60 bin insanımız organ için sıra bekliyor

Organ Nakli Koordinatörü Dr. Levent Yücetin; "Kadavra organ bağışında çok gerilerdeyiz ama canlı vericili nakillerde dünya birincisiyiz. 60 bin insanımız organ nakli sırasında bekliyor" diyor

Organ nakli bekleyen hastaların bulunduğu listeden silinen her ismin, yeni bir hayatın başlangıcı olduğunu söyleyen Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Bölüm Koordinatörü Dr. Levent Yücetin, organ nakli ve bağışı konusunda rakamların ötesindeki gerçekleri anlatıyor:

Türkiye'de organ bağışının hâlâ yeterli oranlara ulaşamamasının nedeni nedir?
Türkiye'de 60 bin kişi, yani altı stadyum dolusu insan organ bekliyor. Türkiye'de hep organ azlığından bahsediyoruz. Diyoruz ki insanımız organlarını bağışlamıyor. Evet, ölümden sonra organ bağışında çok gerilerdeyiz ama canlı vericili organ bağışında da dünya birincisiyiz. Buradan çıkan sonuç şu: Hayattayken organlarımızı bağışlıyoruz, ölünce bağışlamıyoruz. Türkiye genelinde yıllık 3 bin böbrek nakli yapılmaktadır. Bunların 2 bin 400'ü canlı vericiliyken sadece 600'ü vefat eden kişilerden yapılabiliyor. Türk insanı kadar sevecen, yardım etmekten, ekmeğini paylaşmaktan mutlu olan bir millet olduğunu düşünmüyorum. Bir yakınının organa ihtiyacı olduğunda hiç gözünü kırpmadan ameliyat masasına yatıp bir organını bağışlayabiliyor. O zaman bizde bir eksiklik var; çok başarılı ve zor ameliyatların altından kalkıyoruz ama insanımıza bu konuyu doğru şekilde anlatamıyoruz.

Organ nakli konusunda en büyük merkezlerden birinin koordinatörüsünüz; siz ve merkeziniz bu konuda ne tür çalışmalar yürütüyor? Tüm ekip başarılı organ nakillerinin yanı sıra organ bağışını artırmak için önemli bilinçlendirme çalışmaları da yürütüyor. Bunlardan biri Medical Park sponsorluğunda hayata geçen Yeni Hayat belgeseli. Organ bağışı ile ilgili bir belgesel projesinin içerisinde olmak hep hayalimizdi.

SİLİNEN İSİM YENİ BİR HAYAT
Organ nakli bekleyen hastaların yaşadıklarını biliyorsunuz, bir hekim olarak siz neler hissediyorsunuz?
Özellikle yeni tanıştığım insanlar organ nakil koordinatörü olduğumu öğrendiğinde, hele hele vefat edenlerin yakınlarıyla organ bağışı için benim görüştüğümü öğrenince hep aynı soruyu soruyorlar: 'Nasıl yakınını kaybetmiş birine en acılı anında bu soruyu sorabiliyorsun, bu durum senin psikolojini bozmuyor mu?' Evet, ilk bakışta çok zor bir durum ve kimse o ortamda bu görevi yapmak istemez. Bu, ölümün soğuk yüzüdür. Bir bilim insanı olarak biliyorum ki ölümün çaresi yok ama bağışlanan organlarla birçok kişi hayat bulabilir. İlk göreve başladığımda odama gelen gözü yaşlı bir anne bana şunları söylemişti: "Hocam benim kızım 5 yaşında ve diyalize giriyor. Bizim evde sofra kurulurken masaya bardak konmaz, su şişesi gelmez, 11 yaşındaki oğlum, eşim ve ben hep kapıların arkasında gizli gizli su içeriz, evdeki tüm musluklara eşim kilit yaptı ki kızımız bizden gizli fazla sıvı almasın..." Evet bir tarafta bir vefat var; eş, anne-baba hayatını kaybediyor, maalesef onun için yapabileceğimiz bir şey yok ama bağışlanan organla sadece bu kızın su içmesini sağlamayı bırakın, 11 yaşındaki abisinin de rahatça su içmesini sağlama şansımız var. Organ nakli bekleyen hastaların bulunduğu listeden silinen her isim, yeni bir hayatın başlamasını sağlıyor.

ANNE-BABALAR ORGANLARINI ÇOCUKLARINA VERİYOR
Organları hastalardan ya da yakınlarından siz istiyorsunuz. Kadavradan mı, canlıdan mı organ istemek daha kolay?
Kendi adıma söyleyeyim; kadavradan istemek daha kolay. Çünkü orada hayatını kaybetmiş bir insan var ve doğanın tek bir kuralı var; her doğan canlı ölecek. Eğer organ bağışı yapılmazsa toprak olacak. Canlı vericide hiçbir sağlık sorunu olmayan birini riske atıyorsunuz. Diyalizde hastayı bırakırsanız yaşam şansını ve kalitesini üç kat azaltıyorsunuz. Kadavradan herkese organ bağışlama şansınız yok, dolayısıyla canlı nakilleri de önermek zorunda kalıyorsunuz.

AYRILAN EŞLER BİLE OLUYOR
Nasıl tepkilerle karşılaşıyorsunuz?
Tepkiler çok değişken olabiliyor, net bir şey söylemek zor. Genelde anne-babalar çocukları söz konusu olduğu zaman hemen kabul ediyorlar. Ama anne-babalar, çocuklarından almayı kabul etmiyorlar. Eşlerin bir kısmı organlarını vermeyi kabul ederken bir kısmı ayrılmayı bile düşünüyor. Kardeşlerde; bekarsa verme olayı daha kolay, evliyse eşlerin tepkileri ortaya çıkabiliyor. SABAH

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SAĞLIK Haberleri