8 MART EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

Süleyman Soylu

 8 MART EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
     Elimizde bir karanfil bir çiçek veya gönül alıcı küçük bir hediye ile yaklaştığımız kadınlarımız, kendilerine gösterilen nezaket ve sevgi karşısında ne kadar çok mutlu olduklarını görürüz.
    Onlar bir elmanın iki yarısı gibi bizim diğer yarımız; kadınlarımız ! 
   Onlar anamız, onlar yarimiz, onlar bacımız, onlar kız çocuklarımız !
   Onlarsız gönüllere ulaşılmaz; Ozanlarımız, şairlerimiz onlarsız söz, edebiyatçılarımız onlarsız dize oluşturamaz, sanat onlarsız yaşayamaz.
    Dualar onlarsız güzellik onlarsız olmaz!
    Hayatın üretken, hayatın dolu tarafı onlar,
    Onlar "Emekçi Kadınlarımız !"
  8 mart tüm kadınlarımızın sevgi ve dayanışma günü, elbette insanca kaynaşma içinde kutlaması gereken bir gündür.
    Ne yazık ki çağlar boyunca sömürülen emekçi, dar gelirli, işçi ve köylü sınıfıyla birlikte kadınlarımız bugün de aynı şekilde sömürülmektedirler.
    Evde tarlada ve iş yerinde kötü muamaleye maruz kalmakta, haksızlığa uğramaktadırlar.
    Uzun zamandır iktidarda olan AKP iktidarında bir tarafta haris kazanç hırsıyla yanıp tutuşan "türbanlı ve türbansız sermaye" emekçi kadınlarımıza ucuz işgücü olarak bakmaktadırlar.
    Bir tarafta emekçi ve işsiz aileler, analar bacılar ve kadınlarımız çöplerden rızıklarını ararken ve üç kuruşla geçinemezken huzursuzluklar artmaktadır.
    Sosyo-ekonomik sıkıntı yaşayan aileler ve işsiz çocuklarıyla travma yaşayan aileler içinde şiddet yaşanmakta ve bundan en çok emekçi gariban kadınlarımız zarar görmekte karakol kapılarında sürünmekte, dengesiz uygulanan AB kriterleri aile bağlarını koparmakta, koca şiddetine yol açmaktadır.
   Bizzat Tayyip Erdoğan'ın "yetiştirmek iddiasındaki nesille" uyum sağlayamayan medeni kanunlar kadınlarımızda ve toplumda ayrışmaya neden olmaktadır. Açlık sınırında bir asgari ücretle yaşayan bir ailede kadının çocuklarıyla mutlu olması düşünülemezken bir tarafta, 17 Aralık operasyonunda İktidar mensuplarının nasıl bir servet içinde yaşadıklarını görmekteyiz.
    Daha önceleri de bu sayfalarda kaleme aldığımız kendini "müslim sınıfı" diye ayıran emekçi ve mazlum kadınlarımızdan ayrışan kadınların yaşam ve giyimlerine baktığımız zaman, İslam'ın ve vicdanın sınırlarını aşan yaşantılar görmekteyiz.
     AKP iktidarında böylesi bir servet uçurumu zaten iktidar yöneticilerinde belirgin bir şekilde görmekteydik ki; yolsuzluk ve ayakkabı kutularında harami tarzı servetleri görünce hiç de şaşırmadık.  Yoksulluğu yaşayan biri olarak böyle şeyleri gözle görmeye gerek yok, toplumun muhtaçlığından ve gelir düzeyinden anlaşılmaktadır.  Değilmi ki; Emekçi kadınlar ağlarken, 200 milyonluk türban takanlar, 3000 euro luk kürk manto ve timsah derisi ayakkabı, yılan derisi çanta ve altında dört çeker jip kullananlar varken, "Toki" fakirler yerine Lüks konut yaparken bunların helal yaşam olduğunu söyleyenler yalan konuşur.
    Kapitalizmin en vahşi kurallarıyla ülkemizi yöneten AKP iktidarının bize İslam'ın kurallarından söz etmesi gülünç ve halkı aldatıcıdır. Ayet der ki; ".. eğer fakir varsa zenginin zulmü yüzündendir." 
     İşte bundan 157 yıl önce ABD de eşitlik ve hak uğruna mücadele veren kadın işçilerin taleplerini kırmak isteyen patron, polis müdahalesi sonucu fabrikaya kilitlenmişler ve çıkan yangında 129 kadın emekçi yanarak can vermiştir.
   Zenginin zulmü burada yatar.  Hakim ve sömüren sınıfa karşı mücadele ve hak arayışından doğan "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü," bugün de ülkemizde güncelliğini korumaktadır.
    Ezilen ve hak mücadelesi veren kadınlarımıza başarı diliyorum. Kadınlar gününü kutluyorum.                                                                                          Saygılarımla.
      
 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.