan konusu soruların cevapları iman ve ihlasta gizlidir.
     Mutluluk ve huzurun adresi; helal kazançtır. Helal kazancın temel belirleyeni de alın teri ile elde edilmesidir. Elbette; alın teri olmadan elde edilen helaller de vardır. Miras kalan nimetler bu kapsamdadır. Ancak, mirastan elde edilenin de bereketli olması için, vaktiyle helal yönden kazanılmış ve alın teriyle elde edilmesi lazım gelir.
      Hiçbir şey yoktan var değildir. Bir sermayenin ilk aşamasında mutlaka alın teri söz konusudur. Miras kalan varlıkların da, vaktiyle alın teri dökülmeden  elde edilmiş olması halinde mutlaka bedeli ödenecek hale gelecektir. O nedenle, zaman zaman miras yoluyla elde edilenlerin, mirasçının başına sıkıntı getirdiklerine şahit olunmaktadır.   
        İmtihan alanı olan dünyada; alın teri ile kazanmak imtihanın önemli sorusudur. Alın teri ile yaşamak, göz yaşı dökmeden yaşamak anlamına gelecektir. İmkan elde ederken iman esastır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.