ADALET. HANİ NERDE ?

Yusuf Demircioğlu

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı tarafından yönetilmekteyiz on yıldır.

Aslına bakarsanız partinin ismi güzel. Hem adalet hem de kalkınma var içinde. İşin mahkemelerdeki adalet kısmına hiç değinmeyeceğim. Hepimiz '' bu ülkede adalet yok be kardeşim diyen '' onlarca insanla karşılaşıyoruz her gün.Ne yazık ki Türk adaleti güçlüden yana olma eğilimini bu dönemde de sürdürmüş , haklının yanında olmak yerine güçlüden yana olmayı tercih etmiştir.

Bugün ekonomik adaletten yani verginin ödenmesinden ve gelirin hakça paylaşımından söz edelim.

Vergi, kamu hizmetlerini karşılamak amacıyla, kişilerden ve kuruluşlardan kanun yoluyla toplanan paralardır.Anayasamızda yer alan ve herkesin ödeme gücüne göre ödemekle yükümlü olduğu bir görevdir.

Şöyle demek istiyor. Yol , su , elektrik istiyorsan değerli vatandaş elini cebine atacaksın.Yok öyle üç kuruşa beş köfte.

Vergideki adalet, kişinin ödeme gücüne göre alınmasıdır. Peki durum Türkiye ' de böyle midir ? Cevabı hepiniz biliyorsunuz. Tabi ki hayır.

Gelişmiş ülkelerde kişilerin kazançlarından toplanmakta olan vergi bizde ise harcamalardan toplanmaktadır.

Eeeee ''ne var bunda kardeşim devlet bir şekilde para toplayacak yoksa bu yollar nasıl yapılır .''diyen okuyucuları aydınlatalım biraz.

Hazır olun.Yeni zam paketlerimiz ya da Maliye Bakanımızın deyimiyle güncellemeler yolda.Hükümet ümüğünüzü bir kere daha sıkmak için son hazırlıklarını yapıyor.

Maliye Bakanlığı 2012 bütçesinin hedefin üzerinde açık vereceğinin ortaya çıkmasından sonra Maliye Bakanlığı bürokratları, 10 milyar liralık ek gelir getirecek zam paketi taslağı hazırladı. Taslakta otomotiv, sigara, tapu harcı ve gayrimenkul yatırım ortaklıklarına ilave ve yeni vergiler yer alıyor.

Bu vergilerin hiç biri , verginin ödeme gücüne göre toplanması ilkesine uymamaktadır. Memlekette oğlunun aldığı gemiyi tehlikeli bulduğu için paramparça edebilecek zenginlikte olanlar ile aç karnımı nasıl doyururum diye düşünenler kamu giderlerine aynı oranda ortak edilmeye çalışılmaktadır.

Harcamalar üzerinden alınan vergi oranları yükseldikçe fakirleşme artmaktadır. Mükelleflerin sadece yüzde 2'si incelenebilmektedir. Bunun doğal sonucu olarak , iğne atsanız yere düşmeyecek mekanlara sahip olanlar , yanında çalışan garson kadar vergi ödememektedir.Bu tip bir vergi sisteminin adaletinden bahsetmek kesinlikle mümkün değildir.

Uzun yıllar süren güçlü iktidarları boyunca , vergi sistemimizin düzeltilmesi için en ufak bir adım atamayan hükümet , işin yine kolayına kaçmış. Vur abalıya yönteminden vazgeçmemiştir.

Nedense bu durum hiç şaşırtmamıştır bizi. Vatanın savunması için şehitlerimizi garibanlardan seçen yöneticilerin , iş açık veren bütçenin kapatılması olduğunda , zengin vatandaşlarımıza elinizi taşının altına sokun , diyebilecek cesareti kendilerinde bulabileceğini beklemek abesle iştigalden öte gitmezdi.

Bir de milli gelirin dağılımına bakalım.Kişi başına düşen milli gelirimiz 15000 dolar. Çevirelim bunu Türk Lirasına ortalama 30.000 TL.Her ailenin dört kişi olduğunu varsayarsak , ailenin ortalama yıllık geliri 120.000 TL.

Rakamlar çok mu kafanızı karıştırdı. Bakın etrafınıza hanesine yılda 120.000 TL giren kaç kişi tanıyorsunuz ?

Gelirin dağılımındaki adaleti kendi kendinize ölçmeniz için en basit kriter. Rakamlara değil gözlere ihtiyacınız var.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.