Aile danış(ma)manı Sibel…

Son günlerde internette ve televizyon kanallarında ve gazetelerde adından sıkça bahsedilen Sibel Üresin'in, Habername'de birlikte yazı yazdığı arkadaşı Atila Altuntaş'ın yazısını okudum. Yazısında Sibel Üresin'i asalım mı? Başlıklı bir makale yazmış. Makalesinde birlikte yazdığı Sibel Üresin'i, nerdeyse kendi düşüncelerini aktardı diyerek göklere çıkarak bir yazıyla bana gör Sibel Üresin'i desteklemeye çalışmış. Atila Altuntaş'ın Sibel Üresin'i desteklediğini düşündüğüm yazısı aynen şöyle ve yorumu siz okurlarımıza bırakıyorum.
“Atila Altuntaş Habername yazarı”
“Sibel Üresini asalım mı?”
Sitemiz Habername.com yazarı ve Davranış Bilimleri Uzmanı Sibel Üresin,in medyaya yansıyan "çok eşlilik" açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. Erkeklerin birçoğunun aldattığı için, çok eşliliğin yasal düzenlemeyle toplumsal hayata girmesi gerektiğini savunan Üresin, "kadınların da buna karşı çıkmayacağını" ekledi. Üresin'in bu açıklamaları medyada gündem oluştururken, ilk tepki Twitter ve Facebook gibi sosyal medya organları üzerinden geldi. Ayrıca Sibel Hanımın habername'deki yazılarına gün boyu 500 yakın yorum geldi. Ve gelmeye de devam ediyor. Sibel Hanım yaptığı bu talihsiz açıklama yüzünden resmen linçe uğramış vaziyette. Gelen yorumlarda hakaretin bini bin para. Bir takım medya kuruluşları AKP'nin İstanbul'daki kalelerinden Fatih ve Eyüp belediyelerine danışmanlık yapan "yaşam koçu" Sibel Üresin bu tür açıklama yapma cesaretinin kaynağını, iktidar partisinin icraatlarında bulmak mümkün görünüyor'' Diye kamuoyuna duyururken, faturayı Ak Partiye çıkardı. Diğer taraftan da, ''Niye önceden böyle bir açıklama yapmıyor da, tam seçim arifesindeyken böyle bir açıklama yapıyor. AK partinin oy kaybetmesi için seçimlere az bir zaman kala birileri tarafından sahne konmuş bir oyun'' olarak lanse edildi. Medyada en çok yer alan birinci iddiaya gelirsek. Ben şahsen Sibel hanımı 2 yıldır tanıyorum. 2 yıl süresi içerisindeki konuşmalarımızda hiçbir zaman Fatih ve Eyüp belediyelerine danışmanlık işi yaptığını söylemedi. Ne iş yaptığını sorduğumuzda, bazı özel kanallarda kadınlar için sabah programı yaptığını ve Davranış Bilimleri Uzmanı olarak serbest çalıştığını belirtti. Ayrıca bu gün bana gönderdiği basın açıklamasında, ''Habertürk Gazetesi'nden Özlem Yılmaz İmzalı söyleşide yer alan açıklamalar hedefinden saptırılmıştır. Basında adı geçen belediyelere danışmanlık hizmeti verdiğim açıklaması bana ait olmayan bir açıklamadır. Adı geçen belediyelerle sadece seminer verdiğim doğru olan bilgidir.'' Diyerek Fatih ve Eyüp belediyesinde çalışmadığını teyit etti. '' Niye önceden böyle bir açıklama yapmıyor da, tam seçim arifesindeyken AK Partiye oy kaybettirmek için şimdi açıklama yapıyor.'' İddiası da tamamen asılsız ve yanlış. Çünkü Sibel Hanım bu açıklamalarını şimdi seçim arifesinde yapmıyor ki. 2 yıldır her ortamda dile getiriyor. Hatta bu açıklamadan daha radikallerini Habername'deki köşesinde iki yıldır yazıp-çiziyor. Yaptığı televizyon programlarında da zaman zaman bu görüşlerini dillendirdi. Şimdi gelelim o talihsiz açıklamaya, Sibel hanımın yaptığı açıklamanın içeriğine bende katılmıyorum. Tamamen tersini düşünüyorum. Ama öyle düşünüyor'' diye hakaret etmeye ve aşağılamaya hakkım yok. Savunduğu fikre karşıysam, fikirle çürütmeye çalışırım. Sonuçta Sibel Hanım ne Cumhurbaşkanı? Ne Başbakan? İki gün sonra söyledikleri unutulup gidecek. Artık bu ülkede Dileyen, fikirlerini özgür bir şekilde haykırsın. Birbirimizin fikirlerine davranışlarına tahammülümüz olmadığı müddetçe “gerçek demokrasi” gelmeyecek, “huzur” olmayacaktır. Karşımızdakinin fikirlerini kabul etmek zorunda değiliz ama saygı duymalıyız ki o da bizim fikirlerimize saygı duysun ve “huzur”lu olarak yaşayalım. Baskının olduğu her yerde asiler hep vardır ve olacaktır. Kendinizi karşı tarafın yerine koyarak düşünün bir de. Hepimiz insanız ve bu ortak paydada huzurlu ve güzel bir hayat yaşayabiliriz. Evet sevgili okurlarım yorum sizlerin. Özelliklede hanımefendi okurlarım sizlerin yorumunuz bizi daha da aydınlatacaktır. Saygılarımla