AB’ye Girmiştim Yaa..! (II)

Nihat Kahvecioğlu

Sevgili okurlar, Avrupa"yı gezişim ilk değil.Ama Avrupa birleşmiş bir bütün olmuş, birliğe dönüşmüş.Avrupa ya ilk gidişim yıllar önce, 1977"nin 1978"e bağlandığı günlerdi.Almanya"ya; kara yoluyla Bulgaristan,Yugoslavya ve Avusturya"yı aşarak varmıştık.Benim için heyecan dolu uzun bir yolculuktu.O Almancılara gıpta ile bakıldığı, Almanya"nın gözümüzde büyütüldükçe, büyütüldüğü zamanlardı o günler.

Ne güzeldi o yıllar, yaş 19.Her şey tozpembe.Hayatın ağır yükü sırtımda yok. Of ki offf…!

Almanya"ya ayak bastıktan kısa bir süre sonra, “Alman Sonbaharı” olarak bilinen ulusal krizin içinde bulduk kendimizi.Nedenini kısaca yazayım.

Ülkeler,dönem dönem terörden nasibini alıyor.Kızıl ordu fraksiyonu RAF-Rote Armee Fraktion –Baader Meinhof çetesi.Radikal sol görüşlü örgüt, Almanya"yı kasıp kavuruyordu.Bu örgüt sürekli eylem yapıyor, alman polisine aman vermiyordu.Amaçları hapisteki arkadaşlarının bırakılmasıydı.Almanya"da bulunduğum tarihlerde,05 Eylül 1977"deki en büyük eylemi; Eski SS subayı, Almanya Nasyonal Sosyalist İşçi Partisinin eski üyesi, Alman İşçileri cemiyeti-işveren sendikaları –başkanı ve batı Almanya"nın en güçlü sanayicilerinden- Mercedes"in en büyük ortağı- Hanns Martin SCHLEYER kaçırılıyordu. SCHLEYER"i taşıyan aracın şoförü, yol ortasında karşısına çıkan bebek arabası yüzünden durmuş,bebek arabasını görmediği için hızını kesemeyen polis eskortu da araca arkadan vurmuştu.Zaten tuzak olan bebek arabası, eskortunda kaza yapması sonucu daha da avantaja dönmüş, maskeli beş saldırgan, üç polisi ve şoförü öldürüp H.M.SCHLEYER"i rehin alarak kaçmıştı.Her yer polis kaynıyordu.Her nokta tutulmuştu.Pasaportum yol geçen hanına dönmüş, açılıp kapatılmaktan.Ulusal kriz “Alman Sonbaharı” gittikçe büyüyor, çünkü çete boş durmuyordu.H.M.SCHLEYER"i hapiste bulunan arkadaşlarının serbest kalması için rehin almış,hükümetle pazarlık yapmaya çalışıyorlardı.Hükümetin pazarlığa yanaşmaması üzerine,tekrar misilleme yapıp,yaklaşık bir ay sonra 13 Ekim 1977"de,Alman hava yollarına ait Lufthansa uçağı kaçırılıp, Mogadişu"ya götürülüyordu.Uçağın işbirliği yapmayan bir pilotu da öldürülmüştü. 18 Ekim" de Alman federal polisinin elit timi GSG9 tarafından başarılı bir operasyonla uçağın kurtarılması üzerine, RAF misilleme olarak 20 Ekim"de H.M.SCHLEYER"i öldürmüştü. Fransa-Almanya sınırına yakın MULHOUSE"de otomobil bagajında bulunan SCHLEYER"in cesedi incelemeye alınmış, otomobilin, polis tespitine göre sınırdan 5-6 kez girip çıktığı anlaşılmıştı.

Bu olayı yazmamın nedeni; olayı çok yakinen yaşadığım, tüm polis bariyerlerini, araç ve insan aranmalarını bildiğimden değil, TERÖRE DESTEK VERENLERİN; terörden ne kadar çektiklerini, ulusal kriz yaşadıklarını, unuttuklarından dolayıdır.

TERÖRE can dayanmaz.O kadar sıkı tedbirlere rağmen,bir araç sınırdan birkaç kez nasıl olup da girip çıkmıştı.Üstelik o zaman sınır kapıları mevcut, pasaport mecburiyeti varken.

Bu gün gittiğim ALMANYA, bu duruma gelirken güllük, gülistanlık yollardan geçmedi.Yokluk ve terör başlarında musallat iken, BİRLİK VE BERABERLİK içinde olmayı bildiler.Darısı başımıza.

Her şey gönlünüzce olsun.

SEVGİLERİMLE.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.